Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) 32. Olağan Kurultayı haftasonu (26-27 Nisan) Ankara'da yapılacak. Bin 232 delege ilk gün genel başkan, ikinci gün ise Parti Meclisi (PM) ve Yüksek Disiplin Kurulu üyelerinin seçimi için oy kullanacak.
CHP teşkilatından ismini vermek istemeyen bir yetkili, söz konusu kurultay bağlamında CHP'nin iç işleyişini ve partide sola doğru bir değişim olasılığını bianet'e değerlendirdi.
Sosyal demokrat seçmen ve aydınların kayda değer bir bölümü Deniz Baykal'dan ve CHP'nin Baykal liderliğinde izlediği tutucu, sağ yönelimden rahatsız. Buna karşın CHP'nin 78 il başkanı Baykal'a desteklerini açıkladı. Baykal, çeşitli toplumsal kesimlerden gelen bunca itiraza karşın parti teşkilatından böyle güçlü bir desteği nasıl elde ediyor?
Bu, CHP tüzüğü ve Siyasi Partiler Kanunu'nun antidemokratik hükümlerinin neticesi. Bir teşkilatın başkanı ve yönetimi, genel başkana, parti yönetimine muhalifse hemen görevden alınıyor, yerine yenileri atanıyor. Yeni atanan il-ilçe başkanı bütün akrabalarını üye yapıyor.
Normalde yeni üyeler için altı ay aday üyelik öngörülüyor. Fakat, tüzüğün 12. maddesi uyarınca bu süre beklenmeden Merkez Yürütme Kurulu (MYK) kararıyla hemen üye yapılıyorlar. Bu madde aslında özel durumlar için konulmuş. Yani bir profesör, bir milletvekili vs. üye olursa diye… Bir ilçede 2 bin kişi üye yapılıyor, böylece kongreyi alıyor Baykalcılar. Ne oluyor? Yönetimleri ve delegeleri Sayın Genel Başkan kendisi seçiyor, onlar da dönüyor Sayın Genel Başkan'ı seçiyorlar. Bu durum tüzüğe uygun. Defalarca değişik mahkemelere başvuruldu, bir sonuç elde edilemedi.
Başkan ve yönetimler nasıl görevden alınıyor, bu da tüzüğe uygun mu?
Tüzüğün 43. maddesinde görevden alma gerekçeleri sıralanıyor. Parti disiplini, verilen görevi yapmama gibi… Onlardan birine sığdırılıyor. Görevden alma çok kolay. Mahkemeye başvuruluyor tabii, ama pek bir şey çıkmıyor. Çıksa bile kavga-gürültü, mahkeme devam ederken yeni yönetim bir sürü yeni üye kaydediyor, ilde veya ilçede çoğunluğu ele geçiriyor. Zaten parti üyelik defterleri merkezde tutuluyor. Merkezden habersiz üye yapamıyorsun.
Peki teşkilatta Baykal'a muhalif, partiyi solla, emekçilerle buluşturmak isteyen etkili bir kesim var mı?
Yöneticiler düzeyinde yok. İl başkanları, yöneticileri profesyonel siyasetçiler. Siyaseti ikbal için yapıyorlar. "İlerde milletvekili olur muyuz?" falan. Kaldı ki büyük şehirlerin dışında, Anadolu'da CHP teşkilatları çok kötü durumda. Örneğin Bayburt'ta 100'den fazla üyesi yok. Konya, Gümüşhane, Erzurum'da falan CHP teşkilatları boş. Güneydoğu'da tamamen silinmiş durumda. Nitekim CHP son seçimlerde 30'dan fazla ilde hiç milletvekili çıkaramadı. Buralardaki delegelerin çok fazla bir etkisi yok. Aile, akraba bağlarıyla orda duran insanlar hepsi. CHP teşkilatlarında hemşerilik, akrabalık gibi ilişkiler çok etkili.
O halde kurultay'dan bir değişim çıkmasını beklemiyorsunuz?
Hiçbir değişim ihtimali yok. Baykal'ın etrafında hizipler var, esas mücadele onların arasında. Genel Başkan karşısında ciddi bir muhalefet bloğu oluşursa bu hizipler bütünleşir ve Baykal'ı korur. Ancak muhalefet etkili olamazsa, aday çıkaramazsa birbirlerinin gözünü oyarlar.
Kim bu Baykalcı hizipler?
Mesela Genel Sekreter Önder Sav bir hizip. İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen bir hizip. Hep Baykalcı kişiler bunlar. Dertleri şu: "PM'ye kim girecek, bizimkiler mi öbürkülerinkiler mi?"
PM'ye girmek niye önemli?
PM, MYK'yi seçiyor. MYK de PM'ye belediye başkanı ve meclis üyeleri adaylarını öneriyor. PM bu önerilen isimleri kabul ediyor. Yerel seçimlerin yaklaştığı da düşünülürse PM'de çoğunluğa sahip olmak önemli.
Kurultayda Baykal'a karşı aday olma niyetlerini ortaya koyan kişiler için ne diyorsunuz?
Tolga Bey [Yarman] nükleer fizik profesörü. Kurultayda çıkıp konuşmak istiyor. Ciddiye alınacak bir isim değil.
Ayhan Bey'in [Yalçınkaya] derdi bir sonraki kurultay. Mart 2009'daki yerel seçimlerde CHP'nin iyi bir sonuç alamayacağı açık. Genel Başkan'a "Git" denilecek. Şimdiden yatırım yapıyor. Lakin, Ayhan Bey'in amacı Baykal'dan sonra genel başkan olmak değil, o çapta olmadığının kendisi de farkında. "Birinin lehine son anda çekilirim, PM'ye girerim" hesabı yapıyor.
Ya Haluk Koç ve Umut Oran?
Haluk Koç'un arkasında kongrelerde yaptığı oyunlar nedeniyle "Hokus pokus Ali Topuz" diye anılan Ali Topuz ve Şinasi Öktem gibi etkili isimler var. O nedenle biraz daha şanslı diğer muhalif adaylara göre.
Umut Oran'ın arkasında ise Eşref Erdem var. Erdem Ankara, Haymanalı bir Kürt. Kürt delegasyonu üzerinde bir ağırlığı var. Öte yandan Oran, bir grup siyasetçi ve akademisyenle çalışmalar yapıyor. 301, Kürt sorunu ve AB meselelerinde biraz daha eli yüzü düzgün açıklamalar yapıyor. O açıdan bir dönüşüm için umut olma ihtimali var. Fakat, zannetmiyorum ki bu örgüt yapısı bu umudu gerçekleştirebilecek herhangi birini CHP'ye Genel Başkan yapsın.
Muhalif cephenin isteği iki adayı birleştirmek. Bu olmuyor, çünkü ikisinin de derdi bu kurultay değil. "Burada gövde gösterisi yapalım, nasıl olsa er ya da geç Baykal elenecek" diye düşünüyorlar. (KM/GG)