Beyoğlu son yıllarda değişen yüzüyle artık İstanbulluları çok memnun etmese de yeni açılan mekânlarla farklı bir hareketliliğe doğru gidiyor. Bu yeni yerlerden biri de İş Bankası Resim Heykel Müzesi.
Bankaya uzun yıllar Beyoğlu Şubesi olarak hizmet veren binanın yönetim katları 2000 yılında boşaltılmıştı. Korunması gerekli kültür varlığı tescili bulunan tarihi bina, Resim Heykel Müzesi'ne dönüştürüldü ve Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. Yılı vesilesiyle 29 Ekim’de kapılarını açacak.
1907 yılında zemin katı ticari amaçlı, diğer katları konut olarak inşa edilen tarihi Bodvi (Baudouy) Apartmanı, bodrum ve zemin katların yanı sıra biri teras 6 kattan oluşuyor. Bina, 1950'de bankanın mülkiyetine geçti. İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Bali, "Bina, üçüncü hayatını Resim Heykel Müzesi olarak yaşayacak" diyor.
Üçüncü müze
Restorasyon projesini Teğet Mimarlık’ın hazırladığı müzenin kurucu küratörlüğünü mimar, sanat tarihçisi ve yazar Prof. Dr. Gül İrepoğlu üstlendi.
Resim Heykel Müzesi, Eminönü’ndeki Türkiye İş Bankası Müzesi ve Ankara Ulus’taki Türkiye İş Bankası İktisadi Bağımsızlık Müzesi'nin ardından Bankanın üçüncü müzesi olarak hayata geçti.
2700 eser kayıtlı
İş Bankası Koleksiyonu’nun 1940'ta envantere kayıtlanmış 1 no’lu yani ilk eseri, Hikmet Onat’ın “Peyzaj – Ortaköy”ü. Müzenin katlarını gezerken çok geniş bir koleksiyonu izlediğinizi anlıyorsunuz. Osman Hamdi Bey, Komet, Fahrelnissa Zeid, Şeker Ahmet Paşa, Mevlüt Akyıldız, Nedim Günsür, Rahmi Aksungur, Diyarbakırlı Tahsin, Mıgırdiç Civanyan, Şükriye Dikmen, Hoca Ali Rıza, İbrahim Çallı, Adnan Çoker… Türkiye İş Bankası Sanat Eserleri Koleksiyonu, 950'den fazla sanatçının 2 bin 700 civarında eserini barındırıyor.
Resim Heykel Müzesi'nde ilk sergilerinde bu koleksiyondan seçilen 600'e yakın eser yer alıyor.
Kalıcı sergiler
5. ve 4. katlarında kalıcı sergiler yer alıyor. 5. katta, 19. yüzyıl sonu -20. yüzyıl başı Türkiye resim sanatının öncüleri, 1914 Kuşağı ressamları ve Cumhuriyet'in ilk dönem sanatçılarının eserleri yer alıyor. "Anadolu Esinlenmeleri", "Kadın Portreleri", "Deniz Coşkusu" bazı başlıklar arasında.
4. katta ise 20. yüzyılın ortalarından günümüze koleksiyonda yer alan eserler görülebilir. İrepoğlu bu eserleri şöyle anlatıyor:
"Yüzyılın ortalarına kadar devletin desteklediği düzenli toplu segiler ve sanatçıların Anadolu'ya açılarak yeni esinlerle çalışması, gerek toplumun eğitimine gerek resim ve heykel sanatının ilerlemesine katkıda bulunan etmenlerdi. 1950'li yıllardaysa tam bir yenilikçi evrim süreci yaşanırken, yüzyılın ikinci yarısından başlayarak iletişim alanındaki yoğun etkinlikle sayısız türe ayrılan medya ve her an değişmekte olan yaşam koşulları ile görsel sanatların esin kaynakları sonsuzca artar."
3. ve 2. katlar da süreli sergilere ayrılmış. Giriş katında ise müze mağazası var. Müzenin 6. katı lokanta olarak hizmet verecek.
İstanbul'un kalbi İstiklal Caddesi
Müzenin açılışı İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Bali ve İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran ev sahipliğinde yapıldı. Törene İstanbul Valisi Davut Gül, Beyoğlu Kaymakamı Can Aksoy ve Beyoğlu Belediye Başkanı Haydar Ali Yıldız da katıldı.
Bali konuşmasında şunları söyledi: “Atatürk’ün tam bağımsızlığa ulaşmak için elzem olduğunu düşündüğü iktisadi bağımsızlığı temin etmek için atılan ilk adımlardan biri olan ve Cumhuriyetin bir yaş küçük kardeşi diye tabir ettiğimiz Türkiye İş Bankası, böyle anlamlı bir dönemde Resim Heykel Müzesini ülkemize armağan ediyor.”
“Her şehrin bir kalbi vardır, İstanbul’un kalbi de İstiklal Caddesi’dir” diyen Bali şöyle devam etti:
“Dileğimiz o ki olabildiğince çok kişi müzemizin kapısından girsin, resimleri incelesin. Türk resmine ve sanatına ilgiyi ve farkındalığı bir nebze artırabilirsek kendimizi bahtiyar hissederiz.”
İlk süreli sergi 'İstanbul' temalı
Bali, “Dünya tek bir ülke olsaydı baş şehri İstanbul olurdu” mottosuyla ilk süreli sergiyi İstanbul temasıyla açtıklarını söyledi.
Bu sayede şehirde şu sıralar devam eden "İstanbul" temalı sergilere bir yenisi daha eklenmiş oldu.
"İstanbul Resmi" sergisindeki bazı başlıklar ise şöyle: "İstanbul'un Çiçekleri", "İstanbul'un Balıkları ve Balıkçıları", "İstanbul'un Semtleri", "İstanbul'un Tekneleri."
Sensörlerle yer hareketleri takip ediliyor
Müze binasında, temelinde yer alan 2 adet deprem sensörü aracılığıyla düzenli olarak yer hareketi takibi yapılıyor. Cihazlar, olası bir deprem sırasında otomatik olarak yer sarsıntılarını kayda almaya ve sonrasında bu değerlerin bina tasarım değerleriyle kıyaslanmasına imkân sağlıyor.
(AÖ)