Haberin İngilizcesi için tıklayın
Gezi Direnişi sırasında 16 Haziran 2013’te İstanbul Okmeydanı’ndaki evinden ekmek almak için çıktığı sırada polisin attığı gaz fişeğinin kafasına isabet etmesi sonucu yaralanan ve 269 gün komada kaldıktan sonra yaşamını kaybeden Berkin Elvan, vurulduğu yerde anıldı. Vurulduğunda 14 yaşında olan Berkin, öldüğünde 15 yaşında ve 16 kilodaydı.
Anma koronavirus salgını nedeniyle sınırlı bir katılımla gerçekleştirildi. Ailesi, vurulduğu noktaya Berkin’in fotoğrafı ile birlikte ekmek ve karanfil bıraktı; mum yaktı.
"Yedi yıldır adalet diyorum"
Mezopotamya Ajansı’nda yer alan habere göre, anmada konuşan anne Gülsüm Elvan, şöyle dedi:
“Çocuğumu benden alalı yedi yıl oldu. Biz yedi yıldır adalet ararken, ABD’de de ‘nefes alamıyorum’ diyen bir siyah insanı öldürdüler. Ali İsmail’e tekme atılalı yedi yıl oldu. Ethem Sarısülük’ü vuran polis; ‘üç kez sıktım’ diyeli yedi yıl oldu. Ahmet Atakan’ın ölümüyle ilgili bir soruşturma yok. Mehmet Ayvalıtaş’ın davası halen sürüncemede. Abdullah Cömert’in katili serbest. Ali İsmail’e son tekmeyi vuran katil serbest.
“Benim çocuğum vurulalı yedi, onu toprağa vereli altı yıl oldu. Yavrumu 16 kilo ile toprağa verirken, birileri beni meydanlarda yuhlatırken ve benim çocuğum ‘terörist’ ilan edilirken kusura bakma Cumhurbaşkanı burası ABD değil, Türkiye. Senin samimiyetine hiç güvenmiyorum. Yedi yıldır yavrumu arıyorum, hasret kaldım. Yedi yıldır onun özlemiyle yaşıyorum. Önce iğneyi kendine de batır da ondan sonra çuvaldızı başkasına batır. Ben adalet istiyorum. Ben adalet istedikçe nice çocuklar katledildi, nice analar ağladı. Ben yedi yıldır adalet diyorum, adalet diyorum.”
"Polis çocuk öldürmeye devam ediyor"
Baba Sami Elvan da şöyle seslendi:
“Yedi yıl önce oğlumuz Berkin tam bu noktada pusu kuran polisin attığı gaz fişeğiyle vuruldu. Yaralandı, 9 ay sonra hayatını kaybetti. Biz üzerine basa basa çocuklar yaşasın, büyüsün şeker de yesin derken, bu devletin eli kanlı polisleri halen sokakta çocuk öldürmeye, insan katletmeye devam ediyor. Biz çocuklar ölmesin herhangi bir insan devlet tarafından katledilmesin diye bu mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz. Hakkın hukukun yerine ulaşması için direneceğiz.”
Duruşma 23 Eylül’de
“Mahkememiz dört yıldır devam ediyor. Daha adı bile doğru düzgün tespit edilemedi, sona doğru geliyoruz. Ceza alır mı bilmiyoruz ama geçmiş davalarda da gördük. Ama biz asla adalet arayışımızdan vazgeçmeyeceğiz. Bu adalet yerine gelene mücadelemiz sürecek. Benim çocuğum belki yerine gelmeyecek ama bir çocuk daha kurtulursa yaşarsa belki o zaman benim de yüreğim rahatlar. Son bir çağrı yaparak bitireyim. 23 Eylül’de mahkememiz var, buradan duyuru yapalım. Herkesi o duruşmaya bekliyorum.”
