Çağdaş Gazeteciler Derneği İstanbul Şubesi Çalışma Hayatı Komisyonu'nun, Aralık 200l Raporu ile ilgili olarak yaptığı açıklamada şu noktalar vurguladı:
* Çalışma koşullarımız bireysel sözleşme ile belirlendiği için, bizi nelerin beklediğini ancak yaşayınca öğrendik. 2001'in başında ne ücret alıyorsak, yılın sonunda da elimize geçen ücret hiç değişmedi; zam yapılmadı. Oysa ocak-kasım döneminde yüzde 84,5 olan enflasyon, (aralık ayında tahminen fiyatlarda yüzde 4-5 artışın dikkate alınması halinde) yıllık olarak yüzde 90'ı bulacaktır.
* Ücretlerimizin 2001 yılı nominal kaybı yüzde 90'dır. 2001'in başındaki düzeyinde olabilmesi, 2002 ocak zammının en az yüzde 90 olması gerekmektedir...
* Ocak ayında 3,7 milyona yaklaşan 19 günlük gazetenin toplam tirajı, aralıkta gazete sayısının 25'e çıkması halinde bile 2,8 milyonun altında kalmıştır.
* Toplam tiraj, yüzde 24,1 oranında gerilemiştir. Aynı dönem itibariyle Hürriyet'te yüzde 33,7 olan tirajdaki gerileme oranı, Sabah'ta yüzde 39,6 olmuştur.
Raporun tam metni
I- Krize 'ödediğimiz' bedel
Basın emekçilerine kesilen krizin toplam faturası toplam 4 bin 815 kişinin
işten çıkarılması ve ücretlerimizin yüzde 90 oranında erimesidir. Tam bir
kıyımdır. Bu, basın emekçilerin 2001 yılında ödediğimiz toplam bedeldir.
I.1- 4 bin 815 kişi işten çıkarıldı
Sektörümüzde 2001 yılı boyunca işten çıkarılanlar toplamı 4 bin 815'e
ulaşmıştır.
I.1.a- Aralık ayında 194 kişi işten çıkarılmıştır
Yıl boyunca zam yapılmaması ve yılbaşı gelmesiyle birlikte işten çıkarmalar
yeniden artmaya başlamıştır. Bunun ocak ayında da devam edeceği
sanılmaktadır. Tespit edebildiğimiz kadarıyla aralık ayında 194 kişinin
işine son verilmiştir.
I.1.a.1- Star Grubu'ndan 90 kişi
Star Grubu'nda bir yandan yeni gazete hazırlıkları sürerken, diğer yandan da
internet alanında küçülmeye devam etmiştir. Netbul'da toplam 5 kişi kalmış
ve geriye kalan 90 kişinin işine son verilmiştir.
I.1.a.2- Kanal 7'den 50 kişi
Kanal 7 bazı programları yayından kaldırdı ve muhabir, kameraman, ulaştırma
görevlilerinden oluşan toplam 50 kişinin de işine son vermiştir.
I.1.a.3- Dünya Yayın Grubu'ndan 25 kişi
Yılbaşı öncesinde işten çıkarmalar başladı ve bunun ocak ayı içinde de devam
edeceği öğrenilmiştir. Muhabir ve diğer servislerden çıkarılanlar toplamı 25
kişidir.
I.1.a.4- CNBC-e'den 26 kişi
Doğuş Grubu televizyon alanında küçülmeye devam ediyor. CNBC-e'den toplam 26 kişi işten çıkarılmıştır.
I.1.b.- İşe girme ve transferler
İşten çıkarmalar kadar olmasa da, yeni işbaşı yapmalar gibi sevindirici
gelişmeler de nadiren olsa da yaşanmaktadır.
I.1.b.1- Dünya Yayın Grubu'nda 7 kişi işbaşı
Dünya Yayın Grubu'nda çeşitli birim ve servislerinde 7 kişinin çalışmaya
başlamıştır.
