İçinde gönüllü olarak yer alan yüze radyo, televizyon, gazete ve dergi yayını yanında; Türk Mühendis ve mimar Odaları Birliği (TMMOB) ve Türk Tabipleri TTB ile ve gelecekte başka benzer muhalif düşünen, alternatif sunan, demokrasiye ve insan haklarıyla, hukukun üstünlüğüne saygı duyan ve emek cephesini, dolayısıyla toplumun geniş kesimlerinin desteğini alan örgütlenmeleri içinde barındırmaya aday; dolayısıyla kendilerinden yana tek sesliliği savunan egemen sınıflar açısından da tehlikeli iş ve üretim temelinde birlikteliği savunan bir yapılanmadır. Bu özellikleri ve bakış açısı itibariyle çok önemli, mevcut egemen sistem açısından da o oranda tehlikelidir.
Yalnız BİA'nın değil benzeri tüm birliktelikler; küreselleşme döneminde sermayenin tek başına küreselleşmesine karşıdır. Burada dikkatli olunması gereken bir nokta vardır: Küreselleşmenin sermaye cephesi için, kendini yerel diğer egemenlik odaklarına karşı destekleyecek her çeşit alternatif yapılanma anlamlı ve önemlidir. Ancak sermaye kendisi için tehlikeli olanla olmayanın ayrımında farklı zamanlarda farklı öncelikleri taktiksel olarak benimsemektedir. Temel ayrım noktası küreselleşmeyi bir bütün olarak algılama noktasıdır. Sadece sermayenin değil, emeğin de küreselleşmesi ve giderek mevcut, genel ya da yerel iktidarlarla çatışan her türlü grup ve yapıyla birleşerek egemenliğini küreselleşmenin sermaye cephesinde bütünleştiren iktidar odaklarına karşı küreselleşmesi tehlikelidir.
Yerine ve koşuluna göre; küresel sermaye yerel iktidarların iktidarlarını ortadan kaldırmayı en azından sarsmayı amaçlayan her türlü alternatif etkinliğe destek olabilir. Bu; küresel sermaye ve egemenlerin sözde "demokratlık"larını gösterme açısından olumlu yanlar ve etkiler taşır. Diğer yandan bu destekler, yerel iktidarların; ülkelerin özgün koşulları sonucu oluşan bazı direnme noktalarına tutunmalarını da ortadan kaldırması bakımından olumludur. Bu nedenlerle bu tür destekler küresel sermaye açısından çok önemlidir.
Ülkemizde birçok başka yapı yanında Avrupa Birliği de hem küresel sermaye gruplarından birisi olarak, bazı farklı çıkar ve beklentilerin de eklenmesiyle Küresel sermayenin büyük abisi ya da yeni Roma İmparatoru'ndan bağımsız olarak, kendisine ve bölgesine has özellikler ve kapitalizmin paylaşmak istememe mantığının da etkisiyle aynı bölgede yer alan bir çok alternatif çalışmaya destek çıkması doğaldır.
BİA'nın desteklenmesinde bu tür etkilerin olmadığı söylenemez. Ancak BİA'nın önemini ve gelecekte yarattığı sorunları anlayan yerli iktidar odakları ve onların medyadaki kimi temsilcileri uzun bir süreden beri yarattığı tehlikenin farkındadırlar. Bu nedenle o çevreler uzun bir süre bu etkinliği görmezden gelmişlerdir. Dahası bazı durumlarda önünü kesmeye de çalışmışlardır. Özellikle yoğunlaşan ekonomik krizden medyanın da dönemde, bazı taşlar yerinden oynayınca bu seçeneğin anlamı daha iyi ortaya çıkmıştır. Medyanın duyarlı unsurları, kamuoyuna yönelik sorumlulukları nedeniyle, bir anlamda da gelecekte olacakları görmelerinden kaynaklanarak bireysel müdahale erklerini kullanmayı yeğlemişlerdir. Üstelik de BİA görmezden gelinse de aslında bilinen işler yapmıştır. BİA daha kuruluş aşamalarından ve başlangıcından beri medya ve kamu iletişimi adına hep doğru işler gerçekleştirmiştir. Bu olguyu artık görmezden gelemeyenlerin yazı ve yayınlarında BİA'ya yer vermeleri bunun geniş çevrelere duyulmaya başlamasına yol açmıştır.
Bu durum medya egemenlerinin ilk halkasıyla bunun hemen ardındaki kesimler tarafından daha çok hissedilince, bu kez "yılanın başı" küçükken ezilmeli mantığı içinde saldırıya geçmişlerdir. Aslında saldırının zamanlaması biraz kişisel olmuş, başka bir yere vurmaya yeltenen bazı güç odakları yanlış kaynaklarla yanlış tetikçiler kullanınca kişilerin ilgileri nedeniyle BİA gündeme getirilmiştir. Bu durum medyanın önceden planladığı bir şey olmasa da yararlanmaya çalıştığı bir süreç olmuştur. Olguları değil kişileri yargılayarak değerlendirmeler yapmak yanlışlığına bir kez düşünce yine küçük bir medya olayı doğmuş, katılanı çok olmasa da belirli bir çevrede eteklerdeki taşlar dökülmeye başlanmıştır
Sol'a saldırmak
Bu ülkede sol ve soldan ödün vermeyen kişilere yönelik çok çeşitli saldırılar olmuş ve olmaktadır. Bedensel ve şiddet kullanılarak yapılan saldırılarla çok sayıda insan yaşamını yitirmiş ya da sakat kalmıştır. Onların geride bıraktıkları da bu olaylardan derinden etkilenmiş olarak birer "düşünce suçu mağduru" olarak yaşamlarını güç koşullarda sürdürmektedirler. Ama bu saldırıların özellikle ideolojik ve belden aşağıya vurularak yapılanları çok daha büyük yankılar uyandırırken; bir yandan da düşünmeyi bilen çevrelerde solun değişmez yengisini bir kere yaratmış ve kanıtlamışlardır.
