Türkiye Barış Meclisi sözcülerinden Ayhan Bilgen "çatışmaların yoğunlaşması, bizi umutsuzluğa değil, barışa duyulan ihtiyacı pekiştirmesi açısından ısrarlı çabalara yönlendirmeli" diyor.
bianet'in 1 Eylül Barış Günü'nde görüştüğü Bilgen, "Türkiye bir birleşmeyi gerçekleştirmediği için, bu sorunun çözülebileceğine dair gerçeği de kabullenmek istemiyor. Bugüne kadar uygulanan yöntemlerin bizi çözüme yaklaştırmadığı bu kadar açıkken, bu politikalarda ısrar etmek sadece sorumsuzluk değil, aslında bütün bir topluma yönelik bir kandırmaca/oyalamaca operasyonu" diye konuşuyor.
Bilgen'e barışa giden yol için tarafların, hükümetin, ordunun, meclisin, PKK'nin, barış savunucularının ne yapması gerektiğini sorduk.
"Hükümet sorunun nedenlerini kaldırmalı, silah bırakma koşullarını yaratmalı"
"Bugüne kadar uygulanan politikalarda ısrar edilmesi, sadece Kürt sorununun çözümsüzlüğüne hizmet etmekle kalmıyor, sivil siyasal iradeyi de etkisiz hale getiriyor. Siyasal iktidarların bu sorun karşısında geliştirecekleri bir etkin irade, bütün alanlarda söz söyleme ve gerçek bir değişime öncülük etme fırsatını ortaya çıkaracaktır.
"Hükümetin bir yandan sorunun sebebi olan yasalardan ve uygulamadan kaynaklı düzenlemeleri gözden geçirmesi, diğer yandan silahlı örgüt mensuplarının tümüyle silah bırakmalarını sağlayacak açılımları ortaya koyması gerekiyor."
"Ordu gölge etmesin"
"Ordu gölge etmesin, başka ihsan istemez. Politikaları belirleyici rol üstlenme yetkisini kendisinde görmemeli. Ama ne yazık ki devir teslim törenlerinde ve 30 Ağustos sırasında ortaya koyulan tavır, eski alışkanlıkların değişmediğini gösteriyor. Dışlayıcı, tek tipleştirici devlet anlayışı, sadece toplumsal çatışma ve güvensizlik ortamının pekişmesine hizmet ediyor."
"PKK'ye yeni ateşkes çağrısını anlamlı bulmuyorum"
"Silahlı örgüte yeni bir ateşkes çağrısında bulunmayı pek anlamlı bulmuyorum. Bugüne kadarki hiçbir fırsat değerlendirilemedi. Barış talebinin daha büyük bir toplumsal iradeye dönüşmesi, barışın 'dayatılması' gerekiyor. Barışa giden yol ancak buradan geçiyor."
"Parlamentoda ortak bir platform barış sürecini hızlandırabilir"
"Parlamento içinde, belki önce bir kapalı görüşme, daha sonra da çözüm için bir ortak platformun oluşturulması, barışa giden süreci hızlandırabilir, kolaylaştırabilir. Bu konuda öncelikle adım atması gereken, çoğunluğu oluşturan iktidar grubud. MHP ve CHP'yi de bu yönde açılım için zorlayacak bir projeye, DTP ve diğer milletvekillerinin de her türlü özveriyi göstererek destek vereceklerini düşünüyorum."
Aktif barış savunuculuğu
"Çatışmaların devamı, toplumun bütünü için, özellikle özgürlüklerin kullanımı ve ekonomik kaynakların paylaşımı açısından ciddi bir handikap oluşturuyor. Çatışmaların bir an önce bitirilmesi ihtiyacını, bütün topluma anlatabilecek bir etkin barış dilinin ve örgütlenmesinin öncelikli hedef olarak görülmesi gerekir. Barış Meclisi'nin kendine koyması gereken hedef bu olmalı.
"Bugüne kadar barıştan yana net tavır ortaya koymuş olanların da daha fazla sorumluluk üstelenerek sürece aktif müdahale etmesi gerek. 'Pasif' bir barış savunuculuğu yerine, hayatın tüm alanları içinde, emek örgütlenmesinden Alevi örgütlenmesine, kadın örgütlerinden çevre örgütlerine, üniversitelerde demokrasi ve özgürlükleri isteyenlere kadar herkesin, kazanımlarının ön şartı olarak barış ortamının tesis edilmesini görmesi ve talep etmesi gerekiyor. Bunu kendi örgütlülükleri içinde de ön plana çıkarmalılar." (TK/EÜ)