1 Şubat'ta Olağanüstü Kurula gidecek olan Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Genel Başkanı Demir Çelik, Grup Başkanvekili Nuri Yaman, milletvekili Hasip Kaplan ve parti yöneticileri İstanbul'da gazeteci ve aktivistlerle görüştüler. Projelerini anlattılar, öneri ve eleştirileri dinlediler.
Tepebaşı'ndaki Revan Restoran'ta gerçekleşen toplantıya Hürriyet'den Nuray Mert, Milliyet'ten Derya Sazak, Taraf'tan Hilal Kaplan, Nabi Yağcı, Etyen Mahcupyan ve Roni Margulies, Radikal'den Oral Çalışlar, Star'da Mustafa Karaalioğlu, BirGün'den Selami İnce, yazar Faik Bulut, Türkiye Barış Meclisi'nden Ayhan Bilgen, Devrimci Sosyalist İşçi Partisi'nden (DSİP) Yıldız Önen ve siyaset bilimci Prof. Dr. Doğu Ergil katıldı.
BDP Başkanı Çelik, Demokratik Toplum Partisi'nin (DTP) siyasi bir darbeyle kapatılmasının ardından "Bütün demokrat kesimlerin buluşacağı bir zemini oluşturmak ve ezilen, ötekilenen, dışlananların sesi olabilmek amacıyla parlamentoya dönüklerini" söyledi. "Bu zeminin oluşmasında aydın, yazar, sanatçı, aktivist ve muhaliflerden destek beklediklerini, BDP'nin Türkiye partisi olması yönünde adımlar atacağını" sözlerine ekledi.
BDP seçim barajının yüzde 10'un altına çekilmesi, askeri vesayet, yaratılmak istenen polis devleti fikirleri, cinsiyet eşitliği, düşünce ve inanç özgürlüğü, emek eksenli meseleler ve Kürt sorunu konularında çözümle üreten bir parti olacak.
"Sadece Kürt sorununda değil, Anadolu'daki tüm insanların düşünce, inanç ve ibadet özgürlüklerini kullanamayanların, emekçilerin mücadelelerinin mecliste yankı bulması için çalışacağız. 100 yıldır süren askeri vesayetin yol açtığı sorunlarla mücadele ederken ve sözde değil, özde demokratikleşme çalışmalarını sürdürürken de uzlaşmacı ve çözüm odaklı bir dil kullanacağız."
"Bunun sadece meclisteki 20 BDP'li milletvekiliyle çözülemeyeceğini" kaydeden Çelik, "Bu süreçte toplumsal kesimlerin hepsinden destek beklediklerini" belirtti.
Toplantıda Yaman'n ardından söz alan Kaplan "Mecliste geçen hafta görüşülen ve polise ağır silah kullanma yetkisinin verilmesi talep edilen tasarıyla askeri vesayetin yerine polise yetki vererek 'alternatif' bir vesayet geliştirilmek istendiğini" söyledi. "Hükümetin askere karşı kendine bağlı bir güç yaratma kaygısında olduğunu" ekledi.
Son günlerde çeşitli illerde yaşanan linç girişimlerine de dikkat çeken Kaplan, "Kolluk kuvvetlerinin bu olaylardaki tarafgir tavrı bu tasarının ne kadar vahim sonuçlara gebe olduğunun da işaretidir" dedi.
Çelik, "PKK'nin bu süreçte yeri ne olacak?" sorusuna "PKK ile mücadele bizim işimiz değil. Biz katılımcı bir demokrasi için çalışacağız, sorunun çözümüne dair cümleler kuracağız" derken, Kaplan da şu yanıtı verdi:
"Biz değişmek zorundayız ve bunu da yapıyoruz. Sözlerimizi Cumhuriyet Halk Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi gibi suya yazmıyoruz. Kadın kotası, gençlik çalışmaları, eşbaşkanlık sistemi buna örnek olabilir. Ancak bu değişim hep bizden bekleniyor. Ağzımızı her açtığımızda tepkiler yükseliyor. Başbakan Washington'da ya da Bağdat'ta Kürt sorununu konuşurken, Meclis'te bizimle konuşmuyor. Kaldı ki Meclis konuşamıyor, korkunç bir kapanma içinde."(BÇ)