Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ve Demokratik Toplum Partisi (DTP) İl Başkanı Nejdet Atalay, PKK örgüt üyelerini "gerilla" olarak nitelendirdiği için "örgüt propagandası yapmak" suçlamasıyla hapse mahkum edildi.
Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi, dün (21 Nisan) görülen karar duruşmasında, Terörle Mücadele Yasası'nın (TMY) 7/2 maddesine dayanarak Baydemir ve Atalay'ı 10'ar ay hapisle cezalandırdı.
Önce birer yıl hapis cezası veren Mahkeme heyeti başkanı Hakim Hüsamettin Otçu, hafifletici nedenlerle cezayı 10'ar aya indirdi; ancak herhangi bir indirim veya ertelemeye gitmedi. Mahkumiyetlere tepki gösteren İnsan Hakları Derneği (İHD), yapılacak ilk Anayasa değişikliği paketinde ifade özgürlüğü hakkının tam anlamıyla güvence altına alınmasını talep etti.
Tutuksuz sanık olarak yargılanan Baydemir ve Atalay'ın katılmadığı duruşmada, avukatları Muharrem Erbey ve Meral Danış Beştaş katıldılar. Söz verilen Erbey, "gerilla" sözcüğüne propaganda anlamı yüklenemeyeceğini, bu sözcüğü kullanmanın da suç olarak nitelenemeyeceğini söyledi; bu kelimeden dolayı açılan ve beraatle sonuçlanan davalardan örnekler verdi.
Beştaş: Çatışma değil şiddetsizlik savunuldu
Kararı bianet'e değerlendiren Beştaş, "Konuşmanın bütünü ve dile getirilmek istenen düşünce dikkate alınmadı. 'Bu ülkede artık polis, asker, gerilla ve siviller ölmesin. Yüreğim acıyor. Artık kimse ölmesin' sözlerine ceza verildi" dedi.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) düşünce ve ifade özgürlüğü konusunda şiddete çağrı, teşvik ve davet olmadığı sürece ceza verilemeyeceğine dair yüzlerce kararı bulunduğunu anımsatan Beştaş, "Konuşmada çatışmasızlık, şiddetsizlik ve ölümlerin son bulması gerektiğine ilişkin bir düşünce, ciddi bir inanç ve davet var. Yargı olarak bu kelimelere farklı anlamlar yüklenmesi çok vahim bir durum. Yargıda ileri gidişi beklerken maalesef bu tip kararlarla tam tersine gidiş söz konusu. Acaba bu DTP'ye yönelik operasyonla bir bağlantısı var mı, bu konseptin parçası mı diye sorular akla geliyor" diye konuştu.
Beştaş, müvekkilleriyle görüşme yaptıktan sonra kararı temyiz edip etmeyeceklerini konusunu karara bağlayacaklarını ifade etti.
Baydemir: Beklenti ve umutlarımı dile getirdim
16 Aralık 2008'de Savcıı Mustafa Şahin, Baydemir ve Atalay'ın cezalandırılması yönünde görüş bildirmişti. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) Kuzey Irak'a başlattığı kara harekatını protesto etmek ve operasyonların durdurulması için 25 Şubat 2008'de düzenlenen yürüyüş ve Belediye Konuk Evi önünde yapılan basın açıklamasındaki konuşmalar suça gerekçe olarak gösterilmişti.
Baydemir, daha önce sunduğu savunmasında, "Bu konuşmayı yaparken amacım ülkedeki acının son bulması için beklentilerimi, umutlarımı dile getirmek, eleştirilerimi yapmaktır. Suç işleme kastıyla hareket etmedim. Duyarlı bir vatandaş olarak ölen polislerin, askerlerin, askerlerin, sivil vatandaşların ve gerillaların ölümünden dolayı duyduğum üzüntüyü dile getirmekti" demişti.
Atalay: Devletin düşündüğü şekilde çözülemez
Atalay da, konuşmasını suç işleme kastıyla yapmadığını ifade ederek, amacının "30 yıldır bölgede yaşanan olaylar ve akan kanın devletin düşündüğü şekilde çözülemeyeceğini belirtmek" olduğunu söylemişti. (EÖ)