I.1.b.2- Star Televizyonda ayrılma ve atama
Star Televizyonu Haber Genel Yayın Yönetmeni Ali Kırca, uzun süren
sessizliğinin ardından televizyondan ayrılmıştır. Bir süre sonra da Star
Televizyonu Haber Genel Koordinatörü Ayşenur Arslan da, ayrılmış ve Star
televizyonu Haber Merkezi başına Ümit Aslanbay getirilmiştir.
I.1.b.2- Akşam'ın Ankara temsilcisi Babahan
Daha önce Sabah Grubunda Sabah ve Yeni Binyıl gazetelerinde çalışan Ergun
Babahan, Akşam Gazetesi'nin Ankara temsilcisi olmuştur.
I.1.b.3- Sabah Grubu gazete çıkardı
Sabah Grubu 'ŞOK' isimli gazetesini yeni yılın ilk ayı içinde çıkaracak.
Star Grubu'nun da çalışması devam ediyor.
I.1.c- Aralık öncesi işten çıkarma
Aralık ayı öncesinde sektörümüzde muhabir, kameraman, foto muhabiri, şoför
vs. haberin üretiminde doğrudan ve dolaylı katkısı olanların işten
çıkarılanlar toplamı 4 bin 621 kişiydi.
I.2- Ücretimiz yüzde 90 eridi
Sektörümüzde ne görsel ne de yazılı medyada hiçbir kurum ücretlere zam
yapmamıştır. 2001 yılı başında ne ücret aldıysak, aynı ücretle 2002 yılına
girdik. Haklarımızın hem bireysel hem de sözlü anlaşmalara göre belirlenmesi
nedeniyle, öylesine bir keyfilik yaşanıyor ki, bunu yaşayan bilir. Sektör bu
durumda olduğuna göre, böylesi bir çalışma ortamını bilmeyenimiz ve yaşamayanımız yoktur. Bu, üretimin sosyal niteliğini bile neredeyse geri
plana iterek yabancılaşmayı artıran bir faktör olarak yaşanmaktadır.
Cumhuriyet Gazetesi ile Anadolu Ajansı ve Anka Ajansında ücret gibi ekonomik
haklar TGS tarafından imzalanan toplu iş sözleşmelerine göre belirleniyor.
Aynı durum, diğer kurumlar için geçerli değildir.
2001 yılı ocak-kasım dönemi enflasyon oranı yüzde 84,5'tir. Aralık ayında da
fiyatların yüzde 4-5 civarında aratacağı tahmini yapılıyor, buna göre yıllık
enflasyon en az yüzde 90 olarak gerçekleşecektir.
Buna göre, 2001 yılı itibariyle ücretlerimiz nominal olarak yüzde 90
erimiştir. 1999 sonu ve 2000 başından beri IMF'nin her teftişinde verilen
'başarılı' nitelendirmenin sonunda gelinen nokta budur. Ekonomide böylesi
bir krizi yaşatma becerisi gösterenler için 'başarı', bizim içinse sırf
2000 yılında yüzde 90 fakirleşmektir.
II- İş güvencesi istiyoruz
İşten çıkarmanın bu denli kitlesel boyutta yaşanmasının önemli bir nedeni
de, iş güvencemizin olmamasıdır. Bir yandan 212 sayılı kendi iş kanunu
mevzuatını iş yerlerinde etkin kılamazken, diğer yandan da iş güvencesi
mevzuatının olmamasının çelişkisini yaşıyoruz.
II.1- İş güvencesi tasarısı yasallaşmalıdır
Kapsamını işçi, işveren ve merkezi iktidar arasındaki ilişkilerin
belirlediği endüstri ilişkilerde, diğer sosyal alanlarda olduğu gibi
yıllardır çözümlenemeyen sorunlar birisi de iş güvencesidir. Özellikle toplu
iş sözleşmesinin etkin olmadığı sektörümüzde, iş güvencesinin olmadığının
her türlü örneği yaşanmaktadır. Mevcut mevzuata göre, yaşından, kaş yapısına
kadar her unsur, işten çıkarma gerekçesi olabilmektedir. Böylesi ilkel
mevzuat hükümlerine rağmen, krizlerin bu denli boyutta yaşanması, çeyrek
asırlık enflasyon mucizesi gibi bir başka mucize olsa gerek.
