Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Barış ve Demokrasi Partisi'nin (BDP), Demokratik Toplum Kongresi'nin (DTK) kendisine hedef olarak belirlemiş olduğu "demokratik özerklik" ibaresini tüzüğüne eklediği 2. Olağan Kongresi'ni inceleme altına aldı.
"Demokratik özerklik" kararı, 14 Temmuz 2011'de Diyarbakır'da toplanan olan DTK'nın kararlarını kongre bitiminde Aysel Tuğluk'un açıklamasından sonra gündeme gelmişti. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı konu hakkındaki ilk soruşturmayı kararlar açıklandıktan hemen sonra başlatmıştı.
Bu karardan bir yıl önce, 12 Eylül anayasa değişikliği referandumundan önce, Eski Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya BDP'nin adını kullanmaksızın, partinin demokratik özerklik talebine ithafen "Partilerin ifade özgürlüğünü destekliyoruz. Ancak söylenenlerle ilgili fiiliyata geçilirse, anayasa ve yasalardaki yaptırımlar uygulanır. Siyasi partiler yargıya ve yasalara saygı göstermeli." açıklamalarında bulunmuştu.
DTK'nın "demokratik özerklik" ilan etmesi üzerine Yalçınkaya, Kongre'nin herhangi bir siyasi parti ile organik bir bağının bulunup bulunmadığının, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından "Siyasi Partiler Yasası'nın 78, 80, 81, 82 ve 98 maddeleri" doğrultusunda inceleneceğini belirtmişti.
"Demokratik Özerklik Projesi" ilk olarak Demokratik Toplum Partisi (DTP) tarafından hayata geçirilmek istenmişti. DTP'nin bu hareketi, yukarıda belirtilen Siyasi Partiler Yasası maddelerine dayanılarak 11 Aralık 2009'da partinin kapatılmasına neden olmuştu. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Hasan Erbil'in DTK ile BDP arasında "organik bağ" tespit etmesi sonucu, yine aynı maddelere dayanarak BDP'nin de kapatılması yönünde dava açılması için başvuruda bulunması söz konusu olabilir. (IK/IC)