Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) 2. kez Türkiye Cumhuriyeti devletini mahkum ediyor. Danıştay 2. kez "madenin kapatılmasına" karar veriyor. Tüm bunlar olurken ulusal basınımız çıkıp da "Bergama'da yargı kararları neden uygulanmıyor" diye sormuyor, sorgulamıyor... Altıncı'nın sesi olup Bergamalılar "euro kavgasına düştü" diyebiliyor.
Maden şirketinin patronu olduğu "EVET" ve "BUGÜN" gazeteleri bugünlerde hemen hemen her gün Bergama'da "ücretsiz" olarak "binlerce" dağıtılıyor. Yoğun bir şekilde "verilen çevre ve hukuk mücadelesi" karalanıyor. 2 Mayıs 2006 tarihli Milliyet gazetesi benzer bir üslupla "Bergama'da Euro Kavgası" diyerek "çamur at izi kalsın" misali konuyu saptırmıştır.
15 yılı aşkın bir zamandır verilen bu örnek çevre mücadelesi aynı zamanda örnek bir hukuk mücadelesine dönüşmüştür. Bu haliyle de sorun tüm Türkiye'nin hukuk sorunu olmuştur.
Hukuka inanan insanlar, Türkiye Barolar Birliği başta olmak üzere tüm sivil toplum örgütleri, neredesiniz? Bu ne tepkisizlik, bu ne suskunluk ! Bergama'yı yalnız bırakmak "aydınlanma yolunda ve emperyalist talana karşı Türkiye'yi yalnız bırakmaktır."
Danıştay'ın ilk karar verdiğinde uygulanmadığını gören köylüler, o günlerde "ya madeni kapatın ya da mahkemeleri" diyerek siyasi iktidarı göreve davet etmişti. Halen bu davete yanıt alınabilmiş değil. Daha kaç mahkeme kararı gerekiyor "madenin kapatılması" için? Bergama düne göre çok daha haklı ve güçlüdür çünkü içeride ve dışarıda haklılığı yargı ile tescil edilmiştir. Şimdi tüm bu olup bitenlerden sonra acaba nasıl olur da yargı kararını uygulatırız çabası, AİHM'ye yeni davaların açılmasını gündeme getiriyor.
Ovacık Altın Madeni'ne 30 km çapta yaşayan, olası risk altında bulunan binlerce insanın AİHM'ye açacağı yeni davalarla "milyar euroları" bulacak yeni bir süreç kapıda. Yargı kararlarına rağmen madene işletme izni vermeye devam eden, başta siyasi sorumluluğu olanlar ve onlara göz yuman bürokratlar olmak üzere, bu paralar onlardan tahsil edilmelidir; bizim vergilerimizden değil!
Bütün amaç yargı kararlarını uygulatmaktır, yoksa Bergama'da insanların "gözünü euro bürümüş" değil. Bergamalı gerekirse, kazanılan tazminatı maden bölgesinde kesilen binlerce ağacın orada tekrar yeşermesi için de kullanabilme yürekliliğini gösterir.
Bugüne kadar İzmir Barosu "çevre grubu" avukatları Bergama'ya sahip çıkarak "bir kuruş almadan", yoğun bir emekle bu hukuk mücadelesini başarıyla yürütmüşlerdir. Yine yürüteceklerine inanıyoruz, bunun dışındaki sözler "laf-ı güzaftır".
Ey medya patronları!.. Bergama'da "euro kavgası" değil, yargı kararlarının nasıl uygulatılacağı kavgası vardır. Sizlerin de bir parça hukuka saygınız varsa, şu soruyu sorun bakalım, sorabiliyorsanız:. "Bergama'da yargı kararları neden uygulanmıyor" ya da "Kararlar AİHM'nin 'kaç milyar euroluk' tazminatı sonrasında uygulanacak?" (EE/TK)
* Erol Engel, Bergama Çevre Platformu Sözcüsü