"Ben Medgar, Malcolm ve Martin'den daha büyüktüm. En büyük çocuğun küçükler için model oluşturmasının ve elbette ilk onun ölmesinin beklendiğine inanarak büyüdüm. Onların üçü de kırk yaşını göremedi."
ABD'deki siyah mücadelesinin üç sembol ismi Malcolm X, Martin Luther King Jr, Medgar Evers... Üçü de 40 yaşını göremeden öldürüldüler.
Ortak arkadaşları yazar James Baldwin bu sözlerle biraz da kişisel bir yerden anlatıyor ABD'deki siyah mücadelesini.
İşte bu yüzden, "Amerika'da zencinin hikâyesi, Amerika'nın hikâyesidir. Hoş bir hikâye değildir" diyor.
"Hayatını değiştirmeye başlama sorunu""Bakmanız gereken şey, bu ülkede neler olduğudur ve olan gerçekte şudur ki kardeş kardeşi, kardeşi olduğunu bilerek öldürmüştür. Beyaz erkekler zencileri oğulları olduklarını bilerek linç ettiler. Beyaz kadınlar zencileri âşıkları olduklarını bilerek yaktılar. Bu bir ırk sorunu değil. Hayatınıza bakıp ondan sorumlu olmaya hazır olup olmama ve sonra da onu değiştirmeye başlama sorunu. Benim geldiğim büyük Batı evi bir evdir ve ben de o evin çocuklarından biriyim. Basitçe belirtirsek, o evin en hakir görülen çocuğuyum." | |
Sevin Okyay çevirisi
Gerek yazdıklarıyla gerek hayatında ABD'deki ırkçılığa karşı bir mücadele gösteren ve tüm dünyada tanınan insan hakları savunucularından Baldwin'in kaleme aldığı "Ben Senin Zencin Değilim" Kırmızı Kedi Yayınları'ndan çıktı.
Yazdıklarından, hayatından, notlarından, tanıklıklarından ve onunla ilgili belgelerden oluşan kitap, Sevin Okyay çevirisiyle yayımlandı.
Baldwin'in tamamlayamadığı "Remember This House" adlı romanına ait notlar, diğer belge ve tanıklıkları bir araya getirip derleyen Raoul Peck'in, aynı adla sinemaya da uyarladığı "Ben Senin Zencin Değilim", Baldwin'in birçoğu kendi hayatından anlarla Amerika'daki siyahların hikâyesini anlatıyor.
"Ya özgürlük ya ölüm""Dünyada herhangi bir beyaz adam 'bana ya özgürlük ya ölüm verin,' deyince bütün beyaz dünya alkışlıyor. Siyah bir adam tamamen, kelimesi kelimesine aynı şeyi söyleyince, suçlu olduğuna hükmediliyor ve suçlu muamelesi görüyor ve bu pis zenciden örnek oluşturmak için mümkün olan her şey yapılıyor ki bir daha onun gibisi çıkmasın." | |
"Beyaz olsaydık...""Beyaz olsaydık, İrlandalı olsaydık, Yahudi olsaydık, Polonyalı olsaydık, aslında zihninizde bir referans çerçevesine sahip olsaydık, bizim kahramanlarımız sizin de kahramanlarınız olurdu. Nat Turner tehdit olacağına, sizin kahramanınız olurdu. Malcolm X hâlâ yaşayabilirdi..." | |
James Baldwin hakkında
Cinsellik ve kimlik sorunu gibi konuları işleyen romanları ve insan haklarını savunan ve ırkçılığa karşı yazılarıyla tanınan James (Arthur) Baldwin 1924'te Harlem'de (New York, ABD) dünyaya geldi. Liseden mezun olduktan sonra ufak işlerde çalışırken bir taraftan yazmaya başladı.
Amerika'daki eşcinsellik korkusu ve siyah karşıtlığına daha fazla dayanamayarak Fransa'ya gitti. İlk romanı "Go Tell It on the Mountain" (Git Onu Dağda Anlat) 1953'te çıktı. Baldwin, Fransa'da yazdığı ve Harlem'de genç bir vaiz olarak yaşadıklarını yansıtan bu kitapla hemen elde ettiği başarıyı, eşcinsel aşkı ele aldığı romanı "Giovanni's Room" (Giovanni'nin Odası) ile pekiştirdi (1956). Bu dönemde çeşitli denemeler ve oyunlar kaleme aldı. 1957'de Kuzey Carolina'da kimi okullara siyahilerin alınmaması dolayısıyla "tepki gösteren" Dorothy Counts'ın fotoğrafındaki kararlı duruşu görünce "mücadelenin içinde olmak için" ABD'ye döndü.
Engin Cezzar, Gülriz Sururi ve James Baldwin İstanbul'da.
Tiyatro sanatçıları Gülriz Sururi ve Engin Cezzar'ın yakın arkadaşı olan Baldwin, "Another Country" ("Bir Başka Ülke", 1962) adlı romanını İstanbul'da tamamladı. Oyun, şiir ve çocuk kitapları da yazan Baldwin, Rosenwald, Guggenheim, "Partisan Review" ve Ford Vakfı gibi birçok edebiyat ödülü kazandı. 1970'te, John Herbert'in "Fortune and Men's Eyes" oyununu "Düşenin Dostu" adıyla Gülriz Sururi-Engin Cezzar Tiyatrosu'nda sahneledi. James Baldwin 1987'de Fransa'da mide kanserinden öldü. (AÖ)