Bugün Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı. Doç. Dr. Fikret Başkaya, günün anlamını bianet için değerlendirdi.
"Halk egemenliği bir mit"
Başkaya, Türkiye'de halk egemenliğinden bahsetmenin mümkün olmadığını ileri sürdü:
"Adı Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ama ne ulusal egemenlikle ne de çocuklarla ilgisi var. Türkiye'de halk hiçbir zaman gerçekten egemen olmadı. Öyle ki, ülke sorunlarına dair bir söz söylemeye, hak aramaya, soru sormaya kalkan ya öldürülür ya hapse atılır ya da işsiz ve aç bırakılır.
Seçimler yapılıyor diye insanlar Türkiye'de demokrasi, halk egemenliği var zannediyor. Halbuki bunun olabilmesi için oy verdiğin, parlamentoya yolladığın kişilerin seni gerçekten temsil etmesi lazım. Temsili demokrasinin kendisi gerçek demokrasinin önünü kesiyor. Dünyanın en 'demokratik' ülkelerinde bile insanların kaderi parlamentolarda değil büyük şirketlerde, finans kuruluşlarının merkezlerinde belirlenir. Kapitalizmi, mülkiyeti sorun etmeyen bir demokrasi olamaz.
Yine de bu ülkelerde parlamentolar kazanılmış mevzilerdir. Türkiye'deki ise tamamen bir oyun. Bir yanda 1908 sonrasında oluşan bir devlet partisi, 'memleketin asıl sahipleri' var, diğer yanda taşeron partiler var. Bunlar arasında da bir iş bölümü var. Asıl devlet partisi ülkeyi yönetiyor. Seçimlere giren, hükümetler kuran taşeron partilerse halkı oyalıyor. Bu partiler asıl devlet partisinin ilgi alanına giren konulara, örneğin Kürt sorununa dokunamaz. Bunlar şirket gibi çalışırlar. Kendilerini ve yakınlarını zenginleştirmek için hazineyi yağmalarlar."
"Resmi bayramlar halkın değil devletin bayramları"
Başkaya, resmi bayramların halkın gerçek yaşamında bir karşılığı olmadığını da savundu:
"23 Nisan, 19 Mayıs, 29 Ekim gibi bayramlar devlet bayramlarıdır, bunların halkta bir karşılığı yoktur. Halk bu bayramlara katılmaz. Halkın kendi bayramı geleneksel kurban bayramı gibi bayramlardır. Türkiye'de ne meclisin açılmasında ne de cumhuriyetin kurulmasında halkın bir katılımı olmamıştır. Oysa Fransa'da 14 Temmuz'da insanlar kendiliğinden sokaklara akar, dans eder; çünkü bu onların yaşamında gerçekten bir şeyler değiştirmiştir."
"Çocukların katledildiği bir ülkede çocuk bayramı kutlanıyor"
Başkaya'ya göre Türkiye'de çocuk bayramı kutlanması son derece ironik:
"Kendi çocuklarını aç biilaç sokaklarda bırakan, düşman ilan eden, ilkokul çağındakileri bile terörist addedip katleden bir devletin yılın bir gününü çocuk bayramı olarak kutlaması inandırıcı değildir. Bu devlete göre örneğin 12 yaşındaki Uğur Kaymaz ulusal egemenliği tehdit ediyordu, o nedenle körpe bedeni kurşunlarla delik deşik edildi. Hangi çocuk bayramından bahsediyorsun?" (KM/GG)