“Suçlular ceza alana kadar mücadele edeceğiz”
Ailenin avukatı Çiğdem Akbulut ise şöyle dedi:
“Berkin yedi yıl önce bu sokakta vurulmuştu. Sami abi ve Gülsüm ablanın da söylediği gibi, biz bu ülkenin adaletine güvenemiyoruz. Çünkü Elvan ailesiyle birlikte adalete olan açlığımız devam ediyor” diye konuştu. Akbulut “Beş yıl önce bu sokakta avukat Ebru Timtik de adalet arıyordu. Bütün hukuki yolları denediği, bütün başvuruları yapıp sonuçları alamadığı için şu arkadaki köşede adalet çadırında açlık grevi yapıyordu. Ondan beş yıl sonra Berkin’in Dilek Doğan’ın katili açıklansın yargılansın dediği için ‘terörist’ yaftası yemiş şekilde hükümlü tutuklu şekilde cezaevinde ve şu an adil yargılanmadığı için ölüm orucunda.
“Suçlandığı şey Elvan ailesinin avukatı olmak sadece mesleği boyunca katledilen halk çocuklarının avukatlığını yaparak geçirdi. Biz bu yüzden adalete güvenmiyoruz. Sami abinin dediği gibi belki Berkin’i öldüren katil polis de ceza almayacak ama biz sonuna kadar bütün mercilerde bütün suçlular ortaya çıkıncaya kadar mücadele etmeye devam edeceğiz.”
Ne olmuştu? |
İstanbul, Okmeydanı’nda Mahmut Şevket Paşa Mahallesi'nde 16 Haziran 2013’teki polis saldırısında başının arkasından gaz fişeğiyle yaralanan 14 yaşındaki Berkin Elvan hastaneye kalbi durmuş olarak götürülmüştü. 269 gün sonra, tedavi gördüğü Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde 11 Mart 2014'te hayatını kaybetti. Soruşturma dosyası altı savcı değiştirdi. Savcı Faruk Bildirici'nin talebi üzerine, olay yerinde polislerin kullandığı ve Elvan'ın vurulduğu sokağın başındaki TOMA'ya monte edilmiş kamera görüntüleri, Ulusal Kriminal Büro görevlisi bilirkişisi tarafından incelendi ve analiz raporu 6 Mayıs 2014'te dosyaya sunuldu. Savcı İsa Dalgıç'ın talebiyle görüntüler bu kez Jandarma Kriminal Laboratuvarı'nda incelendi. Netleştirilmiş görüntüde iki şüpheli memurun göründüğü ve bu memurlardan birinin Elvan'ın ölümüne neden olduğu tespit edildi. Soruşturma 7 Aralık 2016’da tamamlandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Memur Suçları Bürosu savcılarından İsa Dalgıç’ın hazırladığı iddianamede, tek sanık olarak gösterilen polis memuru F.D.’nin "olası kastla öldürme" suçundan yargılanması istendi. İddianamede, polislerin “mukavemette bulunan” eylemcilere müdahale ettiği, bu sırada kafasına gaz fişeği isabet eden Berkin Elvan'ın yaralanarak, hastaneye kaldırıldığı ve tedavi gördüğü sırada hayatını kaybettiği anlatıldı. İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilen 11 sayfalık iddianame kabul edildi. Soruşturma kapsamında ifadesi alınan 42 polis hakkında ise takipsizlik kararı verildi. Elvan ailesinin avukatı Oya Aslan bianet’e verdiği bilgide, olay yerindeki tek bir polise dava açıldığını, davanın da “kasten öldürmek” değil “olası kastla öldürmek” suçundan açıldığını, bunun da hapis cezasını 20 yıla kadar düşürdüğünü belirtti: “Müebbet gerektiren kasten öldürme yerine olası kast ile yargılandığında, polis mahkum olsa dahi ceza 20 yıla kadar düşüyor. Oysa sadece kamera görüntüleri bile kasten öldürmeye dava açmak için yeterliydi.” |
(EMK)
*Fotoğraf: Mezopotamya Ajansı