Haberin İngilizcesi için tıklayın
Mersin Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü öğretim üyeleri Yrd. Doç. Bediz Yılmaz Bayraktar ve Doç. Dr. Serdar Ulaş Bayraktar Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kamu görevinden ihraç edildi.
İhraç öncesinde zaten üniversitedeki görevine son verilmiş akademisyen Bediz Yılmaz Bayraktar ve ihraç ile işine son verilen eşi Serdar Ulaş Bayraktar ile KHK içeriğiyle gelen karara dair dava açma yasağını, pasaport iptallerini, bundan sonraki süreçte neler yapacaklarını konuştuk.
Mersin Üniversitesi'nde, 29 Nisan tarihli 689 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile 21 akademisyen kamu görevinden ihraç edildi. Akademisyenlerden 12 kişinin görevine daha önce sözleşmeleri uzatılmayarak son verilmiş, 2 akademisyen ise istifa etmişti.
İhraç edilen 21 akademisyen Barış İçin Akademisyenlerin "Bu Suça Ortak Olmayacağız" bildirisi imzacısıydı.
Bediz Yılmaz: Sivil ölüme mahkum ediliyoruz
TIKLAYIN: MERSİN ÜNİVERSİTESİ'NİN İŞTEN ATTIĞI İMZACI İKİ AKADEMİSYEN ANLATIYOR
26 Temmuz 2016'da biten sözleşmesi uzatılmayarak işten atılan Bediz Yılmaz o süreçten sonra çalışmak için Almanya’ya gittiğini söyledi. İşten atıldıktan dokuz ay sonra ise 29 Nisan tarihli KHK ile ihraç edildi.
Yılmaz, çocuklarının ve eşinin hala Türkiye’de olduğunu, pasaportları iptal edildiği için Almanya’ya da gidemeyeceklerini belirtti.
“Amaçları bizi işsizleştirmekti. Ancak bir kısmımız KHK öncesinde atıldığımız için yurtdışında iş bulabilme şansına sahip oldu. Ben de onlardan biriyim. Ancak eşim ve çocuklarım Türkiye’de. Eşim de aynı KHK ile ihraç edildiği için pasaportu iptal edildi. Onlar buraya gelemiyor. Ben oraya gelsem buradaki işime dönemiyorum.
“Bizi tecrit etmeye çalışıyorlar. Çocuklarımızla beraber sivil ölüme mahkum ediliyoruz.”
Ulaş Bayraktar: Tantunici açmama engel olamazlar
İhraç edildiği gün yayınladığı yazıyla “Nefretimi kazanamayacaksınız” diyen Serdar Ulaş Bayraktar, yüz binlerce insanın bu şekilde hayatta kaldığını, tantunici açarak da hayatına devam edebileceğini söyleyerek şu ifadelere yer verdi:
“Bu KHK ile beraber hukuki bir süreç başlatma hakkımızda elimizden alındı. Başvurabileceğimiz ilk yer Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) olabilir ancak oradan da çok bir şey beklemiyoruz.
“Elimizden alınan, kamu görevinde çalışamayacak olmak. Yüz binlerce insan hayatına böyle devam edebiliyor. Tantunici açmama, pazarda bir şey satmama engel olamazlar.
“Mersin’de yaşadığımız için burada Suriyeli mültecileri ve içinde yaşadıkları koşulları daha fazla görüyoruz. Şişme botla yeni bir hayat kuracak kadar gücümüz var. Bir şekilde hayat devam edecek.
Eşinin yurtdışında olmasına ilişkin de değerlendirme de bulunan Bayraktar, durumu Bediz Yılmaz'ın akademik formasyonunun devamı olarak görmeye çalıştığını, bunu bir “uzun dönem askerlik” olarak nitelendirdiğini söyledi.
Star Wars’dan alıntı yaparak “Korku öfkeyi, öfke nefreti besler. Korku karanlık tarafa giden yoldur” diyen Bayraktar, şöyle konuştu:
“Bana bakan nefretli gözleri ben de üretmeyeceğim. İnsan düşmanıyla mücadele ederken ona benzeyebiliyor maalesef. Karanlık tarafa geçmeyeceğim. Bu da bir direniştir, çaresine bakacağız. Ben babamı öldüren olaya nefretle bakmadım. Buna da bakmıyorum. Sadece zavallılıklarına acıyorum.
“İnsan aşık olduğu zaman, ne kadar silkelerseniz silkeleyin acı tazeyken kendisine gelemez. Çünkü sevgiye açtırlar. Bu insanlar da iktidar ve güç açlığı içerisindeler. Silkelemekle kendilerine gelmediler, gelmeyecekler. Ama sona gelindiğinde ayılmaları çok kötü olacak.” (TP/BK)