Bunlardan birisi de son günlerde BİA'ya yapılan "Çölaşan" saldırısıdır. Kendisi kendinden menkul olmayan düşüncelerini, kendinden menkul sözlerle ve tarzda kamuoyuna yayarken, sahip olduğu, ulaşabileceği hatta ulaştığı kaynakları kullanmayarak, en azından mesleğini bir yana koymakta ve kamuoyuna yalan ve yanlış bilgi vermiş olmaktadır. Düşünceleri nedeniyle değil ama en azından bu tutumu nedeniyle hem kendi gazetesinde hem de en azından mesleğine saygısı olan gazeteci çevresinde de tepkiyle karşılanan bu kişi son günlerde atacak mermisi kalmadığı için sistemin içine dönük sözde bir takım eleştirilerle kendi haklılığını ve geçerliliğini kanıtlama sevdasına düşmüştür. BİA'nın saldırılacak bir yanı olmadığı için onun içindeki kişilerle, kaynağı sağlayan, bu ülkenin egemenlerinin 1963 yılından beri içine girmeye çalıştığı AB'ye ve onun temsilcisine yönelmiştir. Çaba boşunadır. Bu çukurdan su çıkmaz, bu araba oraya gitmez.
Bu durumu ve yazılanların boş ve anlamsızlığını aynı çevre içinde olanlar da görmektedirler. Ancak kendilerini çevreleyen bazı özgün durum ve koşullar nedeniyle bu gördüklerini dillendirememektedirler. Böyle olunca durumu ve doğruyu bilenlerin görevleri ikiye katlanmakta, onca iş arasında bir de bu iş bizlerin üzerine kalmaktadır.
BİA'yı da destekleyenler başka neleri destekliyor?
BİA Projesini Avrupa Birliği'nin MEDA fonundan desteklenmesi gizli bir şey değildir. Projenin alternatif ve yerel yayın yaptığı haber portalının altında bu durum belirtilmektedir. İsteyen Avrupa Birliği'nin Türkçe olarak yayınlanan internet sayfasına giderek; http://www.deltur.cec.eu.int/mali-genel-over.html adresinden bazı bilgileri alabilir. Bunu biz yapalım ve bazı küçük bilgileri oradan verelim:
Avrupa Birliği'nin Türkiye'ye yaptığı toplam Mali Yardım, yaklaşık olarak 3.920 milyon Euro kredi ve 1.861 milyon Euro hibe olup önemli bir meblağ teşkil etmektedir.
"Helsinki Öncesi Dönem" diye adlandırılan 1963-1999 yılları arası mali yardımlar "Ankara Anlaşması " denilen AB ile Türkiye arasındaki mali işbirliğini ve taraflar arasında bir ortaklık rejiminin kurulmasını sağlayan 1963 tarihli bir anlaşmaya dayanmaktadır. Bu yasal çerçeve kapsamında, Türkiye'nin sosyo-ekonomik gelişiminin desteklenmesi amacıyla, 1964-1981 tarihleri arasında Türkiye ile Topluluk arasında üç ayrı Mali Protokol imzalanarak, toplam 680 milyon Euro taahhüt edilmiştir. Bu meblağın bir kısmı Avrupa Yatırım Bankası (AYB) kredilerinden, bir kısmı ise düşük faizli AB kredilerinden temin edilmiştir. 600 milyon Euro tutarında hibe öngören 4. Mali Protokolün Avrupa Birliği Konseyi'nce onaylanmamasının sebep olduğu oldukça hassas dönemlerde bile, Avrupa Birliği'nin Türkiye'ye mali yardımı devam etmiştir.
1980 yılından başlayarak, İstisnai Yardım kapsamında, AB Türkiye'deki özel projelerin finansmanına 75 milyon Euro sağladı. 1980 askeri müdahalesi ve yaygın insan hakları ihlalleri suçlamalarını izleyen dönemde, AB sözkonusu yardımın 29 milyon Euro'luk kısmını 1987 yılına kadar dondurmaya karar verdi. Sivil yönetim tekrar işbaşına geldiğinde ise, askıya alınan mali yardım, Özel Eylem Programı adı altında Türkiye'ye aktarıldı. Bu program kapsamında AB ile Türk Hükümeti arasında, özellikle sağlık ve mesleki eğitim gibi alanlardaki bir dizi projenin hayata geçirilebilmesi için çeşitli finansman anlaşmaları imzalandı. Bu kapsamdaki projeler, kısa bir süre önce tamamlandı. Ayrıca, Körfez Savaşı sırasında, krizden doğrudan etkilenen ülkelere verilen yardımlar kapsamında Türkiye'ye de 175 milyon Euro tutarında faizsiz kredi sağlandı.
