bianet editörleri, yazarları ve dostları her biamag günü izledikleri filmleri, okurlarıyla paylaşıyor. Yani “Biz izledik, beğendik, izlemediyseniz izleyin; izlediyseniz belki yeniden izlersiniz” diyorlar…
Kanlı Pazar
(Bloody Sunday – 2002)
Yön: Paul Greengrass
Oyn: James Nesbitt, Tim Pigott-Smith, Nicholas Farrell
Paul Greengrass’ın 2002 yapımı Bloody Sunday 30 Ocak 1972’de Kuzey İrlanda’daki Bogside’ın Derry bölgesinde Britanya Ordusu’nın insan hakları savunucularının protestosuna saldırısı sonucunda 26 savunucunun vurulup 13’ünün öldüğü Kanlı Pazar’ı konu alıyor.
Belgesel ile dramatizasyonun birlikte işlendiği filmde 100 yıllık Kuzey İrlanda-İngiltere çatışması anlatılırken İngiltere’nin bu çatışmaya yaklaşımı da işleniyor. U2’nun Kanlı Pazar için yazdığı Bloody Sunday parçası da filmin müziklerinden.
Parça bizim için de pek çok şey söylüyor:
I can’t believe the news today / Bugün haberlere inanamıyorum
Oh, I can't close my eyes and make it away / Gözlerimi kapatıp, yok olmasını da sağlayamıyorum
How long, how long must we sing this song / Daha ne zamana kadar bu şarkıyı söyleyeceğiz (Elif Akgül)
A.C.A.B.
All Cops Are Bastards (A.C.A.B.), 2012
Yön: Stefano Sollima
Oyn: Pierfrancesco Favino, Filippo Nigro, Marco Giallini
Filmde biri “çaylak”, dört çevik kuvvet polisinin şiddetle dolu iş ve ev yaşamlarını izliyoruz. Bu polislerin yaşantısı üzerinden şiddet, ırkçılık, şiddet, hoşgörüsüzlük, yozlaşma gibi konulara değiniliyor. Film, hakkında çeşitli görüşler var; örneğin polis yanlısı olmakla da eleştiriliyor ama filmi sonuna kadar izlediğinizde, en azından benim üzerimde yarattığı tek etki filmin başlığında özetleniyor. (Çiçek Tahaoğlu)
Şirinler
(The Smurfs - 2011)
Yön: Raja Gosnell
Oyn: Neil Patrick Harris, Jayma Mays, Sofia Vergara, Hank Azaria.
Bu animasyon filmin gerçek hayatta karşılığı bulunabilecek, tanıdık bir senaryosu var: Çocuksu masumiyete sahip Şirinler kötü kalpli, iktidar hırslı Gargamel’in sinsi amaçlarını engeller... (Yüce Yöney)
Bir Terör Filmi
(Der Baader Meinhof Komplex, 2008)
Yön: Uli Edel
Oyn: Martina Gedeck, Moritz Bleibtreu, Johanna Wokalek.
Film Almanya’daki Kızıl Ordu Fraksiyonu’nu, yani “RAF”ı anlatıyor. Biraz popülist bir gözle de olsa, filmde “yeni başlayanlar için” RAF’ın kısa hikayesini bulmak mümkün. Filmin Türkçe ismi ise “hiçbir şey anlamadan çevirinin” nadide bir örneği. (AS)
Whisky
(2004)
Yön: Juan Pablo Rebella, Pablo Stoll
Oyn: Andrés Pazos, Mirella Pascual,, Jorge Bolani, Ana Katz
Jacobo, erkek kardeşini yirmi yıl gibi bir süredir hiç görmemiştir. Altmış yaşındaki bu adamın yıpranmış ve eksi bir çorap fabrikası vardır. Asistanı gibi çalışan Marta’nın da desteği ile işleri düzen içerisinde devam etmektedir. Marta ile aralarındaki ilişkinin boyutu iş ortaklığı düzeyindedir. Marta daha fazlasına yeltenmiş olsa da başarı elde edememiştir çünkü Jacob buna karşı çıkmıştır. Bir gün Herman yani yirmi yıldır ortalıkta görünmeyen erkek kardeş, annesinin ölüm yıl dönümü için Montevideo’ya geleceğini bildirir. Evli ve iki kız çocuk sahibidir. Jacob, bunu duyunca intikam arzusuna kapılır ve aklına Marta’dan karısı rolünü oynamasını istemek gelir. Whisky, ülkemizde ilk kez gösterime giren bir Uruguay filmi olup Goya Ödülleri’nde İspanyolca En İyi Yabancı Film seçilmiştir. Ayrıca Cannes’da da ödül almıştır.
Güzel bir filmdi. birçok ödülü var. Film olarak güzel olduğu gibi, tema olarak da çok iyiydi. Üç farklı okuma yapılabilir: 1. maraba takımı biraz para bulursa yoldan çıkar; 2. para ile bütün özgürlükleri satın alabilirsin; 3. insanın değeri parayla ilişkisinden belli olur. (Mustafa Sütaş)
Tanrı Kent
(Cidade de Deus 2002)
Yön: Fernando Meirelles
Oyn: Alice Braga, Leandro Firmino da Hora
Film Festivallerinde seyrettiğim filmler arasında aklıma kazınmış birkaç filmden birisi. Seyrettiğim günü ve salondan çıkışımı bile hatırlıyorum. Filme adını da "Cidade de Deus" yani “Tanrı Kent” adlı Brezilya’da devlet eliyle kurulan gecekondu mahallesinde geçiyor film. Devletin amacı Rio’nun suç oranı gecekondu mahallelerinden kurtulmaktı. Tanrı Kent kentten sürgün edilenlerin yaşadığı şiddetin kol gezdiği bir bölge haline geldi. Oyuncular bu mahallede büyüyen kişiler, her şey çok doğal, her şey çok çarpıcı ve keskin. (Haluk Kalafat)
400 Darbe
(Les quatre cents coups 1959)
Yön: François Truffaut
Oyn: Jean-Pierre Léaud, Albert Rémy, Jeanne Moreau
Türkiye Sineması'nın çocuklara bitmeyecek bir borcu vardır, en çok da devletin öldürdüğü çocuklara... Çünkü bizim sinemamız çocukları hep unuttu.
Dünya sineması ise çocukları kamerasının merkezine koyan yönetmenlerin filmleriyle anıla durur. Bunlardan biri de on üç yaşında bir adaletsizliğin olduğunu farkeden, kendisine dayatılan hayatın içine girmek istemeyen bir çocuğun nasıl da özgürlüğü için, denize varmak için “dört yüz darbe” ile ortalığı darmadağın ettiğini anlatan Yeni Dalga akımının başucu filmlerinden “400 Darbe” adlı filmdir.
Film; aile, okul, ıslahevi, toplum üzerinden var olan kurulu düzeni eleştirerek Antoine adlı çocuğun özgürlüğünün peşinden koşmasını anlatır.
Özgürlüğü için Antoine en sonunda o çok görmek istediği, düşünü kurduğu denize doğru durmadan koşar ve sadece bir an durur... Arkasına bakmak için. (Kenan Tekeş)