İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu'na MİT TIR’ları haberi davasında hükmettiği 25 yıl hapis cezasının gerekçeli kararını açıkladı.
Gerekçeli kararda, MİT TUR’ları haberinden “gizli kalması gereken ve açıklanmaması gereken hususlar haber adı altında sunuldu” diye bahsedildi.
Bu haberlerin yayınlanma sebebi de “Cumhurbaşkanı ve AKP hükümetini yıpratmak” ve “ulusal ve uluslararası alanda özellikle Cumhurbaşkanı'nı savaş suçlusu olarak yargılanmasının önünü açmak” olarak açıklandı.
TIKLAYIN - MİT TIR'LARI HABERİ DAVASINDA ENİS BERBEROĞLU TUTUKLANDI
Berberoğlu, 14 Haziran’dan beri devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri siyasal veya askeri casusluk maksadıyla açıklamak" suçundan Maltepe Cezaevi’nde tutuklu.
TIR’ların durdurulması anlatıldı
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Ali İhsan Horasan'ın başkanlığındaki heyetin baktığı davanın gerekçeli kararının yazım işlemi tamamlandı.
Gazetelerdeki haberlere göre, gerekçeli kararda, iddianameye, sanık, tanık beyanları ile dosyadaki diğer deliller ve mahkemenin kısa kararına yer verildi.
Gerekçeli kararın "Delillerin Değerlendirilmesi ve Ulaşılan Kanaat" başlığında, dosya içerisindeki HTS [telefon] kayıtları, baz bilgileri, sanık Can Dündar'a ait "Tutuklandık" isimli kitap içeriği ve olay özeti yer aldı:
“1 Ocak 2014'te Hatay'ın Kırıkhan ilçesinde ve 19 Ocak 2014'te Adana'ın Ceyhan ilçesinde MİT'in ülkenin milli menfaatleri doğrultusunda yürüttüğü faaliyetler kapsamında Suriye'ye gönderdiği malzemeleri taşıtan tırların halen FETÖ/PDY talimatıyla hareket ettiklerinden bahisle haklarında dava açılan jandarma personellerince durduruldu.”
“Jandarma personelince darp, cebir ve şiddet kullanılmak suretiyle tırlara el konuldu. MİT mensupları etkisiz hale getirildi.”
“Olayın hemen akabinde operasyonu gerçekleştiren personel ve ilgili yargı mensupları hakkında soruşturma başlatıldı. Adana Hakimliği'nce milli menfaatler doğrultusunda ifa olunan faaliyetler kapsamında olması ve özü itibarıyla ‘devlet sırrı’ kapsamında kalmasından dolayı konuyla alakalı bilgi, belge, resim ve dokümana 14 Ocak 2015'te yayın yasağı kararı alındı.”
“Ulusal güvenlik durumunda basın hürriyetinden bahsedilemez”
Gerekçeli kararda, TIR’lara yapılan müdahalenin hemen ardından “devlet birimlerince kamuoyuna duyuru yapılarak, Suriye Türkmenlerine yönelik yardım faaliyeti yürütmekle görevli MİT'in tırlarındaki yardım malzemelerinin devletin güvenliği veya iç ve dış siyasal yararları bakımından gizli kalması gereken bilgiler niteliğinde olduğunun bildirildiği” yer aldı.
“MİT'in 6 Şubat 2014 tarihli yazısında işlemin faaliyetin ‘müsteşarlığa verilen görev ve yetkiler uyarınca ülkenin milli menfaatleri doğrultusunda yürütülen faaliyetler kapsamında olduğu’ aktarıldı.”
“Açıklanmasının devletin güvenliğine, iç ve dış siyasal yararlarına zarar vereceği ortaya konulmasına rağmen” ve ulusal güvenlik söz konusuyken basın hürriyetinden bahsedilemeyeceği vurgulandı.
“Genel seçim öncesi” vurgusu
Cumhuriyet gazetesinin o dönemki Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ile gazetenin muhabiri Ahmet Şık’tan da kararda bahsedildi:
“Dündar tarafından 7 Haziran 2015 genel seçimlerine bir hafta kala, Genel Yayın Yönetmeni olduğu Cumhuriyet gazetesinin 29 Mayıs 2015'teki baskısında olaya ilişkin birçok fotoğraf, malzemeye ilişkin tüm bilgiler yayınladı.
“Manşetten ‘Dünya Gündemini Sarsacak Görüntüler İlk Kez Yayınlanıyor’ denildi ve halen ilgili olay nedeniyle yargılanan dönemin Cumhuriyet Savcısı Aziz Takçı'nın gazeteden Ahmet Şık ile yaptığı röportaja yer verildi.
“Erdoğan ve Ala doğruyu söylememekle itham edildi”
“Haberde olay tarihinde Başbakan olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ve dönemin İçişleri Bakanı Efkan Ala'nın doğruyu söylemediklerinden bahisle itham edildiği” iddiası da kararda yer aldı.