Bu yardımların dışında, Helsinki öncesi dönemde çok sayıda bütçe kalemi çerçevesinde Türkiye için mali destek sağlanmıştır. Bu ilave desteğin toplamı, 1964'ten bu yana, hibe olarak 95 milyon Euro ve kredi olarak (bir kısmı faizsiz olmak üzere) 855 milyon Euro düzeyinde olmuştur. Demokratikleşme ve insan hakları, idari ve teknik işbirliği, çevre/ekoloji, demografi, halk sağlığı, fen ve teknoloji alanlarında Avrupa Komisyonu'nun desteklediği projeler bulunmaktadır.
MEDA Programı
Helsinki öncesi dönemdeki mali destek, MEDA I ve Akdeniz Ortaklığı çerçevesinde kredi olarak 544,5 milyon Euro ve hibe olarak 376 milyon Euro tutarındadır. Bu kaynaklarla finanse edilen projelerin çoğu halen hazırlanmakta olup, eğitim, sağlık ve KOBİ'lere destek gibi çeşitli sektörleri kapsamaktadır.
"Helsinki Sonrası Dönem" diye adlandırılan 2000-2006 Yılları arasında da mali yardımlar sürmektedir. Henüz gerçekleşme aşamasında olan bu yardımların sayı ve kapsamları geniştir. Son zamanlarda, AB Türkiye'ye sağladığı mali yardımları arttırmak için bir dizi karar almıştır. Bu dönemde Türkiye'ye ayrılan mali yardımların felsefesi Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne katılım öncesinde stratejiyi güçlendirmeye yöneliktir.
Örneğin MEDA II (2000-2006) çerçevesinde, Türkiye için ayrılan pay iki katına çıkarılmış ve şu anda hibe olarak 899 milyon Euro (Komisyon idaresinde) ve kredi olarak 1.470 milyar Euro (AYB idaresinde) düzeyindedir. 2001 yılı için Türkiye'ye hibe olarak ayrılan pay 170 milyon euroya ulaşacaktır. Kredi olarak ise 210 milyon euro olacaktır.
Bunlardan başka, Komisyon, deprem sonrası rehabilitasyon çalışmaları için Türkiye'ye 20 milyon Euro'luk bir hibe daha tahsis etmiştir. (AB bugüne kadar deprem acil durum yardımı ve rehabilitasyonu çerçevesinde Türkiye'ye 31 milyon Euro tutarında hibe ve 600 milyon Euro tutarında kredi sağlamıştır).
Komisyon, son aylarda Türkiye'nin batısında büyükbaş hayvanlar arasında baş gösteren şap hastalığı ile mücadele için, Türkiye'ye derhal 1.5 milyon aşı bağışlamıştır. Gümrük birliğinin güçlendirilmesi ve pekiştirilmesi için Avrupa Komisyonu 26 Temmuz 2000'de 450 milyon Euro'luk bir kredi pakedi teklif etmiştir. Paket, Aralık 2000'de onaylanmıştır.
Yukarıda yer verilen ve Avrupa Birliği'nin türkçe web sayfasından aktarılan bu bilgilere ulaşmak çok kolaydır. BİA'ya AB'den destek aldığı için saldıranların bunlardan haberleri yoksa kalemlerini kırarak gazetecilikten başka iş yapmaları ya da sevgili İpekçi'nin dediği gibi kalemlerini sattıklarını kabul etmeleri gerekmektedir.
Yukarıda söz edilen destek projelerinin ayrıntıları da yine Avrupa Birliği'nin Türkçe web sayfasında kalem kalem çıkarılmıştır. http://www.deltur.cec.eu.int/mali-genel-tablo1.html
Bunların ayrıntılarına girmemekle birlikte; bir kıyaslama olması açısından bazı örnekler ve rakamları ortaya koymak yararlı olabilir:
* 1964-1981 arası dönemde Türkiye birbirini takip eden üç mali protokolden faydalandı. Bu yardım düşük faizli krediler ve AYB kredilerinden oluşmakta ve toplam 680 milyon Euro'ya karşılık gelmektedir. .
* Topluluk, 1980'de Türkiye'deki güç şartlarla bağlantılı olarak 75 milyon euro değerinde bir özel yardım paketi hazırlamıştır. (özellikle enerji, sağlık, çevre ve eğitim sektörlerinde uygulanacak toplam 11 proje için hibe)
* II.2.2. Topluluk, 1991'de, Körfez Savaşı'ndan en çok etkilenen ülkeler için mali yardımda bulunmuş ve bunun bir sonucu olarak, Türkiye, 175 milyon euro tutarında faizsiz krediden yararlanmıştır.
* 1993'ten bu yana, Türk STK'ları insan hakları ve sivil toplumun geliştirilmesine yönelik faaliyetlerinin finansmanı için yılda ortalama 500,000 euro'luk mali yardım almaktadır.
