Uygulamaya sokulduğu 2017 yılında yetkileri nedeniyle kamuoyunda oldukça tartışılan bekçilik uygulaması son dönemlerde şiddet olaylarıyla yeniden gündemde.
Geçtiğimiz 13 Ekim’de İstanbul Ataşehir’de 52 yaşındaki Erol Kemerci, servis aracında yüksek sesle müzik dinlediği gerekçesiyle bekçiler tarafından darp edilmiş ve iki gün yoğun bakımda kalmıştı.
Aralık ayında da Bağcılar’da inşaat işçisi M.A. ve İ.A. isimli iki kardeş bekçiler tarafından uzun süre bekletilmelerine tepki gösterince darp edilmişlerdi.
Yine temmuz ayının başında Beşiktaş’ta, eğlenmek için bir bara giden iki gece bekçisi, 'Çav Bella' şarkısının çalınmasına öfkelendikleri gerekçesiyle havaya ateş açtı ve ardından açığa alındı.
Bu kez İzmir’de...
Bekçiler, son olarak dün İzmir’in Karşıyaka ilçesinde bir genci darp etti.
20 yaşındaki O.G. isimli genç kimliğini göstermek istemediği gerekçesiyle üç bekçi tarafından gözaltına alındı.
Sosyal medyada paylaşılan olayın görüntüsünde, üç bekçi genci ters kelepçe yaparak gözaltına almaya çalışıyor. Görüntüde duruma tepki gösteren çevredeki bir yurttaşın “Polis çağıralım mı?” dediği duyuluyor. Bunun üzerine bekçilerden birinin sert bir şekilde “Gerek yok, polisiz kardeşim, hayırdır, neden arıyorsun polisi” dediği görüntülere yansıyor.
Öte yandan darp edilerek karakola götürülen O.G. ise daha sonra serbest bırakıldı.
Avukat Süren: Artistlik yapma diye dövdüler
Twitter’da paylaşılan olayın görüntüsünün ardından, avukat Leyla Rukiye Süren, haziran ayı içerisinde iki gencin kendisine bekçi şiddetine maruz kaldıkları gerekçesiyle başvurduğunu belirtti.
bianet’e konuşan Süren, kendisine başvuran her iki gencinde 20’li yaşlarda olduğunun altını çizerek şunları söyledi:
“Gençlerden biri bekçinin aracın içine girmesine tepki göstermesi üzerine anne ve babasının gözü önünde darp ediliyor.
“Bir diğeri de yine aynı şekilde aracının durdurulması üzerine kimliğini ve ruhsatı gösteriyor. Fakat bekçi aracın içine girerek arabayı arıyor. Bunun üzerine genç ‘ne arıyorsunuz’ diye soruyor, ardından ‘artistlik yapma’ diyerek darp ediliyor.
“Genç, ancak çevredeki vatandaşların müdahalesiyle bekçilerin elinden alınabiliyor. Ben hastaneye gittiğimde kulağına, başına ve vücudunun çeşitli yerlerine darbeler aldığını gördüm.”
“Yetki aşımı yapıyorlar”
“Burada bekçilerin yetkilerinin yanı sıra sosyolojik bir durum var. Sözünü ettiğimiz bekçilerin de yaşları oldukça genç ve akranlarıyla karşı karşıya geliyorlar. Yetki aşımı yapıp şiddete başvuruyorlar.
“Zaten olay anında söyledikleri ‘Artistlik yapma’ ‘Bize bir şey olmaz’ şeklindeki sözlerde bunu kuvvetlendiriyor.
“Bekçi kendisine mukavemet edildiğini düşünüyorsa polisi çağırmalı. Şiddete başvurmamalı. Bekçi sadece kimlik sorar şüpheli durumda da polise haber verir.”
“Aksayan yanları tespit edilmeli”
Yetkilerinin sorumluklarına dikkat çeken Süren, şöyle devam ediyor:
“Emniyet müdürlükleri ya da bakanlık bu yaşanan olayların ardından bir açıklama yapacak mı, merakla bekliyorum.
“Ayrıca bu zamana kadar bekçilerin karıştıkları olaylara dair bir istatistik oluşturuldu mu, bunu bilmemiz gerekiyor.
“Toplumun güvenliğinden sorumlu tutulan bu birimin aksayan yanlarının tespit edilip, can kaybı olmadan çözüm üretilmeli.
“Bekçileri de günah keçisi ilan etmeden bu insanların hangi sosyal yapıdan geldikleri, niçin bu mesleği tercih ettikleri ve yeterli eğitimlerden geçip geçmedikleri sorgulanmalı.
“Ayrıca toplumda adalete güven çok azalmış durumda. Halk, hak arama hakkını kullanmaktan imtina ediyor.
“Böylesi bir durumda polisi aramalılar ve suç duyurusunda bulunabilirler.”
“Bekçiler arama yapamazlar”
İstanbul Baro Başkanı Mehmet Durakoğlu da konuya ilişkin şunları söyledi:
“Emniyet güçlerinin yetersiz olduğu kanısıyla böyle bir güç ortaya çıkarıldı. Fakat şiddet uygulamaları asla kabul edilemez.
“Yurttaşların güvenliğini sağlıyoruz diyerek kamu gücüne dayanarak orantısız güç kullanamazlar. Polis ya da bekçi fark etmez, şiddete başvurmalarının bir sonraki evresi işkencedir. İşkence yapamazlar. Ayrıca suçüstü olmadığı durumlarda üst arayamazlar.” (RT/EKN)