Filmde bugünün kaosuna dair her şey Ermenistan arka planı üzerinde beyaz perdeye seriliyor; bugünkü Ermenistan, diyaspora Ermenileri, "Ermeni olmaya çalışanlar", kimlikle bağlarını koparmış olanlar ya da sonradan sonraya bu kimlikle bağlarını kurma gereği hissedenler; Ararat (Ağrı) ve Masis'in (Küçük Ağrı) tüm bu kategorilerde yer alanlar üzerindeki etkisi ya da gölgesi, namlunun ucundaki vatanseverlik, milliyetçilik, militarizm, mafya, çevre ve sağlık sorunları, Aziz Gregor'un hapis tutulduğu çukur ve Hristiyanlığı ilk kabul eden halk olarak Ermeniler....
Yönetmen Robert Guediguian, bugünkü Ermenistan'ın en büyük açmazlarını yanyana koyup, sonra izleyicisini bu açmazlar ve duygusallıklar sarkacında bir o yana bir bu yana savuruyor.
Gerçekle mitin çarpışması
Anna (Ariane Ascaride), Ermeni bir babadan ve İtalyan bir anneden doğmuştur. Anna'nın babasının Ermeni olmasının kendi üstünde farkına vardığı bir etkisi olmasa da, Anna'nın kızı dedesinin tavla oynamaya gittiği Ermeni derneğinde Ermeni halk dansları öğrenmektedir. Doktor olan Anna ve babası Barsam pek anlaşamaz.
Kalp ameliyatı olması gerektiğini söyleyen kızını dinlemeyen Barsam bir gün aniden Ermenistan'a gider. Anna da babasının peşine düşer. Derdi ona ulaşmak, onu hayatında olması gereken yere oturtmaktır. Yaptığı yolculuk hem kendi kimliğine, hem de babasıyla olan ilişkisine yeni bakış geliştirmesini sağlar.
Yönetmen Robert Guediguian, bugünün gerçek Ermenistan'ıyla, Ermenistan tahayyüllerini ve mitlerini patır kütür birbiriyle çarpıştırıyor filmde.
En çok Marsilyalılığıyla ve dünyaya soldan bakan kimliğiyle tanınan yönetmen aslında nasıl bir kimlik kurdu olduğunu ve kendi arka bahçesini ne kadar iyi tanıdığını da pek âlâ anlatıyor. Ne de olsa kendisi de, Alman bir anneden ve Ermeni bir babadan doğmuş olmakla Anna karakterini çok iyi biliyor.
Anna'nın babası Barsam, Anna'ya Ermenice öğretmemiş. Anna da Ermeni kimliğiyle pek ilgilenmemiş ve sol bir dünya görüşü içinde bu kimlik sorunsalını erittiğini düşünmüştür. Bir dönem komünist olmuş, silahlı mücadelede bulunmuş, güçlü ve gözü pek bir kadındır. Babasını aramaya geldiği Ermenistan'da, kendini daha önce bilmediği bir kimlik labirentinde buluverir. Yoksa saçları, gözleri, yüz yapısı çok mu Ermenidir?
Bu arada Ermenistan'da insanlar, Ağrı Dağı efsaneleriyle, Ağrı'ya bakıp iç çekmeleriyle ciğerlerini şişirirken, ülkede iş adamları her "işin icabına" bakmaktadır.
Sağlık sistemi hiç kurulmadığından sosyal güvence, ücretsiz ilaç gibi temel sağlık hizmetleri sağlanamazken, ilaçlar mafyanın eline düşmüş, kadınların çıplak dans ettiği barlar açılmış, kumarhaneler yan yana dizilmiş, yoksulluk ve tabii yolsuzluk başını alıp gitmiştir.
Sarkis Arabian (Simon Abkarian) aslen Fransa'da düzenini kurmuş olan ve bu düzeni Ermenistan'ın kendinden menkul "biznıs" sistemi içinde kendi kurallarına göre idare etmektedir. Bu düzenin bekçisi ise, Marsilyalı Yervant'tır (Gérard Meylan). Yervant, Asala üyesi olmuş sonra Ermenistan'a gelmiş, kendini yurtsever olarak tanımlayan "bu ülkenin uçanı da kaçanı da benden sorulur" cinsinden adeta her şeyden sorumlu bakandır ya da ülkenin kabadayısıdır. General diye çağırırlar; askerdir, (bittabi) hakkaniyetlidir ve bolca Ermenidir.
Şake (Chorik Grigorian) ise bu iki diyasporik Ermeni'den farklı olarak Ermenistan'da doğup büyümüş ve feleğin binbir sillesini yemiş, bunun faturasını da yaşadığı memlekete kesip, yurt dışına gideceği günü hayal eden bir genç kızdır. Beyaz önlüğü giyip hastaneye girer, ilaç kaçırır, kuaförde çalışır ve gece klüplerinde dans eder.
"Vatanseverlik" kavramı, onun etrafında örülmüş mitler ve bunları tam cepheden hedef alan gerçek hayat. Gerçek hayat ıskalamaz.
İstanbullu izleyici için film, bir yanıyla yoğunlaştırılmış Ermenistan'ı ve Ermenileri tanıma işlevi görmüş olmalı.
Diğer yanıyla da çok iyi bilinen, cılkı çoktan çıkmış bir düzenin nasıl kök saldığını ve o düzenin aktörlerini çok iyi anlatan bir film.
Filmin künyesi
2006 Fransa yapımı "Ermenistan'a Yolculuk"ta Ariane Ascaride, Gerard Meylan ve Chorik Grigorian oynuyor.
Frnasızca-Ermenice çekilen ve 125 dakika süren film geçtiğimiz yıl Erivan film festivalinde Altın Kayısı ve Roma film festivalinde En İyi Kadın Oyuncu ödüllerini aldı.(TS/EÜ)