Çalışma hayatımızı düzenleyen mevzuatın yarattığı bu ortamın bir an önce
değiştirilmesini istiyoruz. İş güvencesiyle ilgili atılmak istenilen adım
da, tüm "cek'li, cak'lı..." demeçlere rağmen Bakanlar Kurulu'nda dahi imzalar yaklaşık iki yıldır tamamlanamamıştır.
Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu'nun (TİSK) son Genel Kurulu'nda
TİSK Başkanı Refik Baydur'un konuşmasıyla, niye imzaların tamamlanamadığını
öğrendik. Baydur, "İş güvencesi tasarısını 1,5 yıldır hükümette tutuyorum" diye açıklamıştır.
Başbakan Ecevit, Baydur'u yalanladı; ama niye tasarının Uluslararası Çalışma Örgütü standartlarında hazırlanarak, niye yasallaşmadığı konusunda da
açıklama yapmamıştır.
TİSK, MESS, TOBB gibi sermayedar örgütleri, bugünkü mevzuatın verdiği imkanı
bildikleri için, tasarıda 1475 sayılı iş yasasının 13'üncü maddesinin ilgili
paragrafının "bildirim sırasında işveren feshin sebeplerini açıkça belirtmek
zorundadır" değiştirilmesine ve 17'inci maddeye de "feshin haklı bir nedene
dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir" hükmüne cephesel tavır
almıştır. "Açıklama, neden gösterme ve ispat etme" hükümleri, sermayedarları
ayağa kaldırmıştır; bunları, "neden göstermek ve ispat etmek"ten korkutan
ne?
İş güvencesini istiyoruz!
II.2- 212'den 1475'e ve 1475'den de telife
212 sayılı Basın İş Kanunu, 1950'lerde yoğunlaşan mücadelenin sonucunda
oluşturulan mevzuat 1961'de yeniden düzenlenmiş ve çalışma hayatımızla
ilgili sektörümüze özel iş kanunu oluşturulmuştur. 1475 sayılı Genel İş
Kanunu'na göre farklılıkları da vardır.
Son yıllarda kadrolaşmada 212'den 1475'e doğru yoğun bir geçiş yaşanmış ve
günümüzde de 1475'den de telifli yani kadrosuz olmaya yönelik bir zorlama
yaşanmaktadır. Böylesi bir zorlama taşeronlaşmayla birlikte etkin
kılınmaktadır. Mevcut tekelci yapı da, bu tür yönelimlerin hızla yaygınlaşmasını sağlamaktadır.
Özellikle DBR Grubu dergilerinde böylesi bir eğilimin varlığı tespit
edilmiştir. Bugün grubun en önemli dergisinin künyesindeki ilk üç isim 212'
li olup, geriye kalan haber merkezi de dahil hepsi 1475'li olarak çalışmaktadır. Bu her yönüyle bir hak ihlali olup, bir de telifli çalışmamızın dayatılması ihlalin ötesinde hak gaspına dönüşmektedir.
II.3- Kıdem tazminatı gaspı
Kıyıma uğrayan her arkadaşımızın karşılaştığı bir sorun da almayı hak ettikleri özlük haklarıdır. Bunlardan en çok gasp edileni kıdem tazminatı; ya süresi tam olarak hesaplanmıyor, ya da mahkeme yoluyla almak gündeme geliyor. 212 sayılı Basın İş Kanunu'nun 6'ıncı maddesine göre kıdem tazminatı, her yıl için bir aylık yani 30 günlük ücret tutarıdır. Ücret, brüt olarak dikkate alınmaktadır.
