Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Deniz Baykal "geri adım" talebine partisinin Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısında yanıt verdi, "Krizden çıkılması için Başbakan Erdoğan'la Deniz Baykal'ın uzlaşması gerektiğine" ilişkin çağrıları değerlendirdi.
Baykal, "Bizim geri adım atmamızı gerektiren bir durum yok, kimseyle kişisel kavgam, husumetim yok" dedi.
Baykal "Süreci bu hale getirenin CHP olmadığını" söyledi, "Altı yıldır AKP'yi samimiyetle uyarıyorum; ülkenin, cumhuriyetin değerlerini korumaya çalışıyoruz. Anayasa'nın özünü korumaya çalışıyoruz, kimseye siyasi tezgah kurmadık" dedi.
"Cumhurbaşkanını dayatmayla seçtiler"
Baykal ayrıca Cumhurbaşkanlığı seçiminin CHP'nin uyarılarına rağmen, uzlaşma anlayışından uzak, dayatmayla yapıldığını belirtti, "Ben kişisel olarak Abdullah Gül'ü severim, ama Gül'ün orada bulunması doğru değil, bunu söyledik, dinlemediler. Cumhurbaşkanını uzlaşmayla değil, dayatmayla seçtiler" diye konuştu.
"AKP'ye türbanla ilgili anayasa değişikliği yapmaması gerektiği yönünde uyarıda bulunduklarını da" hatırlatan Baykal, "AKP 'siyasi simge olsa ne olur' deyip anayasayı değiştirdi" dedi.
Baykal "bir siyasi partinin kapatılmasından memnun olmayacağını ama hukukun da işlemesi gerektiğini" vurguladı.
Fikret Bila da bugünkü yazısında Baykal'a "Erdoğan-Baykal bir araya gelsin, kriz aşılsın" önerisi bir çıkış yolu olabilir mi? diye sorduğunu, Baykal'ın "Bu öneride hem teşhis hem mantık hatası var" karşılığını verdiğini yazıyor.
Baykal Bila'ya meseleyi şöyle açıklamış:
"Sorun, Erdoğan-Baykal ilişkisinden kaynaklanmadı ki! Baykal-Erdoğan sürtüşmesinden çıkmadı ki! Sorun benim, Başbakan’la ilişkimden kaynaklanmıyor. Sorun, Erdoğan’ın Anayasa ile ilişkisinden kaynaklanıyor. AKP hakkındaki kapatma davası, Erdoğan'la benim görüşmem veya görüşmemem nedeniyle açılmış değil. Önce teşhisi doğru koymak gerekir. Dava açılmasının nedenini Başsavcı iddianamesinde ortaya koyuyor. Sorunun kaynağı Başbakan'ın ve partisinin Anayasa ile kan uyuşmazlığı içinde olmasıdır. Laiklikle uyuşmazlık içinde olmasıdır. Yoksa benimle bir araya gelmemesi değil."
Geri adım çağrısı
26 Mart'ta Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş), Türkiye Kamu Çalışanları Sendikaları Konfederasyonu (Kamu-Sen), Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB), Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) ve Türkiye Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu'nun (Hak-İş) hükümet ve muhalefeti kastederek herkes bir adım geri atsın" çağırında bulunmuştu. (NZ/GG)