Pınar Tarcan'ın editörlüğünde hazırlanan bu haftaki biamag'da okuyacaklarınız...
Önsel Gürel Bayralı, "Başakşehir FK Modeli: Belediyeciliğin Futbol Endüstrisine Armağanı" başlıklı yazısında, Süper Lig'de şampiyonluk kovalayan Başakşehir Futbol Kulübü ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi arasındaki ilişkiyi sorguladı.
Rosalino Levantino, İtalya'nın Halfetisini anlatan Batık Köy belgeselini, Mussolini İtalyasında baraj gölünü suları altında bırakılan müthiş güzelliği yazdı.
Ulaş Başar Gezgin, Çin hegenomik sinemasını, Hollywood ile kıyaslayarak yazdı. 'Savaşçı Kurt' üzerinden Çin sinemasının mesajlarını inceledi.
Evrim Kepenek, Hafıza Merkezi'nin yayınladığı, "Hatırlayan Şehir: Taksim'den Sultanahmet'e Mekân ve Hafıza" adlı kitap, alternatif bir gezi rehberini Anadolu Kültür'den Asena Günal ve Hafıza Merkezi'nden Murat Çelikkan'la konuştu.
Şeyhmus Diken yazdı... "Sıradan ve sürüden tebanın pek de farkında olmadığı adına IQ denilen varlık sebebinin açtığı yol üzerinden cesaretle yürüyendir insan olan. Yürüyecek de insan! Hangi yoldan?"
Sinem Aydınlı, kendi deneyimlediği bir yoga dersi sırasında, 'Aum'dan militarizme geçişi ve hissettiklerini kaleme aldı: "Ha gayret, biraz daha durursanız sizi Irak'a göndereceğim."
Ayşegül Özbek, çocukluk travmalarını üç farklı sanatçıyla anlattığı "Başka Gün Başka Hayat" sergisini, küratörü M. Kıvanç Gökmen ile konuştu.
Okan Çil, Taa 13. yüzyıldan günümüze kalan bu iki kaynak eserden yola çıkarak Orta Asya'nın bozkırlarından günümüze dek geldi ve iki keşişin kalemiyle bizlere Moğolların hikayesini yazdı.
Bircan Değirmenci, Anna Karenina'yı okurken ona açık olan bir çobanı anlatan öyküsünde, "Yıllardır aradığı aşkı onu Moskova'da bekliyordu. Hayatının geri kalan kısmını onunla geçirmeye, onu mutlu etmek için yaşamaya kararlıydı. Bu onun için son şanstı" diyor.
Serdar Korucu, "Antura'dan Bir Halide Edip Geçti, Ama Nasıl?" diyor ve Aras Yayıncılık'tan çıkan "Elveda Antura-Bir Ermeni Yetimin Anıları" kitabı üzerinden Halide Edip'in Antura Yetimhanesi'ndeki 'hep tartışmalı' günlerine pencere aralıyor.
Helin Yıldırım, ilk sergisi 'Viskozite' ile yeni canlı organizmaların izini sanat ile süren Nergiz Dukan ile evrimsel çakışmaları ve sergisi üzerine söyleşti.
Süleyman Arıoğlu, Yediklerimizin fiyatı tartışılıyorken, "Köylülükten Sonra Tarım: Osmanlıdan Günümüze Çiftçinin İlgası ve Şirketleşme" adlı kitap aracılığıyla yediklerimizin nasıl, nerede ve kimler eliyle üretildikleri ve tarih boyunca ne tür değişimlere uğradığını yazdı. (PT)