Avrupa'nın en saygın belgesel festivallerinden 16-26 Ekim tarihlerinde Lizbon'da gerçekleşecek XII. Doclisboa'nın programı 24 Eylül'de açıklandı.
Gezegenimizin nabzını tutan çeşitli yapımlar, insan hakları, adaletsizlik, direniş, savaş ve zulüm gibi konulara eğilirken aciliyet ihtiva eden meselelerin çözümlenmesine katkıda bulunma ülküsünü de taşıyor.
Dünyanın kanayan yaralarından mülteci dramına odaklanan Doclisboa'daki yapımların arasında Fatih Pınar'ın Türkiye'de Mülteci Olmak adlı kısa belgeseli de dikkat çekiyor.
Doc Alliance
Portekiz'in başkentinde düzenlenen Doclisboa 2013 yılının Ocak ayından itibaren altı Avrupa belgesel festivalinden müteşekkil Doc Alliance'ın yedinci ferdi durumunda. Danimarka'daki CPH:DOX Copenhagen, Almanya'daki DOK Leipzig, Fransa'daki FID Marseille, Çek Cumhuriyeti'ndeki Jihlava IDFF, Polonya'daki Planete Doc Film Festival ve İsviçre'deki Visions du Réel'in oluşturduğu birlik belgesel çekimlerini sistematik olarak desteklemek, yönetmen ve yapımcılarına alternatif dağıtım yolları açmak, kendi online platformu ve festivaller aracılığıyla daha çok seyirciye etkili biçimde ulaşmak amacını güdüyor.
Doclisboa'nın bu seneki programında uzun ve kısa olmak üzere iki uluslararası yarışma, yine uzun ve kısa klasmanlarında Portekiz yapımı belgesellerin ayrı yarıştığı bölümler, bize sunulan gerçeği sorgulamamız gerektiğini hatırlatan Investigations başlığı altındaki yapımlar, Yenigerçekçiliğe eğilen retrospektif, sahne sanatları ve müziğe odaklanan Heart Beats bölümü önemli yer tutuyor.
Yakın zamanda vefat etmiş olan Alain Resnais, Harun Farocki, Eduardo Coutinho ve Peter von Bagh Doclisboa’da anılacak.
Türkiye'de Mülteci Olmak
Fatih Pınar imzalı yapım Türkiye'deki yaklaşık 110 bin Afganistanlı, Iraklı, İranlı ve Somalili mülteci ve sığınmacı, ayrıca tahmin edildiği kadarıyla bir buçuk milyonu aşkın Suriyeli gerçeğine parmak basıyor.
Doclisboa'nın Urgencies bölümündeki Borders (Sınırlar) kısmında gösterilecek, İngilizce adıyla To be a Refugee in Turkey belgeselinde onlara karşı azalan tahammül ve beraberinde artan yabancı düşmanlığına da tanık oluyoruz. Kendi ülkelerinden uzak olmalarına rağmen memleketlerindeki düşmanların süregiden tehdidi, diken üstünde yaşamaya devam etmelerine sebep oluyor.
Mültecilerle Dayanışma Derneği ile AB'nin katkılarıyla çekilen belgeselin başarılı kurgusu Burcu Kolbay'a ait.
Türkiye'de sistematik yardım mekanizmalarının yetersiz olması bir yana, birçok mülteci için hayatta kalabilmekle eşanlamlı çalışma iznine sahip olabilmek de adeta imkânsız.
Yönetmen Pınar ülkelerinde zulüm gördükleri, tecavüze uğradıkları, işkenceye maruz bırakıldıkları için vatanlarını terk eden bu insanlara karşı Türkiye'nin hukuki sorumluluğunu yerine getirmesini talep ediyor.
Urgencies bölümünün diğer iki kısmı Ukrayna'ya ayrılan Focus: Babylon'13 ve sistemi sorgulamamızı tavsiye eden Fuck the System!
Portekiz, Lizbon ve Doclisboa hepimizi bekliyor… (MT/AS)
* Festival programına buradan ulaşabilirsiniz.