* 1996-1999 arası dönemde uyuşturucuyla mücadele faaliyetleri için toplam 760,000 euro tutarında yardımdan faydalanmıştır
* 1992-1998 arası dönemde B7-631 bütçe kaleminden nüfus politikaları ve aile planlaması faaliyetlerine yönelik olarak 3,3 milyon euro tutarında mali yardım almıştır.
* 1992-1999 arası dönemde, "Life-Üçüncü Ülkeler" (B7-810) ve "Kalkınmakta Olan Ülkelerde Çevre" (B7-6200) programları kapsamında desteklenen çevre projeleri için 4,92 milyon euro mali yardım almıştır.
* 1994-1998 arası dönemde Türkiye HIV/AIDS ile mücadele kapsamındaki girişimler için 682,000 euro yardım almıştır.
* Türkiye şap hastalığının önüne geçilmesine yönelik olarak 1998 yılında 230,000 Euro yardım almıştır.
Bunlarla ilgili olarak Avrupa Birliği'nin destekleri konusunda söz konusu kişinin acaba bir satır yazısı ya da bir itirazı var mıdır? Yoksa amaç üzüm yemek değil bağcı dövmek midir?
Avrupa Birliği'nin projeleri sadece bunlarla sınırlı değildir. "Avrupa-Akdeniz Programları" çerçevesinde MEDA fonu adı altında bazı hibe ve kredi destekleri de vardır. Bunlar Türkiye yatay Akdeniz programlarından yararlanabilmektedir ve çeşitli AB girişimleri çerçevesinde çevre, sağlık, enerji vs. gibi değişik alanlarda mali destek görmüştür. Programlardan çeşitli ülkeler birlikte yararlandığından kesin bir miktar belirlemek mümkün değildir.Ama yine de bunlara ilişkin olarak da bazı örnekleri sırlamak gereklidir.
MEDA fonunca desteklenen projelerle ilgili bilgilere de ulaşmak olanaklıdır.
( http://www.deltur.cec.eu.int/mali-genel-tablo2.html )
* MEDA I kapsamında Türkiye'ye taahhüt edilen toplam miktar 55 proje için 376 milyon eurodur.
* Ağustos 1999'daki Marmara Depremi'nden sonra 30 milyon euro'luk özel bir bütçe acil durum ve rehabilitasyon faaliyetleri için tahsis edilmiştir Deprem sonrası rehabilitasyon faaliyetlerini desteklemek üzere 1 milyon euro'luk istisnai bir yardım sağlanmıştır. Yine AYB, Türk Hükümeti'ne TERRA özel girişimi çerçevesinde, deprem bölgelerindeki öncelikli rehabilitasyon ve yeniden yapılanma çalışmalarını desteklemek üzere 600 milyon euro'ya kadar kredi sağlamayı vaadetmiştir.
* MEDA II Programı çerçevesinde Türkiye'ye ikili yardımların % 15'lik bölümü tahsis edilecektir. Türkiye'ye yapılacak bütün yardımlar katılım öncesi stratejiye yönelik olacaktır. Sene başına düşen miktar 127 milyon eurodur. 2000-2006 dönemi için toplam miktar 889 milyon euro'ya karşılık gelmektedir.
* Türkiye ayrıca, AYB'nin, MEDA II kapsamında Avrupa-Akdeniz Ortaklığı'na ayırdığı 6.245 milyar euro tutarındaki kredilerden de faydalanabilecektir. Türkiye'nin yılda 210 milyon euro tutarında bir bütçeden yararlanması beklenmektedir (6 yıl için toplam 1.470 milyar euro)
* 'Ekonomik ve sosyal kalkınma' ya yönelik ikinci bir öneri üç yıllık bir süre için (2000-2002) 135 milyon euro sağlanmasını öngörmektedir. Aralık 2000 tarihinde kabul edilmiştir. AYB 2000-2004 döneminde Türkiye'ye 450 milyon euro'luk yeni bir kredi imkanı sağlamıştır. Bu çerçevede Gümrük Birliği'nin güçlendirilmesi ve derinleştirilmesini desteklemek üzere özel bir AYB eylem programı hazırlanacaktır.
Yine Avrupa Birliği'nin Türkçe http://www.deltur.cec.eu.int/mali-ikili-proje.html adlı web sayfasında AB ile Türkiye Arasındaki özel ikili projelerin varlığından da söz edilmektedir. BİA projesinin de içinde yer aldığı bu gruptan bazı başlıkları şöyle sıralayabiliriz.
* KOSGEB Projeleri (6 tane )
* İş Geliştirme Ağı AB Katkısı: 3.165.000 Euro Projenin amacı 4 iş geliştirme ağının kurulması yoluyla KOBİ'ler kurulmasını desteklemek, KOBİ'ler için ortak mekanizma ve hizmetler sağlamaktır. Faydalanacak taraf: KOSGEB
* Otomotiv Sektörü AB Katkısı: 1.245.000 Euro. Projenin amacı, sanayiyi daha verimli bir biçimde yapılandırmak için yaklaşık 60 KOBİ'yi bir Sanayi Bölgesine çekmektir. Faydalanacak taraf: KOSGEB - TAYSAD (Türkiye Araç Yedek Parçaları Sanayi Birliği)
* AB Online Bilgi Ağı AAB Katkısı: 773.000 Euro. Projenin hedefi Türk KOBİ sektörünü Türkiye çapında bir İş Bilgi Ağına kavuşturmaktır. Faydalanacak taraf: KOSGEB.
