Şen şakrak Corniche'i de tanıyorum, gün ışığında, insan kaynayan sahil yolu. Burası çiftlerle dolu, park edilmiş arabaların içinde oturup hayaller kuruyorlar; geleceğe, evliliğe, aileye, hayata dair.
Downtown'ın, öldürülen eski başbakan Hariri'nin istediği gibi yeniden inşa edildiğini görüyorum. Burası, hali vakti yerinde Lübnanlılar için işleyen pahalı kafelerle, restoranlarla, şık mağazalarla dolu. Akşamları, masaların konduğu sokaklar açıkhava restoranlarına dönüşüyor; Beyrut'un "cesur ve güzellerini" burada görebiliyorsunuz.
Güney banliyölerindeki Hizbullah ofisiyse, daha önce nasılsa öyle. Gülmeyen sakallı adamlar konuklarına önce kahve, sonra çay ikram ediyorlar. Basın kartlarını kontrol edip bir milletvekiliyle randevu veriyor, sonra da hiç eksik olmayan o sözü ekliyorlar: "İnşallah."
Dışarıda, bölgelerindeki bütün sokaklar onların kontrolünde, burada izinsiz fotoğraf çekmek yasak, sokaktan bir kare bile alamıyorsunuz.
İsrail ordusunun ülkenin güneyini 20 yıl işgal altında tuttuktan sonra çekildiği Mayıs 2000'i anımsıyorum. Bütün ülke coşku içindeydi, Hizbullah'sa şöhretinin doruğunda. İşgale son veren şeyin onların İsrail ordusuna karşı düzenlediği disiplinli saldırılar olduğunu herkes biliyordu. Dürziler, Hıristiyanlar, Sünniler seçimlerde Hizbullah'a oy vermeyeceklerdi, ama teşekkür etmeye ve destek vermeye hazırdılar.
Şimdi, Hıristiyanları, Dürzileri, Sünnileri ve Şiileri büyük gösterilerde görüyorum; bu kez farklı nedenlerle. Ben Lübnan iç savaşını hiç görmedim, yalnızca yaralarını gördüm. Belki de, şimdi de yeni bir tanesinin başlangıcını görmüşümdür.
"Bir kışkırtmayla her şey patlar"
Lübnanlıların çoğu için, Beyrut'un merkezindeki Suriye karşıtı ve Suriye yanlısı gösteriler, uzun, dayanılmaz ve kanlı bir iç savaştan çok çekmiş olan bu ülkenin yeniden bölünmesinin insanı dehşete düşüren görüntüsü. Beyrut'un Hıristiyan ağırlıklı mahallelerindeki patlamalar, krizden sonra ayaklarının üzerinde durmaya yeni yeni başlayabilmiş bu ülkede, yeni bir kriz korkusunu körükledi. Lübnan'daki iç savaş 1990'da sona ermişti.
"Herkes tetikte, öğretmenler de, öğrenciler de. Refik Hariri'nin korkunç ölümünün insanların üzerinde birleştirici bir etkisi oldu, ama çok az bir kışkırtmayla her şey patlar" diyor Biblos'taki Lübnan Amerikan Üniversitesi'nden öğretim üyesi Irma Goshn.
Gucci devrimi
Gösterilerin ilginç yanı, her iki tarafın da aynı şeyden söz ediyor olması: Bağımsızlık. Bazıları, Suriye karşıtı "Selvi devrimi"ni, "Gucci devrimi" olarak benimsemiş durumda; bunlar boyunlarında Hermes eşarpları, Gucci çantalarıyla kadınlardan oluşan bir kalabalık; güya Lübnan'ın hali vakti yerinde üst-orta sınıfı, Refik Hariri'yi anmak için Şehitler meydanına çıkıp "Suriye dışarı!" diye bağırıyor.
"Bizim de diğer ülkeler gibi tam bağımsız olmaya hakkımız var. Suriye liman ve elektrik gelirlerimizden pay alıyor ve siyasi hayatın tamamını kontrol ediyor. Bunu yıllardır sessizlik içinde protesto ediyorduk, ama artık dışarı çıktık. ABD ve özgür dünyanın diğer yerleri arkamızda" diyor Josef Bustani, genç göstericilerden biri.
"ABD dışarı!"
Hizbullah gösterisinde, ton da farklı, giysiler de. Bu iyi düzenlenmiş gösteriye nezaret ediyorlar karalar giymiş sakallı adamlar, çoğu İran tarzı çarşaflar giymiş kadınlar, mesaj çok açık: "ABD dışarı!"
"ABD'yle İsrail Lübnan'da bir iç savaşı kışkırtmaya uğraşıyor, bunun olmasına asla izin vermeyeceğiz. Ortadoğu'daki bütün sorunlar Amerikan politikaları yüzünden, bizim bölgemizdeki ilişkilere karışmamaları gerek" diyor genç öğrenci Fatima, bir Lübnan bayrağını sallarken.
Ya konuşmazlarsa?
"Sanki bütün toplum ince bir çizginin üzerinde yürüyor. Herhangi bir yanlış hamle, ölümcül olabilir. Her iki tarafın da hemfikir olduğu çok şey var, ama oturup konuşmaları gerek. Peki ya konuşmazlarsa?" diye soruyor Beyrut Amerikan Üniversitesi'nden öğretim üyesi Nizar Hamza.
Sorunun özünde Birleşmiş Milletler'in, yalnıza Suriye birliklerinin Lübnan'dan çekilmesini değil, aynı zamanda bütün Lübnan milislerinin de silahlardan arındırılmasını gerektiren 1559 sayılı kararı yatıyor. Bu, bilfiil Hizbullah'ın silahsızlandırılması anlamına geliyor ki, yakın gelecekte gerçekleşmesi olası değil.
"Hizbullah'ın dağıtılması, ancak İsrail, Suriye ve Lübnan arasında bir tür barış sağlanmasından sonra mümkün" diyor Hizbullah üzerine uzman olan Nizar Hamza. "Şii Hizbullah, İsrail'in güney Lübnan'ı işgalini 2000 yılında durdurmasında oynadığı rolden dolayı, bütün Lübnan toplumundan, dini sınırların da ötesinde büyük bir destek görüyor."
"Şu an, her kim olursa olsun, birinin diğerine karşı güç kullanması çok tehlikeli olur." (LR/TK/EÜ)
* Leena Reikko, Finlandiya Radyo Televizyonu, Ortadoğu serbest muhabiri. Reikko'nun bianet için yazdığı yazısını, Tolga Korkut Türkçeleştirdi.