TESEV Demokratikleşme Programı'nın Din, Devlet ve Toplum İlişkileri çalışma alanı çerçevesinde Özge Genç ve Ebru İlhan tarafından kaleme alınan "Başörtüsü Yasağına İlişkin Değerlendirme ve Öneriler" başlıklı rapor yayımlandı.
Yüksek öğretim kurumlarında, siyasi yaşama katılımda, kamu ve özel sektörde çalışma hayatında ve gündelik hayatta başörtüsü yasağının tanımlandığı raporda siyasi, anayasal ve hukuki yapıya ve toplumsal aktörlere ilişkin değerlendirme ve çözüm önerileri sunuluyor.
Başörtüsü yasağının tamamıyla ortadan kalkmasını savunan bu çalışma, kalıcı bir çözüme yönelik gerekli koşulların bir bütün halinde sunulmasını amaçlıyor.
Rapordan bazı satırbaşları şöyle;
Meclis
* Meclis komisyonlarının şikayet dilekçeleri karşısında tek yapabildiği, kuruma şikâyeti ileterek soru sormak ve bunun karşılığında gerekçeli olarak verilen cevabı şikâyet edene ulaştırmaktır. Komisyonlar mevcut ayrımcılığı meşrulaştırılacak gerekçeleri yazılı hale getirmek yerine, mevcut hak ihlallerine karşı çözüm arayışları için çalışma yapmalıdır.
* Türkiye'de demokratikleşmenin önünü tıkayan ve siyaseti kördüğüm haline getiren bazı konular hakkında kalıcı çözümler yaratmak için, yasamanın işleyişinin daha etkili hale getirilmesi için genel kurul ve Meclis komisyonlarının uyması zorunlu çalışma ilkelerine ihtiyaç vardır. Bu tür düzenlemeler yasama reformu içerisinde ele alınabilir.
* Yasama reformu çerçevesinde, Meclis İhtisas Komisyonları'nın çalışma ve yaptırım şartları da gözden geçirilmelidir. Yasamanın ve İhtisas Komisyonları'nın işlemesinin önündeki siyasi direncin kaldırılması ve konuşma ve sorun çözme kültürünün yerleşmesi gereklidir.
Yeni anayasa
* Salt başörtüsü meselesine odaklanmak yerine, temel hak ve özgürlüklere dayalı bir metin ortaya çıkarmak; ayrımcılığa, eğitim ve çalışma hakkına ve din-vicdan özgürlüğüne ilişkin kapsayıcı bir eşitlik ve özgürlük prensibi belirlemek ve ayrımcılığı engellemeye ilişkin mevzuları ayrı bir kanun halinde ele almak gerekmektedir.
* Resmi laiklik ilkesinin tartışmaya açılması ve otoriter bir tanımlama ve uygulamadan demokratik bir yeniden tanımlamaya geçilmesi kaçınılmaz bir gerekliliktir. Bu noktada, Anayasa Mahkemesi kararlarında sıklıkla atıfta bulunulan din ve vicdan özgürlüğüne ilişkin 24. maddedeki "din istismarı" ifadesinin anlamı ve din ve vicdan özgürlüğünün hangi hakları garanti altına aldığıda açıkça ortaya konmalıdır.
Kamu denetçiliği (ombudsmanlık)
* Başörtüsü yasağıyla ya da başörtüsü temelli ayrımcılıklarla karşılaşan yurttaşlar, Kamu Denetçiliği Kurumu aracılığıyla şikâyetlerini değerlendirme imkânına sahip olabilirler. Bu kurum yürütmeden bağımsız olmalı, üyeleri demokratik yollarla seçilmelidir.
Kanun, mevzuat ve yönetmelikler
* Devlet Memurları Kanunu ve Kılık Kıyafete Dair Yönetmelik, Yeni Ayrımcılık Yasası ve Ayrımcılıkla Mücadele ve Eşitlik Kurulu, Siyasi Partiler Kanunu, Türk Ceza Kanunu, Milli Güvenlik ve Güvenlik Sektörü Kurumları Mevzuatı'nın meclis ve hükümet tarafından tekrar ele alınması gerekmektedir.
Yargı
* Hak ve özgürlüklerden yana yapılan her türlü yasal değişiklik, Anayasa Mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay gibi kurumlar tarafından çeşitli gerekçelerle iptal edilebilmektedir.
* Yargı kurumunun kendi çalışanlarının ve kurumsan hizmet alanların başörtüsü temelli ayrımcılıklara uğramalarını engellemeye ve bu yolla kurumun kendisini ayrımcılıktan arındırmaya gereksinimi vardır.
* Yönetmeliklerde giyime ilişkin muğlak ifadeler kalkmalıdır. (ÇT)
Raporun tamamına ulaşmak için tıklayın.