* Ayakkabı Yapımı AB Katkısı: 1.962.000 Euro. Proje, Ankara'da (Ostim), eğiticilerin eğitimi, bilgi dağıtımı, seminerler vb. için bir eğitim merkezi ile İstanbul'da (İkitelli) profesyonellerin eğitimi (120) ve mesleki eğitim (90) için bir birim kurmayı hedeflemektedir. Faydalanacak taraf: KOSGEB
* Giyim Sektörü AB Katkısı: 1.490.000 Euro. Projenin amacı giyim sektöründeki yaklaşık 6000 işçiyi, dikiş makinası teknikleri, bilgisayarlı desen hazırlama, dikiş makinalarının tamiri ve bakımı, orta düzey yönetim ve müfettişlik eğitimi konularında eğitmektir. Faydalanacak taraf: KOSGEB
* Tekstil sektörü AB Katkısı: 1.000.000 Euro. Projenin amacı, Türk tekstil sanayinde kullanılan malzemeler için tanınmış çevre standartlarıyla uyumlu sertifikalar sağlamak ve bu alanda ulusal kapasitesinin arttırılmasına katkıda bulunmaktır. Faydalanacak taraf: KOSGEB
o AB-Türkiye İş Merkezlerinin Desteklenmesi AB Katkısı: 17.300.000 Euro. Projenin temel amacı KOBİ'lere kapsamlı destek sağlayacak 3 iş merkezinin (Kocaeli, Gaziantep, İzmir) kurulmasıdır. Faydalanacak taraf: TOBB.
o Fikri Mülkiyet Hakları AB Katkısı: 1.700.000 Euro. Proje Türk mahkemelerinin 1995'te kabul edilen fikri, sınai ve ticari mülkiyet haklarıyla ilgili kararnameleri etkili bir şekilde uygulamalarına katkıda bulunmayı hedeflemektedir. Faydalanacak taraf: Adalet Bakanlığı
o İstanbul'un Balat ve Fener Semtlerinin Rehabilitasyonu AB Katkısı: 7.000.000 Euro. Projenin amacı Balat ve Fener (Fatih Belediyesi, İstanbul) sakinlerinin yaşam koşullarını, konutların onarımı ve bölgedeki temel hizmet altyapısının geliştirilmesiyle düzeltmektir. Faydalanacak taraf: Fatih Belediyesi
o 3 İş Ortaklığı Proje, düzenlenecek olan 3 kongre ile AB şirketlerinin Türkiye'deki potansiyel ortaklarıyla tanışabilmelerine ortam hazırlayacaktır. Faydalanacak taraf: Hazine.
o Üreme Sağlığı Programı AB Katkısı: 55.000.000 Euro. Proje, Türk halkının cinsel ve üreme sağlığını özellikle kadınlar açısından geliştirmeyi hedeflemektedir. Faydalanacak taraf: Sivil Toplum Örgütleri.
o Sivil Toplumu Geliştirme Programı AB Katkısı: 8.000.000 Euro. Proje, Türkiye'de sivil toplumun, yerel seviyede vatandaşların insiyatifinin güçlendirilmesini, AB ile diyaloğun arttırılmasını ve STK faaliyetlerinin kapsamı ve potansiyeli konularında bilinç yükseltilmesini amaçlamaktadır. Faydalanacak taraf: Sivil Toplum Örgütleri.
o İnsan Haklarının İyileştirilmesi AB Katkısı: 12.000.000 Euro. Projenin amacı Türkiye'nin zayıf insan hakları geçmişinin değişmesi için kapsamlı bir girişimde bulunmak, düzenlenecek seminerler yoluyla insan haklarının korunması konusunda Türkiye ve Avrupa uygulamaları arasındaki farka dikkat çekmektir. Faydalanacak taraf: Marmara Üniversitesi-Avrupa Topluluğu Enstitüsü.
o Basın Özgürlüğü AB Katkısı: 35.000 Euro. Projenin amacı Türkiye'deki gazetecilere yardım sağlamak ve ve basın özgürlüğüyle ilişkili faaliyetleri desteklemektir. Faydalanacak taraf: Reporters Sans Frontières- Paris muhabirleri.
o Kadın Liderliği AB Katkısı: 200.000 Euro. Proje, ortaklık, katılım ve savunma mekanizmaları, kurumsal kapasite oluşturulması ve iletişim ağları kurulması üzerine odaklanarak kadın insiyatiflerinin desteklemesini hedeflemektedir. Faydalanacak taraf: Kadın Emeğini Geliştirme Vakfı.
