"Kemal Kılıçdaroğlu çok çekingen. Kendisini riske atacak adımlar atma gücünden yoksun görünüyor. Ayrıca yanındaki ekibi de geçmiş deneyimlerimden tanıyorum. Statükocu, halk için değil kendileri için siyaset yapan bir kadro."
Bu sözler, eski Demokrasi Partisi (DEP) milletvekili Mahmut Alınak'a ait. Alınak, Kılıçdaroğlu'nun genel başkanlığının, Kürt sorununun çözümü ve demokratikleşme konusunda CHP'nin tutumunda fark yaratmayacağı görüşünde.
"Tarihi yol ayrımını yaratan Baykal ve ekibiydi"
SHP kadrosundan Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne giren ancak Ekim 1989'da Paris'teki Kürt Konferansı'na katıldıkları için SHP'li altı milletvekili ile birlikte partiden ihraç edilen Alınak, "O tarihi yol ayrımını yaratan, büyük ölçüde Deniz Baykal ve ekibiydi" diyor.
"Erdal Bey liberal, demokrat bir insandı ve ona kalsa öyle bir karara imza atmazdı. Ancak Deniz Baykal ve ekibi, Erdal Bey'i kuşatmaya aldı. Ondan sonra HEP kuruldu" diyen Alınak, "Baykal ve ekibinin müdahalesi olmasaydı tarih başka türlü akabilirdi" diye de ekliyor:
- HEP, irademiz dışında Kürtlükle özdeş hale getirildi. Biz ısrarla bu damgadan uzak durmaya çalışıyor, Türkiye'nin tüm sorunlarını kucaklamayı hedefliyorduk ancak çok bilinçli bir yaklaşımla o kürsüye sıkıştırıldık.
- HEP, 1991 seçimlerinde SHP ile seçim ittifakı kurup 18 milletvekiliyle Meclis'e girdi. 1993'te de kapatıldı. Ancak kapatma davası sürerken DEP kurulmuştu. SHP'den Meclis'e girip ihraç edilen milletvekilleri DEP'e katıldı. Ben de bağımsız Şırnak milletvekiliydim.
- 2 Mart 1994'te DEP milletvekilleri Hatip Dicle, Orhan Doğan, Leyla Zana, Ahmet Türk ve Sırrı Sakık'la birlikte benim de dokunulmazlığım kaldırıldı. Tutuklanarak cezaevine konulduk.
- Türkiye'de 'Kürt' demenin suç sayıldığı günlerden bugünlere geldik ancak çok büyük bedeller ödendi. Binlerce köy haritadan silindi, binlerce genç öldü, binlerce eve ateş düştü. Bu süreçte Türk halkı da çok zarar gördü.
Kadro aynı...
Alınak'a göre, bugünlerde Kürtlerle Türkler arasında büyük bir düşmanlık fokurduyor. Türkiye'de büyük bir iç savaş potansiyeli mevcut, tehlikeli bir kutuplaşma yaşanıyor.
Peki, Kemal Kılıçdaroğlu'nun gelişi bir şey değiştirir mi?
Alınak umutsuz; "Demokratikleşme ve Kürt sorunu konusunda yol alınması, devletin çekirdek kadrosuna bağlı. Bu kadro, iç ve dış dinamiklerle zorlanmadıkça fazla yol alınamaz" diyor.
Öncelikle hükümet, muhalefet partileri ve tüm toplumsal kesimlerin katılımıyla sorunların konuşulabilmesi gerektiğini savunuyor ancak ona göre, Kılıçdaroğlu'nun yanındaki kadro ile bu adımları atması mümkün değil:
"Kılıçdaroğlu çok çekingen. Kendisini siyasette zorlayacak, riske atacak adımlar atma gücünden yoksun. Ayrıca yanındaki statükocu, halk için değil kendileri için siyaset yapan bir kadro. Kılıçdaroğlu, o ekiple fazla yol alamaz. Kılıçdaroğlu rüzgarı da birkaç ay içinde söner." (BB)