Ankara Üniversitesi (AÜ) Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Ayhan Yalçınkaya, bianet'in Malatya'daki Zirve Yayınevi katliamı ve "misyonerlik" sözcüğünün ayrımcı, damgalayıcı kullanımı üzerine haberini "Türk İslam Düşünce Tarihi" dersinde sınav sorusu yaptı.
"Damgalama, Kışkırtma, Cinayet Malatya'da" başlıklı haberde, cinayetten dört gün önce, 14 Nisan 2007'deki Tandoğan'daki "Cumhuriyet Mitingi"nde konuşan Prof. Dr. Alpaslan Işıklı'nın sözleri de "misyonerlik"in ayrımcı, damgalayıcı bağlamda nasıl kullanıldığına bir örnek olarak veriliyordu.
Yalçınkaya sınavda öğrencilerden bianet'in haber metni üzerinden bir analiz yapmalarını istiyordu:
"Aşağıda ayrıntıları verilen olayı, bu ders kapsamında edindiğiniz bütün birikimi yansıtacak biçimde, tartışmayı ve çözümlemeyi dener misiniz?"
Işıklı: Konu mesleki onurumu ilgilendiriyor
Alpaslan Işıklı, bilgi edinme hakkı kapsamında üniversiteye yaptığı başvuruda, "Konu mesleki onurumu, kariyerimi ve kişilik haklarımı ilgilendirecek niteliktedir" diyerek Doç. Dr. Yalçınkaya'nın 14 Ocak 2008'de yaptığı final sınavının sorularını ve cevap anahtarını, en yüksek ve en düşük not almış sınav kağıtlarının örneklerini edinmek istedi.
Yalçınkaya: Soru Işıklı'yı hedef almıyor, zedelemiyor
Yalçınkaya da soru metnini ve bianet'in haber metnini dekanlığa gönderdi; sorunun Işıklı'yı doğrudan hedef almadığını, Işıklı'nın konuşmasını kamuya açık bir toplantıda dile getirdiğini, eğer "mesleki onuru, kariyeri ve kişilik hakları" zedeleniyorsa, buna sınav sorusunun ya da haberin değil, Işıklı'nın konuşmasının neden olacağını belirtti.
Cumhuriyet'te Işık Kansu'nun yazısı
Cumhuriyet yazarı Işık Kansu, 4 Şubat'ta yayımlanan "Ankara Kulisi" köşesinin "Sınav Sorusu" başlıklı bölümünde, haberin Işıklı'yı "nefret söylemcisi" olarak nitelediğini yazdı; Yalçınkaya'nın Kürt sorunuyla ilgili sözlerini alıntılayarak " ne 'söylemcisi' olduğunu, sık sık neyin 'ayrımcılığını' yaptığını, neyi 'damgaladığını' öğrenebiliriz" dedi.
Kansu'nun pirsultan.net'i referans göstererek alıntıladığı Yalçınkaya'nın cümleleri şöyle:
"Kürt Alevileri diğer Kürt topluluklarından ayrıldı, Türkleştirilerek ve aynı anda da milliyetçiliğin yanında konumlandırılarak Kürt hareketine karşı seferberlikte kullanıldı."
(...)
"Kürtlere karşı açıkça bir linç kültürü yaratıldı. Kürt olmak bu ülkede başlı başına bir suç haline getirildi."
Kansu, bianet için de "[George] Soros'a ait Açık Toplum Enstitüsü'nün katkılarıyla yayın yapan" diye yazdı.
Yalçınkaya: Sorunun amacı kimlikler arası ilişkilerin tartışılması
bianet'in görüştüğü Yalçınkaya, dersin "Geçmişten bugüne Türk inanç sistemlerinin incelenmesi, Türk kimliğinin Müslüman kimliğiyle bir araya gelişi, Türk kimliği içinde dinin özel rolü, milliyetçi reflekslerin dinle nasıl iç içe geçtiğini analiz ettiğini" söyledi.
Zirve Yayınevi katliamının faillerinin "misyonerliği, Müslüman kimliklerine değil, doğrudan doğruya Türk kimliklerine yönelik bir saldırı olarak algıladıklarına, 'Türk' denilince de Sünni Müslümanlıktan başka bir şey algılamadıklarına" işaret ettikten sonra, "Öğrencilerden tartışmasını istediğim şey, 'Türk kimliği'yle 'Müslüman kimliği' arasındaki ilişkilerdi" dedi ve ekledi:
"Bunu gündelik yurttaşlık, ötekileştirme mekanizmaları, Türklerin Müslümanlığa geçişi üzerinden tartışabilirlerdi. Işıklı'nın sözleri burada detay konumunda. Yanıtlarda Işıklı'nın sözlerini savunanlar da var, savunmayanlar da."
"Hedef gösteriliyorum"
Ancak, Işıklı'nın sözlerinin misyonerliği ötekileştirdiğini saptayan Yalçınkaya, Kansu'nun yazısının da Kürtler üzerinden kendisine aynı şeyi yaptığını düşünüyor:
"Bu açıkça bir ihbar yazısı; beni hedef gösteriyor. Bu bir dışlama, terörize etme, paralize etme girişimi. Akademiyi sadece kendi zihniyetleri doğrultusunda faaliyet gösterilebilecek bir arka bahçe olarak algılama, eleştirel düşünce yerine angajmanların mekanı olarak kurma yaklaşımı."
Kansu: Haberde iyi niyet yok
bianet'in konuyla ilgili görüştüğü Kansu'ysa, haberin Zirve Yayınevi katliamıyla Işıklı'nın sözleri arasında doğrudan bir bağ kurduğunu, bu nedenle "haberin etik olarak sıkıntılı olduğunu", dolayısıyla sınav sorusu yapılmasının da etik olmadığını savundu. "Ben de aynı şekilde sınav sorusunu sorguluyorum" dedi.
"Soros bağlantısını çeşitli İnternet sitelerinde okudum"
bianetle ilgili "Soros'a ait Açık Toplum Enstitüsü'nün katkılarıyla yayıncılık yaptığı" bilgisinin kaynağını sorduğumuz Kansu, "Çeşitli yerlerde okudum. Çeşitli İnternet sitelerinde var. Parasal bağlantınız yok mu?" diye konuştu.
Yok
Bu konudaki benzer iddiaları, İPS İletişim Vakfı Başkanı ve Bağımsız İletişim Ağı (BİA) Proje Danışmanı Nadire Mater, 29 Ocak 2004 tarihli yazısıyla yanıtlamıştı:
"BİA, 'Soros'un' denilen Açık Toplum Enstitüsü'ne mali destek almak için proje sunmadı, dolayısıyla hibe de almadı. Alabilir miydi? Evet, alabilirdi! Peki, BİA, Açık Toplum Enstitüsü'nden destek alsaydı ne olurdu? Her şeyden önce bu bir sır olmazdı! Bunu keşfetmek için 'araştırmacı gazeteci'ye gerek kalmazdı. Öncelikle, bianet sitesinde, 'Açık Toplum Enstitüsü'nün katkılarıyla' ibaresini herkes görürdü.
(...)
"Ben kişisel olarak 'Açık Toplum Enstitüsü'nde Danışma Kurulu üyeliği yaptım, İyi ki de yapmışım, böyle çalışmalar insanı 'zenginleştiriyor'. Hemen aklına 'para' geleceklere uyarı: Yine yanlış düşündünüz, para kastetmiyorum. Danışma Kurulu üyelerine para ödenmiyor." (TK)