o Kadının Siyasi Katılımının Arttırılması (KADER) AB Katkısı: 339.396 Euro. Proje, bir Türk STK olan "KADER"e aşağıdaki alanlarda destek olmayı hedeflemektedir: Kadınların politikaya katılımını arttırmak için destek mekanizmaları yaratmak, cinsiyet bilincini arttırmak ve demokratikleşme sürecine katkı. Faydalanacak taraf: KADER
o Bağımsız İletişim Ağının Kurulması (IPS) AB Katkısı: 621.000 Euro. Proje, yerel medyaya, biraraya gelip ortak sorunlara çözüm yollarını tartışabilecekleri bir platform sağlamayı hedeflemektedir. Faydalanacak taraf: IPS İletişim Vakfı.
o Gecekondu Bölgelerinde Aile Planlaması AB katkısı: 1.000.000 Euro. Proje, Türkiye'de aile planlaması ve cinsel yolla bulaşan hastalıklarla ilgili olarak gecekondu bölgelerinde bilinç uyandırılmasını sağlamayı, bu alanlardaki hizmet sunumu ve teknik destekle ilgili olarak kalite ve bilgi sunumunu arttırmayı hedeflemektedir. Faydalanacak taraf: Sağlık Bakanlığı (Anne-Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması).
o Kanser Erken Teşhis Merkezi AB Katkısı: 1.900.000 Euro. Projenin amacı göğüs, cilt ve rahim kanserinden oluşan hastalık ve ölümleri değişik korunma önlemleri özellikle de riskli davranışların azaltılması ve erken teşhis yoluyla azaltmaya çalışmaktır. Faydalanacak taraf: Sağlık Bakanlığı.
o Temel Eğitim AB Katkısı: 100.000.000 Euro. Proje, bir yandan Milli Eğitim Bakanlığı'nın eğitime katılım ve devamlılığın sağlanması stratejisini desteklerken, öbür yandan da eğitim ve öğrenim alanlarında ulusal standartların yükseltilmesini sağlayacak bir sistemin geliştirilmesini amaçlamaktadır. Faydalanan taraf: Milli Eğitim Bakanlığı.
o MECHATRONICS AB Katkısı: 1.800.000 Euro. Proje, sanayi ile yeni teknolojiler arasındaki ilişkilere odaklanarak, sınai ürünlerin, süreçlerin ve sistemlerin gelişiminde Mechatronics kavramını güçlendirmeyi amaçlamaktadır. Faydalanacak taraf: Boğaziçi Üniversitesi.
o Kadın Girişimciliğinin desteklenmesi (TESK) AB Katkısı: 1.040.000 Euro. Projenin amacı Türkiye çapında 5 eğitim merkezi açmak ve bu merkezler kanalıyla 1500 kadını pazarlama yönetimi, finans vb. gibi özel konularda ve girişimci kapasitesinde eğitmektir. Faydalanacak taraf: TESK.
o Mesleki Eğitimin Modernleştirilmesi AB Katkısı: 14.000.000 Euro. Proje, başarı standartlarının yükseltilmesi ve iş pazarına girişin kolaylaştırılması için okul düzeyindeki mesleki eğitimin niteliğinin, veriminin ve yararlılığının geliştirilmesini hedeflemektedir. Faydalanacak taraf: Milli Eğitim Bakanlığı.
o Jean Monnet Bursu(I) AB Katkısı: 5.000.000 Euro. Proje, 1989'dan beri sürmekte olan ve bugüne kadar once Konsey tarafından 1979'da oluşturulan özel faaliyet fonundan, daha sonra da 1993, 1995 ve 1996 yıllarındaki diğer taahütlerden finanse edilen Jean Monnet Eğitim Bursu Programı'nı genişleterek sürdürmeyi hedeflemektedir. Faydalanacak taraf: Dışişleri Bakanlığı.
o Gıda Denetimi AB Katkısı: 10.123.000 Euro. Projenin amacı, hijyen, tüketici korunması ve halk sağlığı standartları alanlarında Türkiye çapında aynı standartlara uyulmasının sağlanması. Faydalanacak taraf: Tarım Bakanlığı
o Diyarbakır Atık Su İşlemesi AB Katkısı: 32.000.000 Euro. Proje, Diyarbakır şehrinin kanalizasyon sisteminin rehabilitasyonunu ve genişletilmesini hedeflemektedir. Faydalanacak taraf: Diyarbakır Belediyesi
o Tarsus Atık Su İşlemesi AB Katkısı: 9.550.000 Euro. Proje, ana kanalizasyon sistemini şehrin tümünü kapsayacak şekilde genişletmeyi hedeflemektedir. Bunun yanı sıra, 57 km'lik yeni boru ve toplama kanalizasyonu, 6 km'lik fırtına su tankı ve ilgili sel önleme mekanizmaları ile günlük kapasitesi 65,100 m3 olan bir atık su arıtma merkezi yapımı da öngörülmektedir. Faydalanacak taraf: Tarsus Belediyesi.
o Şanlıurfa İçme Suyu AB Katkısı: 21.300.000 Euro. Proje, şehrin içme suyu ağının tümüyle yeniden yapılandırılmasını hedeflemektedir (579km). Faydalanacak taraf: Şanlıurfa Belediyesi.
o Adana Atık Su İşlemesi AB Katkısı: 10.800.000 Euro. AYB tarafından desteklenen projenin amacı Adana'nın atık su sorununun çözümüne yardımcı olmaktır. Faydalanacak taraf: Adana Belediyesi.
o İzmit Atık Su İşlemesi AB Katkısı: 11.395.000 Euro. Projenin amacı İzmit bölgesinde endüstriyel sıvı artıklarının toplanması ve arıtılmasının geliştirilmesine yardımcı olmaktır. Faydalanacak taraf: İzmir Büyükşehir Belediyesi.
