Şehir Plancıları Odası bugün (31 Ekim) yaptığı yazılı açıklamada, "İstanbul gibi bir mega-kenti ve Türkiye kamuoyunu çok yakından ilgilendiren büyük deprem tehlikesi karşısında, yönetimlerin akıllarına geldikçe ya da bir olay yaşandıkça açıklama yapmaları, deprem sorununun çözümü için sistemli bir yaklaşım sahibi olmadıklarının da bir anlamda itirafı olarak yorumlanabilir" dedi.
Deprem çalışmalarının periyodik yayınlarla aktarılması kurumsallaştırılmaydı
Oda, İstanbul için deprem konusundaki çalışmaların, yeni bilgilerin ve kat edilen aşamaların, haftalık/aylık periyodik yayınlar-bültenler ile, düzenli biçimde kamuoyuna aktarılması sürecinin çoktan kurumsallaştırılmış olması gerektiğini belirtti.
"İstanbul'da altyapı ve kamu yapılarının depreme hazır olduğu" açıklamasının gerçeği yansıtmadığını ifade eden Şehir plancılar, Topbaş'ın bu açıklama ile; büyük ölçüde hazır olmadığı düşünülen yapılar için, depreme hazır olduğu bilgisi vererek çok büyük bir sorumluluk alındığına dikkat çekti.
İstanbul Valiliği Afet Yönetim Merkezi'nin verilerine göre; "...İstanbul ilinde bulunan 2364 okulda, güçlendirilmesi gereken 1783 blok varken bugüne kadar sadece 72 blok güçlendirilmiş ve 41 blok yıkılarak yeniden yapılmış. Blokların yüzde 94'ü henüz güçlendirilememiş.
Güçlendirilmesi gereken blokların yüzde 94'ü yapılmamış
"İstanbul'da Sağlık Bakanlığı ve SSK'ya bağlı toplam 46 hastanede, güçlendirilmesi gereken 189 blok varken, bugüne kadar sadece 11 blok güçlendirilebilmiş".
Valiliğin verilerinden, güçlendirilmesi gereken blokların yüzde 94'ü için henüz gereken işlemlerin yapılmamış olduğunun anlaşıldığını belirten Şehir Plancıları Odası, şöyle devam etti:
"Hal böyle iken, İstanbul'da kamu yapılarının depreme hazır olduğunu söyleyebilmenin olanaklı olmadığı ortadadır. Böylesi bir açıklamanın ise, eksik ve kamuoyunu yanlış bilgilendiren bir nitelik taşıması nedeniyle ivedilikle düzeltilmesi gerekiyor."
Sorumluluğu İstanbullulara yüklemek anlaşılır değil
Topbaş'ın kamu yapıları dışında bulunan ve İstanbulluların ikamet ettiği konutların güçlendirilmesi anlamında, sorumluğun daha çok vatandaşlarda olduğunu ima eden sözlerini de eleştiren ŞPO, "İstanbul'daki yapı stokunun yaklaşık yüzde 95'ini oluşturan konut yapıları hakkında, bir kent yönetiminin sanki bu stok hakkında hiçbir kusuru, yetkisi, yaptırımı yokmuş gibi, tüm sorumluluğu vatandaşın sırtına yüklemesi anlaşılabilir bir durum değildir" dedi.
"İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'nca yapılan açıklamaların en vahim yönü ise, depremle ilgili hazırlıkların yapı birimleri ile sınırlı olduğu ve kent ölçeğinde hiçbir planlama etkinliğine yer olmadığı varsayımıdır.
Depremi sadece yapı bazındaki güçlendirmelere indirgeyen yaklaşımın ise; eksik, sorunlu ve gerçek tehlikeleri göremeyen bir nitelik taşıdığı bilinmelidir." (KÖ)