İstanbul Bilgi Üniversitesi öğrencileri, mezunları ve öğretim elemanları, geçtiğimiz hafta üç akademisyenin "görevi kötüye kullandıkları" gerekçesiyle, savunmaları alınmadan işten çıkarılmasını santral yerleşkesinde protesto etti.
Sabah saatlerinde gerçekleşen eylemde katılımcılar, E1 binasını sembolik güvenlik şeridi ile kapatarak alkışlı protestoda bulundu.
Görsel İletişim Tasarımı (VCD) bölümünden bir öğrencinin geçtiğimiz bahar döneminde bitirme projesi olarak porno içerikli bir tez sunmasının 1 Ocak'ta basına yansımasının ardından, tez jürisinde yer alan üç öğretim görevlisinin üniversiteyle ilişiği 3 Ocak'ta kesilmiş ve söz konusu bölümün de bulunduğu E1 binasındaki ofis ve stüdyoların kilitleri, 2 Ocak akşamı değiştirilmişti.
Öğrenciler, mezunlar ve çalışanlar öğretim elemanlarına destek için örgütlendi
Bilgi Üniversitesi öğrencileri, mezunları ve çalışanları işten uzaklaştırılan öğretim elemanlarına destek için örgütlendi.
Bilgi mezunları ile e-posta hesapları geçici süreyle erişime kapatılan Fotoğraf ve Video (POV), Görsel İletişim Tasarımı (VCD) ve Sinema ve Televizyon (FTV) bölümü çalışanları, tepkilerini sosyal ağlar ve üniversite dışındaki internet sitelerinde dile getirdi.
Bilgi'de çalışan öğretim elemanları ise üniversitenin iç yazışma sistemini kullandı. Bu ikinci gruba eylem çağrısını ilk Matematik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ali Nesin yaptı.
Eylemciler saat 10:00 civarında santral yerleşkesinin arka kapısında toplandı. Bilgi Üniversitesi kimlik kartı taşımayan katılımcılar içeriye alınmadı.Gazetecilerin içeriye girişine ise sendikalı bilgi çalışanlarıyla öğrencilerin üniversite yönetimine yaptığı çağrı üzerine üniversiteye girebildi.
Yaklaşık 300 kişi bir süre E1 binasının önünde eylem yaptıktan sonra giriş kapısına yönelerek basın açıklamasını burada yaptı.
Uzaklaştırılan öğretim elemanları adına ilk konuşmayı Görsel İletişim Tasarımı Bölümü Öğretim Görevlisi Mustafa Ercan Zırh yaptı.
İşten çıkarılan öğretim üyelerine savunma hakkı tanınmadığını, ilgili bölümlerin akademik kadrosundan hiç kimseyle iletişime geçilmediğini vurgulayan Zırh, İletişim Fakültesi Dekanlığını görevi bırakmaya davet etti; üç öğretim elemanını iş haklarının iade edilmesini istedi.
Zırh, "porno tezi" konusunda ise şunları söyledi:
"Pornografi diğer akademik disiplinler çerçevesinde tüm dünyada yapılan metinsel çalışmalarda nasıl ele alınabiliyor ise, VCD ve POV bölümlerinin projelerinde de araştırma konusu edilebilir... Akademik danışmanın görevi, çalışma konusunu sansürlemek olamaz. Ancak ve ancak, konuyu araştırma yapılan disiplin çerçevesinde değerlendirmek ve bağlamına oturtmak üzere öğrenciye yol gösterebilir."
Bilgi Üniversitesi Bilgisayar Bilimleri Bölümü öğrencileri adına konuşan Mehmet Hakkı Dere ise Bilgi Üniversitesi'nin bir vakıf üniversitesi olduğunu hatırlattı; "Vakıflar Kanunu'na göre kar amacı gütmeyen bir kurum olması gereken Bilgi Üniversitesi, adeta bir şirket havasında yönetilmeye başlandı" dedi.
"Gerektiğinde hata yapabilmek"
Matematik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ali Nesin ise üniversitelerin başta öğrencilere ait olduğunu vurguladı; "Yıllardır bu üniversiteye emek veriyoruz, birileri geliyor birkaç milyon dolarla emeğimize el koyuyor. Bu üniversite bizimdir, böyle biline!" dedi.
Nesin, "Akademik özgürlük gerektiğinde tehlikeli sularda yüzebilmek, müsamaha göstermek, gerektiğinde 'ben hata yapabilirim' demektir" diye konuştu.
Bilgi çalışanlarının bir bölümünün üyesi olduğu Sosyal İş Sendika İstanbul Başkanı Mustafa Aguş, tüm üniversite çalışanlarının baskı altında olduğuna dikkat çekti; öğretim üyelerinin görevlerine iade edilmesini, sorgusuz işten çıkarma kararlarını verenler hakkında kovuşturma başlatılmasını istedi.
Bilgi Üniversitesi Kültürel İncelemeler Yüksek Lisans Programı Direktörü Bülent Somay ise "İşlerinden atılan öğretim görevlilerinin durumlarının yeniden değerlendirileceğine dair dün bir mail geldi. Bu şu demek: Artık iş hukuku ile değil, idari hukukuyla çözeceğiz" dedi.
"Porno üzerine tez yapmakla, tez olarak porno yapmak farklı şeylerdir. 'Porno'yu tırnağa aldığın sürece akademide problem yoktur" diyen Somay, medyanın olaya yaklaşımını da eleştirdi.
Eyleme katılan öğrenciler, daha sonra ünivertenin öğrenci işlerine giderek "akademik özgürlüğün sınırları nedir" sorusunun cevabını talep eden dilekçelerini teslim ettiler.(BB)
* habervesaire.com'da Ayşegül Aydın ve Mehmet Özen'in imzasıyla yayımlanan haberi özetleyerek alıntıladık.
* Fotoğraf: Ertan Önsel