Her konuda olabileceği gibi kıdem tazminatının toplu iş sözleşmesinin önemini vurgulamak açısından bir hatırlatma: Milliyet ve Hürriyet gazetelerinin son sözleşmelerinin 13'inci maddesinde, kıdem tazminatının belirlenmesi için yıllık esas alınacak ücret tutarı 50 günlük olarak hesaplanacağı belirtiliyor.
30 gün nere, 50 gün nere?
2001'de işten çıkarılan 4 bin 815 kişinin ihbar ve kıdem tazminatlarının mevcut mevzuata göre zamanında (ve ödemelerin aksaması halinde, gecikme faizi verilmesi hükmü, sadece güzel bir hukuki metindir) verilmediği de dikkate alındığında ortaya çıkan rakam hayli önemli bir yekün tutmaktadır.
II.4- Sosyal güvenliğe 1, faize 7 bütçesi
Kamu harcamalarından tasarruf denilince ilk akla gelen ücretlerin reel olarak düşürülmesi ve bir de refaha katkısı olan sosyal boyutlu harcamaların kısılması oluyor. Bugüne kadar kamu harcamalarının yapısına yönelik analiz yapılmayınca, bu tür önerilerle, çalışanlara fatura kesile gelmiştir. Hatta 1992 yılına kadar kendi kendisini finanse eden bir de artığı olan Sosyal Sigortalar Kurumu, bu tarihten itibaren açık vermiştir. Niye açık verdiğinden çok, bir kara delik tartışması öne çıkarılmıştır.
Sırf borç faizi olarak 39 katrilyon 518 trilyon liralık ödemenin yapıldığı, bu yılın ocak-kasım döneminde, tüm 65 milyonun sosyal güvenlik sistemine konsolide bütçeden yapılan destekleme ise 5 katrilyon 904 trilyon liradır. Bunun 981 trilyonu SSK, 1,7 katrilyonu Bağ-Kur, 2,9 katrilyonu Emekli Sandığı ve 283 trilyonu da İşsizlik Sigortası Fonu'na aittir. Bütçeden ana para borç taksitleri hariç faiz ödemeleri, sosyal güvenliğe yapılan destekten tam 6,7 misli daha fazladır. Faize yaklaşık 7 verilmesine ses çıkaramayanlar, sosyal güvenliğe 1 verilmesine karşı çıkmaları, neyin iktisadi politikalarını izlediklerini ortaya koyması bakımından hiç tereddüt bırakmamaktadır.
II.5- Çare: Toplu iş sözleşmesi
Çalışma koşulumuzun, bugünkü ortamda olmasının bizim açımızdan en önemli nedeni, iş hayatımızda sözleşmenin bireysel olarak yapılmasıdır. Bireysel sözleşmenin hiçbir güvencesi yoktur; patron, her zaman için sözleşme hükümlerini kendi lehine değiştirme imkanı vardır ve bunun da pek çok örneğini son bir yılda yaşadık.
Sorumlusu bizleriz!
Bireyselin karşıtı olan toplu iş sözleşmeyi, 1990'ların ilk yarısından önceki dönemde (1964 şubatından itibaren) olduğu gibi sektörümüze etkin kılıncaya kadar, bugünkü sorunları değişik oranlarda yaşamak zorunda kalacağız. Toplu iş sözleşmesini yapmanın tek koşulu var, o da sendikada örgütlenmektir.
Bunun için 1980'in ikinci ve 1990'ın birinci yarısında sektörümüzde Türkiye Gazeteciler Sendikası'nın kolayca nasıl tasfiye edildiğini tartışmak zorundayız.
III- Sektörümüzden
2001, istihdamdan ücretlerimize ve gazete tirajlarına kadar her alanda olumsuzlukların yaşandığı bir yıl olmuştur. Günlük yazılı medyada ve dağıtımda tekelleşmenin olmasıyla birlikte, gazete tirajlarındaki gerileme, tekelleşmenin diğer yüzünü de ortaya koyması bakımından dikkat çekicidir. Görsel medya için de frekans ihalesinin yapılmamasının kamu maliyesine bedelinin 750 trilyon lira olduğu ifade edilmiştir.
