Devlet ve hükümet başkanları Kopenhag'da küresel iklim değişikliğiyle mücadele için yeni bir uluslararası sözleşme üzerinde tartışırken, Beyoğlu'nda konuştuğumuz yurttaşlar somut önlemler istiyor. Yenilenebilir enerji kaynaklarına ağırlık verilmesi en somut talep.
18 Aralık'a kadar sürecek Birleşmiş Milletler zirvesinin başlangıcında gelişmiş ülkeler, seragazı emisyonlarının azaltılması konusunda bağlayıcı kararlar alınmasına karşı dururken gelişmekte olan ülkeler ise yeni bir anlaşmanın yapılmasını talep etti. Dünyanın farklı yerlerinden ve Türkiye'den kente giden aktivistler de bilimsel verilere uygun bağlayıcı kararların çıkması için bir dizi eylem düzenliyor. Sokağın görüşleri şöyle:
Serdar Mumcu (sahaf): Kopenhag İklim Zirvesi ile ilgili bilgim var ama ümidim yok. Hükümet ne yaparsa yapsın Amerika'yı ikna edemeyecekler.
Süha Öztartar (mimar, oyun yazarı): İklim Zirvesi konuşulurken Türkiye'nin neler yapabileceğinden daha önemli bir konu var, o da insanların bilinçlenmesi gerektiği. Çünkü altyapı olmadıkça, makro bazlı tedbirler alınmadıkça bu konuda bir ilerleme kaydedemeyiz. Bir sonuç alabilmek için öncelikle doğayı tahrip etmeyen bir sistem tercih edilmesi gerekiyor. Ben 63 yaşındayım ve son 50 yıldır iklimlerin bariz bir şekilde değiştiğine bizzat şahit oluyorum. Eskiden iletişim olanakları az olduğu için dünyadaki doğal felaketlerden şimdiki gibi haberdar olamıyorduk belki ama günümüzde afetler, felaketler ciddi anlamda çoğaldı. İnsanlar daha egoist oldular ve doğanın kendilerine verdiklerini fark etmiyorlar.
Serhat Saraç (esnaf): Kopenhag İklim Zirvesiyle ilgili detaylı bir bilgim yok açıkçası ama doğa ve iklimler çok önemli. Bu konuda tüm önlemlerin alınması gerektiğini düşünüyorum. Faydalı olabilecek her şeyi yapmak gerekiyor.
Muratcan Tonbil (öğrenci): İklim Zirvesinden haberim var ama çok fazla bilgi sahibi değilim. Kyoto'dan daha farklı protokoller içerdiğini biliyorum. Bu konuda fikir beyan edilirken popülist yaklaşıp 'hayır' denilebilir veya ekonomi-politik yaklaşıp evet denilebilir. Sonuçta ben bir öğrenciyim ve doğalgaz faturalarımı ödeyebilmek için açlıktan ölmek istemiyorum.
Halil Datpınar (esnaf): Kopenhag İklim Zirvesini yakından takip ediyorum. Ama geçen gün okuduğum bir gazetede küresel ısınmayla ilgili raporların yalan olduğunu okudum. Diğer taraftan ben buna da inanmıyorum çünkü iklimlerin gerçekten değiştiğini düşünüyorum. Doğanın zarar görmesi engellenebilir aslında. Mesela neler yapılabilir; arabalar benzin yerine güneş enerjisiyle çalıştırılabilir, böyle bir teknoloji var sonuçta.
Sultan Altay-Gül Kurt: Çok yoğun çalıştığımız için böyle haberleri takip edemiyoruz ve Kopenhag İklim Zirvesi'nden haberimiz yok. Ancak iklimlerin değiştiğinin, doğanın tahrip edildiğinin farkındayız. Bu konuda biz elimizden geldiğince dikkatli davranmaya çalışıyoruz. Mesela elektrik kullanımımıza dikkat ediyoruz, kullanmadığımız elektroniklerimizi prizde bırakmıyoruz, işyerinde daha az kâğıt kullanmaya çalışıyoruz. Bunlar dışında Türkiye'nin farklı şeklerde enerji üretmesi gerektiğini düşünüyoruz. Örneğin rüzgar enerjisinden ya da güneş enerjisinden faydalanılabilir. Dumansız hava sahası yapılan iyi işlerden biriydi, ama her yerde gökdelenler yapılıyor, barajlar temizlenmiyor. Türkiye'nin bu konudaki politikalarını yetersiz buluyoruz. (ÇT/İP)