"Geçen yaz aylarında kamuoyu değişik illerden peş peşe gelen bebek ölümleri haberleriyle sarsıldı. Ölümlerin temel nedeni sağlık sistemindeki süregelen ve yıllar içinde daha ağırlaşan sorunlardır. Hekimlerin ve sağlık çalışanlarının bireysel üstün gayretleri sonucu daha da vahim olayların çıkması önlenmekte, ancak burada da olduğu gibi bazen de ölümler gerçekleşebilmektedir. Gerekli önlemler alınmadığı takdirde ileride benzer durumların görülmesi sürpriz olmamalıdır."
Bugünlerde benzer olayların İstanbul'un en büyük, en donanımlı sayılabilecek kamu hastanelerinden birisinde ortaya çıktığına hep birlikte tanıklık ediyoruz. İstanbul Tabip Odası'nın geçen yıl yaptığı araştırma sonuçlarına yeniden göz atmakta yarar olacak bu durumda...
Hastane enfeksiyonu açısından hasta yükü fazla olan birimler yüksek risk taşırlar. Son zamanlarda bu açıdan büyük sorun yaşayan birimlerde toplam yatak sayısı 27-77, açık yatak sayısı 3-14 arasında değişmektedir. Küvöz (özel bakım gerektiren bebekler için kapalı ortam) sayısı 9-34 olup, çoğul gebelik ürünü olmasa bile hasta sayısının fazlalığı oranında zorunlu kalındığında bir küvöze 2-3 bebek yatırıldığı belirtilmiştir. Birimlerde her kritik hasta için yaşamsal bulguların izleminin yapılabileceği izlem aletleri bulunmamaktadır.
Solunum aygıtı sayısının yetersiz olduğu (bu nedenle aynı solunum aygıtının dönüşümlü olarak kullanıldığı, ya da pozitif basınçla solutma yoluna gidildiği), hasta geliş ve değişiminin fazla olması nedeniyle aletlerin bakımlarının düzenli yapılamadığı, ancak solunum aygıtlarında devre değiştirme yoluyla önlem alındığı bildirilmektedir.
Birimlerin hiçbirinde laminar (ince tabaka) akım bulunmamaktadır.
Yenidoğan yoğunbakım birimlerinde (YYBB) hasta yoğunluğunun nedeni, yatan hasta sayısının fazla olmasının yanı sıra, bebeklerin yoğun bakım gereksinimleri ortadan kalktıktan sonra uygun bakım olanakları bulunan birimlere geri transfer edilmelerinde sıkıntılar yaşanmasıdır.
Üniversitelerdeki YYBB'lerde yatan hastaların büyük bir kısmını üniversite dışı özel ve diğer hastanelerden sağlık güvencesi olmadığı için sevk edilen hastalar oluşturmaktadır. Bu hastaların çoğu doğum tartısı düşük, ölüm ve hastalık riski yüksek erken doğanlar olduklarından bunların sorunları ciddi ve yatış süreleri de çok uzun olmaktadır.
Geçen yıl saptanan bu sorunların, bu yıl artarak devam ettiğini biliyoruz. Sağlık çalışanı sayısında düşüş, buna bağlı olarak örneğin İstanbul Tıp Fakültesi'nde Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı'nda bir yataklı servisin yaz ayları boyunca kapalı kalacak olması sorunların daha da artarak devam edeceğinin göstergelerinden birisidir.
Sağlıkta dönüşümün daha nerelere kadar gideceğini düşünmek bile ürkütücüdür. Sağlıktan tasarrufun sonuçları artık ölümcül olmaktadır.
Bebekleri öldürmeyin efendiler...(ŞKF/AD)