Galatasaray'dan Tunel'e doğru yürürken, tam yüz yıllık 211 numaralı binanın camekânında, yedi metre uzunluğunda, üç metre yüksekliğinde bir tank, nefes alıp verir gibi, düzenli bir ritimle şişip iniyor.
Tank hava kaybettiğine korkutucu görünümünü, karşısında duranı hedefleyen namlusu tehdit ediciliğini kaybediyor; çok kısa sürüyor ama bu. Sonra birbirini üretip besleyen militarizm ve erkeklik gibi, tankı şişiren dört hava motoru harekete geçiyor.
Beyoğlu'nun yeni sanat mekanı Arter'ın ilk sergisi "Starter"ın eserlerinden biri, "T 72" isimli şişirilebilir tank; Berlin'de yaşayan enstalasyon sanatçısı Micael Saimstrefer'in eseri.
Vehbi Koç Vakfı (VKV) projesi olan "Arter - Sanat İçin Alan" 8 Mayıs'ta açıldı. Arter'in, bir kısmı vakıf koleksiyonundan eserlerin yer aldığı ilk sergisine, restoran menülerinden esinlenilerek "Starter" (Başlangıç) ismi verilmiş. Arter ise VKV'nin ileride kurmayı hedeflediği müze kompleks için bir hazırlık, araştırma ve laboratuar sayılıyor.
Küratörlüğünü René Block üstlendiği sergide 1960'tan günümüze, aralarında Türkiye'nin de olduğu dünyanın pek çok ülkesinden çağdaş 87 sanatçının, 160'ı aşkın eseri sergileniyor.
Block daha önce 4. Uluslararası İstanbul Bienali ve eşzamanlı düzenlenen Fluxus Retrospektifi, 2008'de Kazım Taşkent Sanat Galerisi'nde başlatılan "İstiklal Serüveni" sergiler dizisine imza atmıştı.
Üç katlı sergi salonunun, en üst katındaki enstalasyonda rengarenk harflerle yazılmış "Everything you heard about Turkish man is true" ("Türk erkekleri hakkında duyduğunuz her şey gerçek") yazan devasa bir tablo ile karşılaşıyorsunuz.
Biraz ilerde sanatçı Emmett Willians "solDİEr" (Asker/Öl) serigrafisinde, sözlerin çok anlamlılığıyla oynuyor; kelimeleri teşrih masasına yatırıyor.
Mircia Contor'un "Nido" isimli çalışmasında ise kırık yumurta kabuklarıyla dolu zeminin üzerinde bir pinpon masası duruyor. Masanın ortasında daire şeklindeki ağın içinde sağlam yumurtalar yerleştirilmiş. Yerdeki yumurta kabukları daha fazla zarar görmeye bırakılmış; diğer çalışmaları görmek için üzerlerine basmak zorunda kalıyorsunuz. Masanın üstündeki yumurtalar ise şanslı; sağlamlar. Ama sağlam kalmanın bir bedeli var; yumurtalar ağ yuvanın içinde tutsaklar. Özgürlük ve tutsaklık, yaşam ve ölüm arasındaki ince çizide yumurta kırılganlığında duruyor.
Tankın olduğu alt katta ise sürekli bir patlama sesi duyuluyor. Adalet Abidin'in "Köpük" isimli kısa filminde berber dükkânındaki bir çocuk, üzerine köpük sürülmüş balonu usturayla tıraş etmeye çalışıyor; balon her defasında gürültüyle patlıyor.
Hening Christiansen'in "Die Freiheit ist um die Ecke" (Özgürlük Köşeyi Dönünce) yazan yeşil neon ışıklı tabelasının yön oku, T 72 tankını işaret ediyor.
Christiansen'in başka bir işi var bir üst katta; sergideki gezi sonunda sorulabilecek "Nedir serginin mesajı?" sorusuna tek cümleyle yanıt veriyor: "Freedom is Social" (Özgürlük Toplumsaldır")
Starter sergisi 19 Eylül'e kadar açık kalacak. Bilgi için www.arter.org.tr (SP/EÖ)