Amargi Kadın Akademisi'nin düzenlediği "Amargi Feminizm Tartışmaları"nın "Dindar Kadınlar ve Feminizm" başlıklı buluşmada Feyza Akınerdem İslami feminizm ile Müslüman dindar kadınların feminizmi üzerine konuştu.
İslami feminizm Türkiye'de yok
Akınerdem İslami feminizmi ''Kuran mesajları ve normlarının ataerkil yorum ve uygulamalarına karşı çıkan bir hareket'' olarak tanımladı, dünyada örnekleri olmasına karşın Türkiye'de İslam norm ve yorumlarına karşı organize bir kadın hareketi olmadığını söyledi.
Akınerdem Türkiye'de İslami feminizmin olamamasını şeri hükümlerin uygulanmamasına bağlıyor.
"İslam'ın yaygın olduğu ülkelerde feminist aktivistler ve entelektüellerin mücadele alanı şeri hükümlerin uygulanma biçimleridir. Kadınlar canlarının yandığı şeylere tepki veriyor ve çalışıyor. Mesela kadın boşanma, miras ve recm olaylarına karşı bir İslami feminist hareketi ortaya çıkartıyor."
Kemalist proje İslami feminizme olanak vermedi
Akınerdem İslam ve kadın konusunu araştırmanın zorluklarına değindi, "Dindar Müslüman ve başını örten kadın akademiden dışlanıyor,'' dedi.
"Kadınlar yüksek lisans ve doktora seviyesine çıkamıyorlar. İlahiyat fakültelerinde erkek ilahiyatçılara, kadın çalışmaları için de erkek akademisyenlere karşı mücadele vermek zorundalar."
''Sosyal bilimlerde İslam ve kadın üzerine çalışma şansı yok. Kemalist proje İslam üzerine feminist bir bakış açısı getirilmesine olanak vermedi."
Başbakan dindarlığı politik bir sembol haline getirdi
Akınerdem'e göre; İslami feministler dışında, Müslüman dindar kadınların feminizmle ilişkisi önemli.
"Dindar daha yeni bir vurgu olarak karşımıza çıkıyor. Eskiden dine yakın duran için kullandığım bir sıfat, son dönemde Başbakanla siyasileştirilmiş bir kelime oldu. Recep Tayyip Erdoğan bunu da elimizden aldı, dindarlığı politik bir sembol haline getirdi. Bu sözcüğü kullanınca tereddüt ediyorum.
"Sadece Sünni dindar Müslüman kadınların feminizmini konuşmayı da ilginç buluyorum. Müslüman bir kadının feminist olması hem Müslümanlar için hem de feministler açısından çelişkili bulunuyor. Böyle olunca da daha çok tartışılıyor. Neden alevi kadının feminizmini tartışmıyoruz ya da farklı bir inanca sahip birinin feministliğini tartışmıyoruz."
Müslüman kadının feministliği
Akınerdem Müslüman bir kadının feministliği konuşulurken aslında başörtülü bir kadının feministliğinden konuşulduğunu, başörtülü feministin, hem dindar kadın ve erkek açısından hem de Kemalist bakış açısından çelişkili bir alan olarak görüldüğünü düşünüyor
''Çelişkisiz bir hayat olmaz. Çelişkisiz bir hayatı düşünmek faşizme kadar uzanır.
''Dindar bir kadın da feminist olabilir. Diğer feministlerle ortak bir dil oluşturabiliriz. Bu da ancak feminist bir düzlemde konuşursak gerçekleşebilir. Farklı görüşlere sahip bir feminist olabilirsin. Önemli olan elini taşın altına hep beraber koyabilmektir. Benim için bu yeterli bir kriter." (RDY/HK)
* Feyza Akınerdem, Boğaziçi Üniversigtesi Sosyoloji Bölümü'nden 2006'da mezun oldu. 2007'de Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu'nda araştırmacı olarak çalıştı. Londra King's College'da hazırladığı doktora tezinin konusu "Televizyonlarda Evlilik Programları".