İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Genel Sekreteri Şebnem Karauçak ise, Baykal'ın sözlerinin endişe verici olduğunu ve CHP'nin AB sürecini destekler tavrıyla çeliştiğini belirterek, Baykal'ın konuyu aydınlatan bir açıklama yapması gerektiğini söyledi.
Karauçak'a göre, "Uyum yasalarının uygulanması için, değiştirilen yasaların varolan farklı karşılıklarının da kaldırılması yönünde çalışmaların yapılması gerek."
Bianet'e görüşlerini açıklayan Çalışlar ve Karauçak, Milli Güvenlik Kurulu'nun (MGK) yapısının değişmesinden insan hakları ile ilgili düzenlemelere dek, bir çok yasal değişikliğin bir an önce yapılması gerektiğine dikkat çekti.
"CHP, üstlenmesi gerekenin tam tersi durumda"
Cumhuriyet gazetesi yazarı Çalışlar, Baykal'ın devletin mevcut yapısının korunmasına yönelik muhafazakar bir tutum izlediğini, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP), yönetimi sırasında AB'ye girilmesinden korktuğunu belirtti. Çalışlar, sözlerini şöyle sürdürdü:
* Deniz Baykal, 3 Kasım seçimlerinden bu yana muhafazakar, varolan durumun korunmasını hedefleyen, bir sosyal demokrasi partinin niteliklerine uygun olmayan bir tutum izliyor. CHP bu politikayı içselleştirdi ve Türkiye'nin demokratikleşmesi gündemlerinden çıktı.
* Uyum paketlerinin Türkiye'nin demokratikleşmesine, insan haklarının gelişmesine hizmet eden bir içerikte olduğunu biliyoruz. Bu değişiklerden Baykal'ın neden rahatsız olduğunu anlamak mümkün değil.
* Baykal'a göre, Türkiye, AKP'nin desteklediği değişiklikler yardımıyla AB'ye girerse ve Türkiye'nin bu yolla demokratikleşirse, bu kendilerinin siyasi bakımdan başarısız olduğunu anlamına gelecek. AKP'nin AB konusunda başarısızlığa uğramasını istedikleri için yeni değişiklikleri desteklemiyorlar.
* Ancak sosyal demokrat bir partinin, AKP'nin karşısına daha ileri demokrasi talepleri ile çıkması, 1982 anayasasında daha radikal değişiklikleri savunması lazım. AB'ye girelim ama bazı değişiklikleri yapmayalı demek, toplumun demokrasi isteğinin karşısında, CHP'nin üstlenmesi gereken görevin tam tersi olan, işe yaramayacak bir politikadır.
* Baykal'ın bir yandan MGK Genel Sekreterinin sivil olmasını desteklemesi, diğer yandan "daha fazla değişiklik yapılmasın" demesi çelişkili tutum. 12 Eylül'den güç alan sistemle kendilerini kader birliği içinde gören ve demokratikleşme talepleri açısından AKP'nin gerisinde kalan bu anlayış, CHP içinde tepkiyle karşılanıyor ve partinin çökmesine neden olacak. Baykal, ileriki dönemde bu tutumunu değiştirmek zorunda kalacaktır.
"AB sürecinde değişecek çok yasa var"
AB'ye uyum sürecinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBBM) komisyonlarına görüş bildiren İKV'nin genel sekreteri Karauçak ise, "Başta ordu-sivil siyaset dengesinin sağlanması olmak üzere, insan hakları konusunda yapılacak bir çok yasa değişikliği var. CHP bunu destekler bir tutumda olmalı" dedi.
* Türkiye, AB sürecinde siyasi kriterleri yerine getirmek için artık uyum paketleri çıkarmak yerine, hızlı bir çalışmayla yasaları değiştirmeli. Uyum paketiyle yasalarda yapılan bir çok olumlu değişim olmasına karşın, Türk Ceza Kanunu (TCK) başta olmak üzere, her yasal değişikliğin uygulanmasını engelleyen, başka bir yasa karşımıza çıkıyor.
* Deniz Baykal'ın AB sürecini desteklediğini söylerken, yasa değişikliğine gerek olmadığı açıklaması, AB konusundaki tutumunda şüphe yaratıyor. Bir an önce çelişki yaratan sözlerini aydınlatmalı, AB sürecindeki yasal değişikler konusundaki tavrını açıklamalı. (ÖG/BB/NK)