III. 1- İşsiz gazetecilere sarı basın kartı
Basın Kartı Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılması ve Bir Geçici Madde Eklenmesi Hakkında Yönetmelik'te yapılan değişikliğe göre, 212 sayılı Basın İş Yasası çerçevesinde çalışan gazeteciler, işsiz kaldıktan sonra, bir yıl süreyle sarı basın kartı taşıyabilecekler. İşten çıkarıldıktan sonra yönetmelikle öngörülen basın kartı taşıma süresi dolan gazetecilere, başvuru yaptıkları takdirde 31 Aralık 2002 tarihine kadar basın kartı verilecek.
2002 yılı içerisinde işsiz kalan gazeteciler de yönetmelikte öngörülen
taşıma sürelerinin bitiminden itibaren 1 yıl daha basın kartı sahibi
olabilecekler.
III. 2- Her 1000 kişiye ancak 42,1 gazete satılıyor
Sektörümüzde kitlesel işçi kıyımının yaşandığı 2001 yılında, dikkat çeken oranda tiraj kaybı da yaşanmıştır. Tiraj kaybı tekelci medyanın derdi değil ki, hiç gündeme dahi getirmiyor; haber vermek yerine 'haberden' etmeye devam ediyor.
Ocak ayında 3,7 milyona yaklaşan 19 günlük gazetenin toplam tirajı, gazete sayısının 25'e olarak dikkate alınması halinde bile 2,8 milyonun altında kalmıştır. Buna göre toplam tirajı, yüzde 24,1 oranında gerilemiştir. Dördüncü Kuvvet Medya'nın derlediği bilgilere göre, günlük ulusal gazetelerin tirajı dörtte bir oranında azalmıştır. Gazete tirajındaki bu gerilemeye karşın, Doğan Grubunun payı 6,8 puan artarak yüzde 51,6'ya yükselmiştir. Bu oran, Bilgin ve Çukurova gruplarının da dikkate alınması halinde yani üç grubun günlük ulusal gazetelerdeki payı yüzde 82'ye yaklaşıyor.
Birkaç gazete hariç, hemen hemen tüm gazetelerin tirajında ciddi gerileme yaşanmıştır. Hürriyet'te yüzde 33,7 olan tiraj kaybı, Sabah'ta yüzde 39,6, Akşam'da yüzde 44,9, Türkiye'de yüzde 65,4 olmuştur.
Öte yandan 1000 kişiye (2001 Yıllık Programında 2000 yılı nüfusu toplamı, 65 milyon 784 bin olup, 2001'de 66 milyon olduğu varsayımı) satılan gazete sayısı da 13,4 adetlik düşüşle 42,1'e inmiştir. Dünya Gazeteler Birliği'nin 2001 raporuna bu miktar, Norveç'te 719,7; Rusya'da 199,1; Malezya'da 130; İspanya'da 129,4 ve Filipinler'de 99,4. Bu raporda Türkiye'nin verisi de 76,9'dur (Okay Gönensin, Sabah, 16 Temmuz 2001).
Evet, Türkiye verileri Kamerun ve Kenya'dan çok iyidir. Kamerun'da 0,8 olan bin kişiye satılan gazete sayısı, Kenya'da 13'dür.
