12 Haziran Genel Seçimleri'nin yaklaştığı bu günlerde, siyasi partilerde kadın temsiliyeti yeniden gündemde. Temsiliyet açısından yüzde 40 kadın kotası uygulamasıyla Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) diğer partilerden ayrılıyor.
BDP Hukuk ve İnsan Haklarından Sorumlu Eş Başkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş Türkiye'de her gün kadınların öldürüldüğünü, şiddet görmeye devam ettiğini söylüyor.
Türkiye'deki kadına yönelik şiddetin "kadın soykırımı" noktasına geldiğini söyleyen Beştaş, mecliste bulunan diğer siyasi partilerin bu "soykırıma" karşı politika geliştirmeleri gerektiğini ancak bundan aciz oldukları görüşünde.
Sadece mecliste değil, her yerde yüzde 40 kota
Bianet'e konuşan Beştaş, BDP'nin sadece mecliste değil, belediye başkanlıkları, il genel ve belediye meclisleri gibi tüm alanlarda tüzük gereği yüzde 40 kadın kotası olduğuna işaret ediyor.
"Biz kadınların karar mekanizmalarında temsil edilmesini hayati önemde bulan bir partiyiz. Kadın-erkek eşitliğinin sağlanmasında ve kadın politikalarında temsiliyetin kadın hakları ve özgürlüğü mücadelesinde önemli bir aşama olduğunu düşünüyoruz. Politikalarımızı da buna göre belirliyoruz."
"Eş Başkanlık, kadın-erkek eşitliğinin göstergesi"
* BDP'de Eş Başkanlık sistemi mevcut ve kadınlar sadece kendi konuları değil, tüm karar mekanizmalarında erkeklerle eşit söz hakkına sahip.
* İl ve İlçe yönetimlerinde, mümkün olan her yerde, Eş Başkanlık sistemini yaymaya çalışıyoruz.
* Parti politikalarında kadınlarla ilgili konularda kadınlar karar veriyorlar. Kendilerini ilgilendiren konularda kadınlar öncelikli karar ve oy verme yetkisine sahipler.
* Kadının temsiliyetini demokratik anlamda çok hayati buluyoruz. Kadınların hem yasal anlamda hem toplumsal anlamda, hayatın her alanında yaşadıkları sıkıntılara dair politik üretilip, bu anlamda hizmetler yapılıyor.
"Meclisteki partileri kadın sorunlarına karşı samimi bulmuyorum"
* Şiddet gören kadınlar, yetkili mercilere başvurduktan sonra öldürülmeye devam ediyor. Sığınak sayılarındaki yetersizlik ortada. Burada iktidarın da ana muhalefetin de yapması gereken çok şey var.
* Meclisteki diğer partilerin kadın faaliyetlerini samimi bulmuyorum. Her fırsatta kadın-erkek eşitliğinden dem vurdukları halde kendi karar organlarında, gerek mecliste gerek belediyelerde kadınların hiçbir şekilde hak ettikleri oranda temsil edilmedikleri ortada. Tam bir erkek egemenliği söz konusu.
* Zaten AKP'de Başbakan bunu gizlemeden söylüyor. Kadın ve erkeklerin eşit olamayacağına dair görüşlerini kamuoyuyla paylaşıyor. Kadına bakış açısını neredeyse üç çocukla sınırlandıran, sığ bir yaklaşım söz konusu.
* Mecliste diğer partilerdeki kadınlardan, kadın sorunlarının çözümüne dair farklı bir ses duyamıyoruz. Kadın eşitliğini ve özgürlüğünü hedefleyen farklı bir politik söylemde dahi bulunamıyorlar. Tümüyle erkek egemen bir söyleme sahipler. Sadece kadınlara karşı değil farklı cinsel kimliklere karşı da ötekileştirici, özgürlük karşıtı, kabul edilemez yaklaşım içindeler. (EKN/EÖ)