Haberin Kürtçesi / İngilzcesi için tıklayın
İstanbul Cumhuriyet Savcısı, bianet muhabiri Beyza Kural’ı 6 Kasım 2015'te haber takibi sırasında darp ederek ters kelepçe takan polisler hakkında bir sene sonra takipsizlik kararı verildi.
Savcılık, polis memurları Y.Ş., N.D. ve K.A. hakkında “Zor kullanma yetkisini aşarak yaralama” suçlamasıyla yaptığı soruşturmada muhabirin “yaralanmasının yaşamanı tehlikeye sokan durum olmadığı”nı belirterek “polislerin zor kullanma yetkisini aşmadıklarını” söyledi.
Savcılığa da sunulan fotoğraflarda Kural'ın gözaltına alındığı sırada basın kartının elinde olduğu görülmesine rağmen, polisler ifadelerinde Kural’ın basın kimliğini göstermediğini iddia etti. Kural’ın avukatları karara itiraz edecek.
Avrupa Konseyi, Türkiye Hükümeti’ne bianet muhabiri Kural’a yönelik polis şiddetini sormuş, Ocak 2016’da Türkiye’den verilen yanıtta, Kural’ın gösterici zannedilerek gözaltına alındığı, gazeteci olduğu anlaşılınca serbest bırakıldığı öne sürülmüştü.
TIKLAYIN - AVRUPA KONSEYİ BİANET MUHABİRİNE POLİS ŞİDDETİNİ SORDU, TÜRKİYE YANLIŞ BİLGİ VERDİ
Haber takibinde ters kelepçe
6 Kasım 2015’te Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) kuruluşu yıldönümü nedeniyle İstanbul Üniversitesi önündeki öğrenci protestosu sırasında öğrenciler ters kelepçelenip darp edilerek gözaltına alınmıştı.
Haber takibinde olan Kural, yaşananları kayda aldığı sırada polislerce engellenmiş, gazeteci kimliğini göstermesine rağmen darp edilmiş, ters kelepçe takılarak gözaltına alınma girişimi meslektaşlarının müdahalesiyle engellenmişti.
Olay sırasında kayıtta olan Kural’ın kamerasına polislerden birinin “Bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi değil artık, bunu öğreteceğiz size" şeklindeki sözleri yansımıştı.
Polis ifadelerinde aynı cümleler
Kural, avukatları aracılığıyla polisler hakkında 16 Kasım 2015’te İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na “tehdit, zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması, kasten yaralama, iş ve çalışma hürriyetinin ihlali, görevi kötüye kullanma” suçlamalarıyla başvuruda bulundu.
Üç polis memuru 2016 yılının Ağustos ayı içinde Beyazıt Polis Merkezi’nde ifade verdi.
K.A. ve N.D. adlı polisler ifadelerinde birebir aynı cümleleri kullandı:
“…Çevik kuvvet otobüsünün olduğu yerde bir bağırtı duyduk ve o noktaya doğru hareket ettiğimizde sivil bir bayanın ben gazeteciyim diye bağırdığını duydum. Daha sonra kendisine basın kartının gösterilmesi istenildiğinde ‘siz kimsiniz, kendi işinize bakın’ diye cevap verdi… şahsın göz altına alınma sürecinde kendisine zor kullanma yetkimi aşarak yaralanmasına sebep olmadım."
“Hiçbir şey eski gibi değil’i tam hatırlamıyorum”
Polis memuru Y.Ş. de Kural’ın kimliğini göstermemekte direttiğini ve bu nedenle gözaltına alındığını öne sürdü, videoda duyulan cümlesi ile ilgili “Şahsa yönelik değil” dedi.
“Hiçbir şey eskisi gibi değil artık. Bunu öğreteceğiz size’ cümlesi ile tam olarak hatırlamamakla beraber, o dönem devletimizin üst düzey yetkilileri tarafından terör eylemlerine karşı duruşa yönelik kararlı söylemler ve olay yerinde bulunan grubunun elindeki pankartlar ve söylemlerle polisi ve devleti aşağılayıcı ve suçlayıcı söylemlerin bulunması dolayısıyla ortaya söylenmiş bir söz olduğunu düşünüyorum. Şahsa yönelik değildir. Zaten arkamı dönüp giderken söylemişim, o şahsı ne bu olay öncesinde ne de sonrasında görmüş değilim. Kendisi ile herhangi bir husumetim yoktur. Ben kimseyi tehdit ve hakaret etme kastıyla hareket etmedim. Görevim gereği ve amirlerimin emirleri gereği gözaltı işlemi yaptım. Herhangi bir zor kullanmadım. Yetkimi aşmadım."
Savcı: Yaşamını tehlikeye sokmadı
7 Eylül 2016 tarihli İstanbul Cumhuriyet savcısı Rasim Işıkaltın imzalı kararda polis memurlarına “Zor kullanma yetkisini aşarak yaralama” suçlaması yapıldığı, şikayet dilekçesindeki diğer suçlamaların yöneltilmediği görüldü.
Savcı, “üç polis memurunun Kural’a gözaltı işlemi uyguladığı, gazeteci olduğunun anlaşılması üzerine serbest bırakıldığını” söyledi.
Kararda şu ifadeler yer aldı:
“Müştekinin adli tıp raporunda yaralanmasının yaşamını tehlikeye sokan bir durum olmadığı, kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olduğu, kolunda kızarıklık ve hassasiyet görüldüğü, soruşturma dosyası kapsamındaki olay tutanağı ve adli tıp raporu incelendiğinde kolluk kuvvetlerinin zor kullanma yetkisini aşmadıkları anlaşılmakla… polis memuru şüpheliler hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiştir.” (ÇT)