Bunların dışında bazı küçük ölçekli Sivil Toplum Kuruluşları projeleri de bulunmaktadır.
1995-1999 arasında olanlar:
Proje Adı AB Katkısı Faydalanacak taraf
IULA AB 855.000 IULA
WALD (Kent Toplulukları) 1.025.650 WALD
WALD (Şehirde Kadın) AB Katkısı: 200.000 WALD
TÜKODER 410.000 TÜKODER
İşletme Eğitimi (STK) 125.000 Değişik STK'lar
Eğitim Programı (Van, Diyarbakır) 150.000 Türkiye Kalkınma Vakfı
Alo Çocuk 150.000 Çocuk İstismar ve İhmalini Önleme Dern.
Vatandaşlık Eğitimi (TDV) 250.000 Türk Demokrasi Vakfı
HRDF (Genç Kadınlar) 100.000 İnsan Kaynaklarını Geliştirme Vakfı
Demokratikleşme Programı 100.000 Antalya Barosu & Friedrich Naumann Vakfı
Umut Otobüsü 20.000 Yakınlarını Kaybetmiş Aileler Derneği
Sağlıklı Başlangıçlar 100.000 İÜ- Çocuk Sağlığı Ens.& İst. Kadınlar Birliği
Kadının İnsan Hakları 170.000 Ankara Endüstri Vak.& T.Sosyal Bilimler K. Yargı Kararlarının Etkinleştirilmesi 60.000 Helsinki Yurttaşlar Meclisi - Türkiye Şubesi
Görsel-İşitsel Medyada Kadın 130.000 Dünya Kitle İletişim Araştırma Vakfı
Kimsesiz Çocuklara İnsan Hakları Eğ. 70.000 Türkiye Felsefe Derneği
Umut Evi 70.000 Sokak Çocukları Gönüllüleri Vakfı
Uluslararası Kadın Demokrasi Mer. 100.000 Kadın Çalışmaları Bir.STK Kadın Sav.Ağı
Avrupa Çalışmaları Merkezi 150.000 Galatasaray Üniversitesi
Türk Halkının Kültürel Entegrasyonu 300.000 Institut Français d'Et. Ana.& Deu.Ori. Institut
Risk Sermayesi Kaynakları 12.000.000 Türkiye'deki küçük ve orta boy işletmeler
Türkiye'de Devlet Reformu 600.000 TESEV - Türk Ek. ve Sos. Çalışmalar Vakfı
Avrupa Türkiye Diyaloğu 500.000 Sabancı Üniversitesi
Mesleki Eğitim-Turizm 5.400.000 Türkiye Kalkınma Bankası
Bunlara bu kadar ayrıntılı vermemin nedeni söz konusu projelerin kapsam ve yaygınlıklarını ortaya koymaktır. BİA için atıp tutanlar yukarıda belirtilen projelerle ilgili olarak acaba başka neleri açıklayıp ortaya koyabilmiştir. Gazeteci kamu adına yazar ya da yayın yapar. Yaptığı bir anlamda onun denetimidir. Bu anlamda bu tür projelerde kullanılan desteklerin yerinde ve doğru harcanıp harcanmadığını sorgulama ve kamuyu aydınlatma görevi vardır. Ancak bunu yaparken tek kaygının kamu çıkarı olduğu unutulmamalıdır. Yöntem olarak da insanların ne olduğu, geçmişleri, sahip oldukları değerler, aidiyet hisleri ve düşünceleri değil, yaptıkları yeğlenmelidir. Gerçeği bulmak, yanlışı saptamak, eleştirmek ve doğruyu göstermek gazetecinin görevleri arasındadır. Bunun için de "işkembe-i kübra"dan atmak yerine gerçekleri araştırmak gereklidir.
Avrupa Birliği'nin Türkçe sitesinde yani http://www.deltur.cec.eu.int/mali-sheets3.html 'nde "Projelere İlişkin Bilgiler" de vardır. "Araştırmacı gazeteci"ler ya da merak edenler bu bölümlerden ilgili bilgileri irdeleyebilirler. Ancak o zaman Avrupa Birliği'nden katkı alarak kimlerin Türkiye aleyhine çalışmalar örgütledikleri ya da paraları iç ettikleri anlaşılacaktır.
