Antalya'da başörtüsüne özgürlük eylemine sokulan çocukların aileleri hakkında dava açılırken çocuk hakları savunucusu, avukat Seda Akço, gelişmeyi olumlu karşıladığını söyledi. "Yetişkinlerin problemlerini çözmek için çocukları aracı olarak kullanması çocuk iradesini yok saymak demek" dedi.
Çocuğa zarar
Radikal'in haberine göre, Antalya İnanç Özgürlüğü Platformu'nun 6 Ekim ve 3 Kasım 2007'de düzenlediği eylemlerde çocuklar da yer aldı. Çocuklara üzerinde "Çocuk aklımla başörtüsüne niye kızıldığını anlayamıyorum", "Annem neden okuyamadı", "Namazım, orucum, başörtüm, kulluğum, onurum özgürlüğümdür" yazan pankartlar taşıtıldı.
Eyleme katılanlar hakkında soruşturma açıldı. Savcı hazırladığı iddianamede "yaşları itibariyle içeriği ve siyasi durumu nedenıyla ülke içerisinde yönetimde yer alan birimlerin bile çözemediği bir sorunu sorunu çocuklar aracılığıyla deşifre etmeyi açıklamaya çalışmak ve bu konuda çocukları kullanmak onlar üzerindeki yetkinin kötüye kullanılması ve onların eğitimi değil ruhsal ve bedensel durumlarının bozulmasıyla sonuçlanacak durumla sonuçlanabilme riskinin olduğu aşikardır" dedi.
İddianamede 17 kişinin Türk Ceza Kanunu'nun 232. maddesi nedeniyle cezalandırılması istendi. Maddede "İdaresi altında bulunan veya büyütmek, okutmak, bakmak, muhafaza etmek veya bir meslek veya sanat öğretmekle yükümlü olduğu kişi üzerinde, sahibi bulunduğu terbiye hakkından doğan disiplin yetkisini kötüye kullanan kişiye, bir yıla kadar hapis cezası verilir" deniliyor.
İlk duruşma 15 Ekim'de görülecek.
"İki taraflı hak ihlali"
Akço, "Çocuğu bırakacak yeri yoktur ve yanında eyleme getirmiştir. Bunun eleştirilecek bir yanı yok. ama çocuğun eline eylemde pankart vermek, hele ki güvenlik riski varsa çocuk iradesini yok saymak ve çocuğun mevcudiyetini kullanmak demek" diye ekledi.
"Görüş oluşturma yeteneğine sahip bir çocuk gösteriye katılıp kendiyle ilgili talepleri dillendirdiğinde çocuk deyip ciddiye almayıp engelleniyorken kendileriyle ilgili bir durumda eylem mekanına çocukları götürmesi iki taraflı bir hak ihlali anlamına geliyor. Bu toplumsal bir sorun aynı zamanda."
Örnek çok, her alanda
Çocukların eylemlerde kullanılması, özellikle toplumsal gerilimin arttığı durumlarda gündeme geliyor. Örneğin Kürt sorununun yakıcılaştığı Ekim 2008'de DTP'nin düzenlediği mitinglerde ve aynı anda PKK'ye karşı düzenlenen mitinglerde çocuklar yer almıştı.
Temmuz 2007'de yapılan genel seçimlerin ardından hükümet, Kemalist muhalefet ve İslamcı hareket arasındaki gerilim yükseldiğinde de benzer olaylar medyaya yansımıştı. (EÜ)