Pınar Tarcan'ın editörlüğünde hazırlanan biamag'da bu hafta okuyacaklarınız:
Serdar Korucu, "Basına 'Makbul Ermeni' Yaratma Çabası: William Saroyan" başlıklı yazısında. Saroyan'ı kaleme aldı: "Ölü nar ağaçlarının arasında dolaştıktan sonra Saroyan şöyle yazıyordu: 'Hiçbir şey söylemedik, çünkü söylenecek o kadar çok şey vardı ki, hiçbir dil buna yeterli gelmezdi.'
Sinem Taş, Yeryüzünden İnsan Hikayeleri serisine 14. yüzle devam etti. T.A.: "İrlanda'da bir çok şeyi rahatça yapabiliyorken Fas'tayken işler değişiyor" diyor.
Ayşegül Özbek derledi: Sanat sezonu eylül ayında açılıyor. 16. İstanbul Bienali ve sanat fuarı Contemporary İstanbul'un açılışını yapacağı eylül ayında yeni açılan müzeler, sergiler ve galerilerle sanatseverleri hareketli bir ay bekliyor.
Evrim Kepenek, Ürdün izlenimlerini yazdı: "Ülkedeki kadınların en büyük sorunu ne? gibi bir soru yönelttiğimde taksici, Ürdün'deki kadınların çok fazla sorunu olmadığını iddia ediyor."
Avukat Özlem Altıparmak, sahafta bulduğu belgeler üzerinden "Bulgur Palas ve Bedia Hanım'ın İmzası"nın gizemini kaleme aldı.
Z kuşağından iklim krizi yazılarında bu hafta köşe Tibet Şahin'de. İklim aktivisti, "Bu sefer vicdanımızdan kaçmayalım, yoksa ilerde kaçabileceğimiz bir vicdan bile kalmayacak" diyor.
Pınar Tarcan, Holokost sırasında çocuk olan kurtulanların tanıklıklarından yola çıkan çizgi roman hakkında yazdı.
Şeyhmus Diken, "Gölcük Derler(di) Adına!": Halk arasında Gölcük ya da diğer adıyla Hazar Gölü. Sakın ola ki öbür Hazar'la, yani deniz olarak da kabul edilen sınır ötesindeki Bahr - i Hazer'le karıştırmayasınız. Bu da bizim Hazar'ımız işte!
Murat Türker: İsrail'in kısa tarihinde başbakanlık yapmış tek kadın olan Golda Meir hakkındaki belgesel tartışmalı lideri masaya yatırırken savaş karşıtı mesajıyla puan topluyor.
Cenk Özbay, son Nükhet Duru konseri üzerinden, şarkıcının geçmişini ve sahne performansını yazdı.