ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, Türkiye hükümetinin Kürt sorununun çözümü için kapsamlı bir planı olduğunu söyledi. Ama şimdiye kadar bu "kapsamlı plan"ın ne olduğu hakkında bir açıklama yok.
bianet'in Azerbaycan dönüşünde PKK için "Ya bunlar silahları bırakarak dağları değil şehri tercih edecekler ve siyasal platformda gerekli yarışı sürdürecekler ya da şu andaki durumlarını tercih edecekler" diyen Başbakan Erdoğan'a soruları var.
- Kapsamlı plan ne?
- Plan neden hâlâ açıklanmış değil
- Barış için hangi adımlar planlanıyor?
- Kürt sorununun çözümü için her alandan bilgi üretenler bu süreçte nasıl yer alacak?
- Barış Meclisi'nin barış programı bu süreçte ne kadar yer alacak?
- Hafta sonu Diyarbakır'da toplanan Doğu ve Güneydoğu illeri valileri ve kolluk yetkilileri ne konuştu, ne kararlar alındı?
Erdoğan'ın sözleri
Erdoğan son günlerde, Kürt sorununa, PKK'ye, sınır ötesi operasyona ve Demokratik Toplum Partisi'ne (DTP) ilişkin bazı sözleri şöyle.
13 Kasım, AKP grup toplantısı: Bilelim ki asıl gücümüz, içerdeki toplumsal barış ve dayanışmadadır. (...)Türkiye, kardeşliğini muhafaza ederek, özgürlük ve refahını artırarak, adaleti tesis ederek bu sorunu çözecektir. (...)Meselenin esas çözümünün, milletin özgürlük ve refahını daha da ileri taşımaktan, hukuku, adaleti tam manasıyla işletmekten geçtiğini unutmamalı ve terörün dayattığı mantığa teslim olmamalıyız. (...) Demokrasi ve hukuk, terörle mücadelede bizi zayıflatan değil, güçlendiren değerlerdir. Şiddete dayanmayan, şiddetten güç devşirmeye kalkışmayan, şiddeti övmeyen her düşünce, her talep bizim için kıymetlidir ve muhatap alınmayı hak eder. Siyaset de budur zaten. Şiddeti dışlayarak konuşabilmek, meselelerimizi diyalogla, hukuk içinde çözebilmek; biz siyasetten bunu anlıyoruz. Ama şiddet ile arasına mesafe koyamayanlar, hukukla, demokrasiyle, milletin değerleriyle barışık olamayanlar, siyaset dışı eğilimlerden medet aramaya devam ederler.
Erdoğan'ın azınlıkları yine Lozan'la sınırlı
Bizim ülkemizdeki azınlıklar bellidir. Bu da Lozan'da tanımlanmıştır. Onun dışında bizim ülkemizde azınlık yoktur. (...) Çok enteresan... Son yaptığımız seyahatlerde bir şey duyuyoruz. Gittiğimiz yerlerde "ülkenizdeki azınlıklar" diyorlar. "Kimdir bu azınlıklar?" diye sorduğumuzda benim Kürt kökenli vatandaşlarımı söylüyorlar. Çünkü bölücü terör örgütü, benim Kürt kökenli vatandaşımı yurtdışında "azınlık" diye tanımlıyor. Kendilerine şunu söyledim: "Bunu benim ülkemdeki Kürt kökenli vatandaşlarım duymasın... Duydukları zaman sizin bu ifadelerine ilk isyan edenler onlar olurlar." Çünkü onlar, benim ülkemin asli unsurlarıdır. Siz asli unsurları azınlık diye tanımlamaya gayret ediyorsunuz.
14 Kasım, Çek Cumhuriyeti'ne doğru yola çıkarken: Sınır ötesi herhangi bir operasyon söz konusu değildir. Ve bu operasyonlar noktasındaki tavrımız; Her şeyden önce burada silahların bırakılmasına yöneliktir.
17 Kasım, Azerbaycan dönüşü: Teröre karşı olan herkesin, bir defa silahtan yana olmaması lazım. Ya bunlar silahları bırakarak dağları değil şehri tercih edecekler ve siyasal platformda gerekli olan yarışı sürdürecekler veyahut da şu andaki durumlarını tercih edecekler. Demokratik bir mücadele yolunu seçmek, ne eli silahlı olmaktır ne de silahlı olan veya silahlı eylem yolunu seçenlerle birlikte olmaktır. (...) Biz demokratik tercihini yapmış, parlamento çatısı altına yüz binlerce vatandaşımın oyunu alarak gelenlere karşı antidemokratik yollar seçmeyiz. (TK/NZ)