Örneğin "Üreme Sağlığı Programı"na baktığımızda bunun 60 ay sürecek Avrupa Topluluğunun 55 milyon Euro buna karşılık Türkiye'nin 5 milyon Euro ile katkıda bulunduğunu, programın ortak ve uygulayıcılarının Sağlık Bakanlığı ile Sivil Toplum Örgütleri(STK)'lar, akademik ve profesyonel dernekler olduğunu öğrenebiliriz. "İşkembe-i kübra"dan atanların yarın bu projenin sahipleri ve uygulayıcılarını; yasadışı biçimde Türk neslini kurutma gizli faaliyetini, kökü dışarda unsurların desteğini alarak yaptıkları" iddiasında bulunmayacağının garantisi yoktur. Ama biz yine de bu projenin ayrıntısına bakalım:
Proje Devlet İstatistik Enstitüsü'nün 1998 verilerine dayanıyor. Buna göre Türkiye nüfusu 62.8 milyondur, doğurganlık oranının ise kadın başına 2,6 çocuktur, bu oran, başta Doğu anadolu olmak üzere bazı bölgelerde 4.2'ye kadar çıkmaktadır. Amaç; bir üreme sağlığı sistemini geliştirip, bilgilendirme, eğitim ve sağlık hizmetleri dahil olmak üzere, hizmetlerin tümünün modernleştirilmesi ve üreme sağlığı alanında kişilerin haklarının ve seçimlerinin desteklenmesine elverişli bir ortam yaratılması için uygun bir strateji geliştirilmesiyle diğer birçok çalışma yanında örneğin sağlık, eğitim ve medya alanlarında çalışan uzmanların eğitimi ve sosyal pazarlama, bilgilendirme ve eğitim-öğretim kampanyalarıyla doğurganlığın kontrol altında tutulmasıdır. Bu projede yer alan STK'lardan bisrisinin de kuruculuğunu Sayın Vehbi Koç'un yaptığı Türkiye Aile Planlaması Vakfı olduğunu ayrıca vakfın web sayfasındaki kimi bilgilerden de yararlanarak söyleyebiliriz.
Tüm bunlar söz konusu yazarın üzerinden kan damlayan kaleminin ucuna kimlerin gelebileceğini işaret etmektedir. Araştırmacı gazeteciliğin sınırı yoktur.
Aslında bunlar bizim işimiz değil. Ama okuduğunu anlayan, mevcut bilgisini de ekleyerek doğru yorumlayabilen bir aydının yazılanın ardındaki amaçla vurulmak istenenin ne olduğunu ortaya koyabileceğini daha da ilerisi bunu yaparak kamuoyunu yanlış bilgilendirmek isteyenlere dur diyebileceği kavranmalıdır. Eğer bu bilinerek yazılıp çizilirse, kamu oyunu yanlış bilgilendirme adına bazı aymazlıkların önüne geçilebilir. Bunu her zaman ve hep birlikte yaparsak anlamı ve önemi daha büyük olacaktır. Ancak o zaman "kaleminden gerçekten kan damlayanların" tedavileri hatta aşırı kan kaybından ölmeleri engellenebilecektir.
Son söz:"Ayinesi iştir kişinin lâf'a bakılmaz." Ne yapıldığını görebiliyoruz. Her ne kadar "belleğimizle malül olsak ya da edilsek de" geçmişte ve bugün yapılanlar kolay kolay unutulmuyor. Şu sıralarda çok sevdiğim biçimde bitireyim. Sesin en çok kısılmaya çalışıldığı zamanlarda kulağıma, her yandan her nesneden hep aynı ses gelir. O zaman sesin kısılmaya çalışıldığını baskının arttığını anlarım. "Midas'ın kulakları eşşek kulakları"Dinleyin bakalım siz de duyabilecek misiniz?
BİLGİ NOTU:
Türkiye Aile Sağlığı ve Planlaması Vakfı (TAP Vakfı),( http://www.tapv.org.tr/ana1.htm Güzel Konutlas Sitesi A Blok D:3-4 Ulus Mahallesi 80600 Etiler/İstanbul-Türkiye Tel: 212-257 79 41 Fak: 212-257 79 43) ekonomik ve sosyal gelişme için Türk ailesinin sağlıklı bir biçimde yaşamını sürdürmesi gereğine inanan iş adamları, işçi ve işveren sendika başkanları, Odalar Birliği, Ziraat Odaları, Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu Başkanları, ilim adamları tarafından Sayın Vehbi Koç'un öncülüğünde kurulmuş ve Ocak 1986 tarihinde faaliyete geçmiştir. TAP Vakfı, kamu yararına çalışan gönüllü bir kuruluştur.
Mütevelli heyetinde kuruluş olarak; T. Odalar ve Borsalar Birl. Bşk., T. İşçi Sendikalar Konf. Bşk., T. İşveren Sendikaları Konf. Bşk., T. Ziraat Odaları Bir. Bşk., T. Esnaf ve Sanatkarlar Konf. Bşk., T. Şişe Cam Fab. A. Ş., Yapı ve Kredi Bankası A. Ş., kişi olarak da Mustafa Adanır, Erol Yılmaz Akçal, Feyyaz Berker, Aydın Bolak, Osman Boyner, Prof. Dr. Yüksel Bozer, Aydın Doğan, Prof. Dr. İhsan Doğramacı, Bülent Eczacıbaşı, Teyfik Ercan, Prof. Dr. Selçuk Erez, Üzeyir Garih, Alaaddin Gazioğlu, Nazlı Ilıcak, Jak Kamhi, Suna Kıraç, Asım Kocabıyık, Nurettin Koçak, H. Ayduk Koray, Prof. Dr. S. Kemal Mimaroğlu bulunmaktadır.(MS/YÖ)