Isabel Allende bugün 58 yaşında, Şili Meclisinde senatör. Şilideki askeri darbenin 30. yılı vesilesiyle kendi yaşamını ve 11 Eylül 1973 gecesini Valeria Paossiye anlattı.
Birçok kişi için Salvador Allende; başkan politikacı . Şimdi istersen baban Allende hakkında konuşalım.
Söylediklerini birbirinden ayırmak imkansız. Babam bir liderdi, başkandı, herkesin tanıdığı birisiydi; ama benim için hiçbir zaman politikacı Allende ile baba Allende arasında ayrım olmadı. 30 yıl boyunca babamın bana söylediklerini kafamda taşıdım.
Bir keresinde bana "sanırım çocuklar benden memnunsunuz" demişti, inşallah ben de kendi çocuklarıma bu sözü söylerim. Bir keresinde babam Yunanistan ve Macaristan elçileriyle konuşuyordu, ofisine girdim, babam bir yandan onlarla bir yandan da benimle konuştu, anlıyorsunuz değil mi?
Biraz kişisel hayatınızdan bahseder misiniz?
1962de 17 yaşımdayken üniversiteye girdim. Hep Shakespeareden dolayı tiyatro okumayı istedim, ama biyoloji, fizik gibi şeyler hakkında formasyon aldım. Hiçbir zaman iyi bir öğrenci olmadım, bütün gün çocuklarla sokakta dolaşmaktan hoşlanırdım. Sonra çocuklar oldu. Biliyor musunuz, küçük çocuğumun doğduğu eve 1988de geri döndüğümde 15 gün içeri giremedim.
Şiliye ne zaman döndünüz?
Oğlum Gonzalo bir gün televizyonda Pinochetin hasta olduğunu ve Şilide adaletin yeniden tesis edilmesini istediğine dair bir haber izlemiş. O günlerde Şiliye dönüp seçimlere katılarak Pinochete gerçek adaletin nasıl tesis edilmesi gerektiğini gösterme fikri kafamda oluştu.
Önce Arjantine gittim, 1988de Şiliye vardığımda ise Pinochetin adaletten ne kastettiğini anladım. Pasaportumda Isabel Allende Bussi yazıyordu, polisler Bu Allende de nereden çıktı demeye başladılar.
11 Eylül 1973e dönelim...
Plakası olmayan bir Fiat 600 marka araba evimizin önünden hızla geçti, bir şeyler döndüğünü hissetmeye başladım. Zaten arkadaşlar birkaç gün içerisinde büyük değişikliklerin olacağından bahsediyordu.
Babam bizi La Monedaya çağırdı. Sanırım akşam 9 gibiydi, Çocuklar sanırım Tomasla Tomas babamın çok güvendiği birisiydi- gitseniz iyi olacak dedi. Biz kadınlar, babamın bu kararına karşı çıktık, dışarıya çıkıp rehine olmak istemiyorduk. Ama çocuklar o zaman çok küçüktü ve bana ihtiyaçları vardı.
Babam bütün kadınların güvenliğini sağlamaya çalışıyordu. Meksika Konsolosluğundan bir cip geldi ve geceyarısı bizi gizlice dışarı çıkarttı. Konsolosluğun penceresinden Askeri okulu görebiliyordum, sürekli hareket halindeydi, helikopterler sürekli bombalama yapıyordu. İlk kez o zaman helikopterin ne kadar korkunç bir şey olabileceğini dündüm. Babamı hatırladım. Benim güçlü babam, kendisininkinden önce bizim hayatımızı düşünmüştü.
Şu an nefret duymuyorum, nefret politik bir şey değil. Adaletin sağlanması önemli. Çok şükür, bizim jenerasyon adaleti sağlamak için çalışıyor. Görüyorsunuz, aradan 30 yıl geçti, hala insanlar Pinochetnin ülkeye neler yaptığını unutmadı; asla unutmayacaklar da
* Valeria Paossinin röportajını Türkçeye Nuh Köklü çevirdi. Fotoğraflar, Tati Pennanın.