Bekar kadınlar ve erkekler evlat edindiklerinde, doğal bir soybağının gerektirdiği tüm yükümlülükleri taşıdıkları halde haklar bakımıdan kısıtlanıyorlar. Medeni kanunda bekar ve evli olanlar evlat edinirken, her bakımdan eşitken ve sorun yaşamazlarken, yalnızca evli kişiler evlat edindiklerinde çocuğun kimliğinde anne ve baba adında isimleri yazılıyor.
Bekarlar evlat edindikleri çocukların kimliklerinde anne-baba olarak geçemiyor
bianet'e görüş veren Kadınlara Hukuki Destek Mekezi Üyesi avukat Habibe Yılmaz Kayar şöyle konuştu:
"4721 sayılı Türk Medeni Kanunu evlat edinmeyi, doğal bir soybağına benzetmek istiyor ve hatta daha da ileri giderek çocuk ile evlat edinen arasındaki ilişkiyi geri dönüşsüz hale getiriyor. Evlat edinenler biyolojik anne-babanın tüm hak ve yükümlülüklerini devralıyorlar. Evlat edinenler kendi soyadlarını çocuğa verebildiği gibi yeni bir ad da verebiliyorlar.
Evlat edinen aynı zamanda çocuğun nüfus kaydında anne-baba hanesine kendi adlarının yazılmasını da isteyebilir. Türk Medeni Kanunu Madde 324/4'e göre eşler birlikte evlat edinmişlerse çocuğun nüfus kaydına ana ve baba adı olarak eşlerin adları yazılabilir denerek bu durum açıklanmıştır."
Kayar bu noktada "'Evlat edinen bekar kişilerin ise anne adı baba adı hanesine kendi adını yazdırabilir mi' sorusunun açık yanıtının yasada bulunmadığına, bu konuda yasada hiçbir düzenlemenin yapılmadığına" dikkat çekiyor, bir yasaklama bulunmadığını ancak uygulamada ve reddedilen davalar sonucunda da bekar evlat edinenlerin çocuğun nüfus kayıtlarında kendi adını yazdıramamadıklarını" belirtiyor.
Bu durumda çocuğun hayatında olan ve evlat edinen anne veya babayla çocuğun nüfus kaydında yazılı anne/baba farklı. Bu çelişki nedeniyle çocuk sosyal engel ve ayrımcılağa maruz kalabiliyor, pek çok işlem sırasında aile olunduğunun yeniden ispat edilmesi gerekiyor.
Uluslararası sözleşmelere aykırı
Kayar "Bunun asıl birlikte evlat edinilen çocuklarla tek başına evlat edinilen çocuklar arasında bir ayrımcılık olduğunu" şöyle açıkladı:
"Evlat edinen kişiyle çocuğun evlat edinmeyle ilgili kurulan hukuki aile ilişkisi, başkalarınca görülebilir ve izlenebilir hale geliyor. Oysa taraflar bu ilişkiyi açıklamak ya da açıklamamakta özgürdürler. Çocuğun nüfus kayıtlarının geçmişi, kamuya onun isteği olmaksızın açıklanması, evlat edinen ile çocuk arasında gerçek bir aile ilişkisi kurulmasını engellediği gibi taraf olduğumuz uluslararası sözleşmelerle (Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Çocuk Hakları Sözleşmesi, Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi-CEDAW) güvenceye bağlanmış temel haklardan 'Eşitlik ve ayrımcılık yasağı'na aykırı bir durum yaratıyor"
Kayar "Açılan davalarda, boşluk hakim tarafından doldurulmadığını, yasanın bu biçimi ile Anayasanın eşitlik ilkesine aykırı olduğunu, iptal edilmesi için Anayasa Mahkemesi'ne gönderilmesinin talep edildiğini fakat şimdiye kadar bu talebin kabul görmediğini" belirtti. (NZ/GG)