“Haber içeriğindeki ‘Olaydan sonra hükümet cephesi TIR'lardaki malzemelerin devlet sırrı olduğunu söylemiş' yönünde açıklamalarda bulunuldu’ anlatımıyla özü itibarıyla gizli kalması gereken ve açıklanmaması gereken hususlar haber adı altında sunulurken dahi bunun devlet sırrı olduğunun devlet tarafından kamuoyuna duyurulduğu itiraf edildi.”
Cumhurbaşkanı ve AKP’ye “algı operasyonu” iddiası
Gerekçeli kararda, Dündar ve Erdem Gül hakkında soruşturma başlatılıp kamu davası açıldığı, yargılama sırasında Dündar'ın tutuklu kaldığı süreçte "Tutuklandık" kitabını yazdığı, tahliye olduktan sonra kitabı yayınladığı belirtildi.
Kararda kitabın içeriğine de yer verildi ve haberler ile “algı operasyonu yapıldığı” ileri sürüldü:
“Dündar tarafından yayınlanarak başta Cumhurbaşkanı olmak üzere iktidarda bulunan AK Parti hükümetini, 'MİT tırarıyla Suriye'deki terör örgütlerine silah yardımı yapılıyor.' şeklindeki algı operasyonuyla kamuoyu nezdinde yıpratmak, cezai soruşturmalara maruz bırakmak, ulusal ve uluslararası alanda özellikle Cumhurbaşkanı'nı savaş suçlusu olarak yargılanmasının önünü açmak, buna ortam sağlamaya çalışmaktır.”
“MİT tırları olayının ifşasıyla hazır ortam da müsaitken, Cumhurbaşkanı ve hükümet yöneticilerinin teröre destek veren, terörü finanse eden iddialarıyla ulusal ve uluslararası boyutta yargılanmaları sağlanarak ortadan kaldırılmalarının hedeflendiği, en iyi ihtimalle seçim öncesi hükümeti zora sokarak seçimi kazanmalarının önüne geçilmek istendiği, sanık Berberoğlu'nun Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ve hükümete zarar vermek için siyasi amaçla hareket ettiği, hukuki ve cezai sorumlulukların doğması, yeniden iktidar olmalarının önüne geçmek için devletin ulusal güvenlik iç ve dış siyasal bakımından gizli kalması gereken özü itibarıyla devlet sırrı olması gereken görüntüleri yayınlaması, ifşa etmesi amacıyla da diğer sanık Can Dündar'a vermekten çekinmediği, sanıkların iştirak iradesi içerisinde birlikte hareket ettikleri anlaşılmıştır.”
Erdem ve Dündar'ın aldığı ceza
Mahkemenin, sanıklar Erdem Gül ve Can Dündar hakkında “devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin bilgileri açıklama” suçundan hüküm verdiği belirtilen gerekçeli kararda, Berberoğlu’nun hükümle birlikte tutuklanması da şöyle açıklandı:
“Milletvekili olarak görev yapsa da kanunen herhangi bir engel bulunmadığından özellikle verilen cezanın haddi itibarıyla mahkememizde kaçacağı, saklanacağı hususunda kanaat oluştuğundan bu tedbire hükmedilmiştir. Dosyadaki sanıklardan Dündar'ın çok daha az bir ceza almasına rağmen tahliye olur olmaz yurt dışına kaçmış olması da gözetildiğinde tutuklama kararı verilmiştir.”
Ne olmuştu?
Berberoğlu hakkında "Devletin gizli kalması gereken bilgi ve belgelerini askeri ve siyasal casusluk amacıyla temin etme" ve "FETÖ-PDY'ye [Fethullahçı Terör Örgütü – Paralel Devlet Yapılanması] bilerek ve isteyerek yardım etme" suçlarından 30 yıla kadar hapis cezası istemiyle iddianame hazırlandı.
Erdem Gül ve Dündar’ın “silahlı terör örgütüne, üye olmaksızın bilerek ve isteyerek yardım” suçlamasıyla devam eden davaları Berberoğlu’nun davasıyla 21 Eylül 2016’da birleştirildi.
Berberoğlu, gazeteciler Dündar ve Gül ile birlikte yargılandığı davada “casusluk” suçlamasıyla 14 Haziran 2017’de müebbet hapse çarptırıldı, cezada indirime gidilerek Berberoğlu’na 25 yıl hapis cezası verildi.
TIKLAYIN - MİT TIR'LARI HABERİ DAVASINDA ENİS BERBEROĞLU TUTUKLANDI
Mahkeme Berberoğlu’nun “kaçma şüphesi” gerekçesiyle tutuklanmasına da karar verdi, aynı gün tutuklandı. (AS)