Hakkında fezleke hazırlanan milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasına ilişkin anayasa değişikliği teklifinin birinci tur görüşmeleri bugün TBMM Genel Kurulu'nda görüşülüyor.
Dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin geçici maddenin kabul edilmesi durumunda Türkiye siyasetini neyin beklediğini, vekil sayısındaki olası değişikliği ve erken seçim ihtimallerini araştırmacı Bekir Ağırdır’a sorduk.
TIKLAYIN - DOKUNULMAZLIK KOMİSYONU'NDA HDP SALONU TERK ETTİ, TEKLİF KABUL EDİLDİ
"Asıl HDP'li vekillerin durumu kritik"
* Tasarı geçtiği durumda, Meclis'te HDP'li vekillerin 400 küsür dosyası yargıya taşınacak. Bu durumda olası yargı kararları çıkması durumda Meclis'teki vekil sayısı değişebilir mi?
Meclis Anayasa değişikliğini kabul ederse, dosyaların hazırlandığı yerel mahkemelerde dava süreci başlayacak. Eğer bu davalarda ilgili milletvekili için mahkumiyet çıkarsa ve bu mahkumiyeti getiren suç ve ceza milletvekili seçilmeye engel suçlardan oluşuyorsa (örneğin terör-teröre destek nedeniyle hapis gibi) karar Meclis'te okunduğu gün milletvekilliği düşecek.
Ama karar mahkumiyet olsa da milletvekilli seçilmeye engel suç ve cezaya dayanmıyorsa (örneğin Cumhurbaşkanına hakaret gibi) milletvekilliği düşmeyecek. Bu nedenle, bakmayın siz herkesin dosyası var lafına, diğer partilerin milletvekillerinden daha çok HDP milletvekillerinin durumu kritik. Tam da bu nedenle 28’den fazla HDP’linin milletvekilliğinin düşme ihtimali var.
TIKLAYIN - DOKUNULMAZLIK TEKLİFİ NE DİYOR?
TIKLAYIN - DOKUNULMAZLIK TEKLİFİ NASIL GEÇER?
"HDP ara seçime katılır mı?"
* Bu durum aynı zamanda kulislerde konuşulan erken seçim ihtimalini nasıl etkileyecek? Türkiye bu atmosferde bir erken seçime gidebilir mi?
Meclis’in yüzde beş milletvekili boşalırsa yine Anayasa'ya göre ara seçim zorunlu, yani düşen milletvekillikleri için ara seçim yapılma olasılığı var. Yine de bu sürecin bile, adli tatili de dikkate alarak, birkaç ay alacağı dikkate alınmalı.
28’den fazla milletvekilliği düşer ve ara seçim kararı çıkarsa iki olasılık var. HDP ara seçime katılır mı yoksa tümüyle Meclis’ten çekilip, boykot kararı alıp, “seçime de katılmıyorum” der mi?
HDP ara seçime katılırsa eksilen sayının yine büyük olasılıkla üçte ikisini ve hatta daha fazlasını yine HDP kazanır. HDP ara seçime katılmaz ise boşalanların çok büyük kısmını bu kez Ak Parti kazanır. Kritik mesele Ak Parti’nin kazanacağı sayının Anayasa değişikliği için Ak Parti’nin eksik sayısını karşılayıp-karşılamayacağı. Kaldı ki Ak Parti içi gelişmelere bakılırsa kendi içinden de eksik oy çıkma ihtimali var. Ve tüm bu süreç 5-6 aydan uzun sürecektir.
"MHP seçmeni ikna edilmeye çalışılacak"
Bu nedenle Ak Parti’nin senaryosunun dokunulmazlıklar ve ara seçimin üreteceği durumlardan daha çok, terör ve güvenlik söyleminden beslenen dinci ve şoven gerekçe ve siyaset dili üzerinden, MHP’nin kurumsal aklını Anayasa değişikliğine ikna etmek olduğunu sanıyorum.
Erken seçim ihtimalinin gündemde tartışılır tutulması tam da bu sonucu doğuruyor. Olası erken seçimin risklerine karşı MHP’nin kurumsal aklını Anayasa değişikliğine ikna etmek esas. Çünkü aynı zamanda terör ve güvenlik tartışmaları üzerinden MHP seçmeninin Ak Parti seçmeniyle konsolide edilmesi süreci çalışıyor. Bir yandan iç tartışmalar diğer yandan seçmen katmanındaki bu eğilim nedeniyle MHP var olma-yok olma kaygısının pençesine itilerek ikna edilmesi umuluyor.
Görüleceği gibi senaryo üç katmanlı: HDP’yi Meclis’te azaltmak ve hatta Meclis’ten çıkmasını sağlayacak tuzağı kurmak. İkincisi MHP’yi bölmek ve bir parçanın desteğini almak. Üçüncüsü tabanını boşaltarak MHP’yi bütün olarak ikna etmek.
MHP’yi iknanın mümkün olduğu ama başkanlık üzerine değil muhtemelen partili Cumhurbaşkanlığı üzerine olacağı öngörülebilir.
Bu analiz doğru ise ara seçim yakın zamanda olasılıklar içinde iken genel seçim henüz senaryo içinde değildir. Henüz Meclis matematiği içinden arayışların tümünün olamayacağı görülmeden erken seçim gündeme gelmeyecektir.
"Gerilim bir iki-yıl daha sürer"
* Tüm bunların yanında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın AKP'nin kongresine müdahalesine paralel olarak Başkanlık sistemi tartışmaları da sürüyor. Bu krizden Başkanlık sistemi çıkar mı?
Tüm bu olasılıkların sonucu Meclis’ten partili cumhurbaşkanlığı veya Başkanlık referandumunda seçmenin evet demesi de kesin değil ve hatta oldukça zor.
Bu nedenlerle bu gerilim daha bir-iki yıl sürecek gibi görünüyor. Ama bu noktada soru, ülkenin tüm bu zorlamalara ne kadar dayanabileceği, sistemin ekonomik-siyasal gerilimleri nereye kadar yönetebileceği. Kaldı ki bu analizlerde henüz dış dinamiklerin etkisi, sürenin ve süreçlerin kendi etkileri ve olasılıkları da dikkate alınmamıştır.
Bekir Ağırdır hakkında
1956 yılında Denizli’de doğdu. 1979’da ODTÜ/İdari İlimler Fakültesi İşletme Bölümünden mezun oldu. 1979- 1980 CHP Bilgi İşlem Merkezi'nde görev aldı.
2003-2005 yıllarında Tarih Vakfı'nda önce Koordinatör, sonra Genel Müdür olarak çalıştı.
Demokratik Cumhuriyet Programı kurucusu olan Ağırdır, çeşitli sivil toplum kuruluşlarında aktif olarak çalışıyor.
KONDA Araştırma ve Danışmanlık Genel Müdürü olan Ağırdır, aynı zamanda, Türkiye Sosyal Ekonomik Siyasi Araştırmalar Vakfı (TÜSES) ve Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı (TESEV) Yönetim Kurulları üyesi. (EA)