1000 kişiye satılan gazete sayısı azaldı
....................... 22-28 Ocak.............10-18 Aralık
Doğan Grubu payı ........44,8..........................51,6
Bilgin Grubu payı..........20,9...........................20,9
Çukurova Grubu payı .....13,1............................9,1
Üç grubun payı................78,8........................81,6
Gazete sayısı (adet)..... 19.............................25
Toplam tiraj ............3.661.735.................2.777.352
1000 kişiye düşen gazete ....55,5.................. 42,1
Hürriyet tirajı yüzde 33,7 düştü
Gazete...22-28 Ocak..0-18 Aralık..........Değişim(%)
Hürriyet.....640.080....424.505............... -33,7
Sabah...... 469.572... 283.574............... -39,6
Milliyet.... 336.862....311.120................ -0,8
Posta........392.808....393.033................. 0,1
Türkiye......353.046....122.274................ -65,4
Akşam........248.189....136.692.................-44,9
Zaman........189.250....232.059.................22,6
Takvim..... 160.831....165.479.................. 2,9
Yeni Şafak ..51.679....36.706....................-28,9
Cumhuriyet...45.333....36.719..................-19,0
Radikal..... 38.529....37.891................. -0,2
III.3- 2002'de yazılı medya patron cephesi
Türkiye günahıyla sevabıyla 2002'ye, işte bu günlük yazılı medya patron ve vekili durumdaki sorumluları ile giriyor. Bugüne kadar yaptıkları haberciliği, yeni yılda 'halkın haber alma hakkı ve yayma özgürlüğü'ne uygun hale getirmelerini ve görmeme sansürünü, görmeye çevirmelerini diliyoruz.
Gazete...................Grubu/sahibi...................Yayın Yönetmeni
Radikal Doğan/Aydın Doğan İsmet Berkan
Finansal Forum Doğan/Aydın Doğan Gökhan Çırnaz
Milliyet Doğan/Aydın Doğan Mehmet Y. Yılmaz
Hürriyet Doğan/Aydın Doğan Ertuğrul Özkök
Posta Doğan/M. Ali Yalçındağ Rifat Ababay
Star Star/Cem Uzan Fatih Çekirge
Sabah Medya/Dinç Bilgin Tayfun Devecioğlu
Akşam Çukurova/Mehmet B. Ergin Ali Genç
Güneş Çukurova'Mehmet B: Ergin Murat Büyükçelebi
Türkiye İhlas/Enver Ören Resul İzmirli
Zaman Ali Akbulut Ekrem Dumanlı
Yeni Şafak Ahmet Albayrak Selahattin Sadıkoğlu
Milli Gazete Hazım Oktay Başer
Cumhuriyet Vakıf adına İlhan Selçuk İbrahim Yıldız
Dünya Didem Demirkent Ersinan Osman S. Arolat
Evrensel Fevzi Saygılı İhsan Çaralan
III.4- RTÜK: "Devlet, görsel medya patronlarına 750 trilyon bağışladı"
Televizyon ve radyolara ceza yağdıran, bazılarına 1 yıla kadar varan kapatma cezaları vermeyi içine sindiren RTÜK Başkanı Nuri Kayış'ın kriz nedeniyle basın kuruluşların kapanmak zorunda kaldığına dikkat çekmesi, 2001'in garip çelişkilerinden birisidir: "Yerel basın çöktü. 250 radyo, televizyon ve gazete kapandı. Ekonomik kriz nedeniyle yayın kuruluşlarının reklam pastası 530 milyon dolardan 262 milyon dolara düştü. Bizim tespitlerimize göre kar eden televizyon yok" (Dünya, 26 Aralık 2001).
Anadolu medyasının çöktüğünü ve tekelleşmenin önlenmesi gerektiğini belirten Kayış, bugüne kadar frekans ihalesinin yapılamadığını ve bundan da devletin zarar ettiğini ifade etti: "1997 yılında yapmaya başladığımız frekans ihalesi, başbakanlığın talebi üzerine iptal edildi. Nisan 2001'de yapacağımız ihaleyi de, yargı kararı sonucunda ertelemek zorunda kaldık. İhalelerin yedi yıldır yapılamaması nedeniyle, devletin toplam kaybı 750 trilyon liradır."
III.5- Evrensel'e OHAL sansürü
Günlük gazetelerden 'Günlük Evrensel' Gazetesi, yıl içinde yayım hayatına başlamıştır. Yayımlanmasının hemen ertesinde, Olağanüstü Hal Bölgesi'ne girişi yasaklanmıştır. Gazete yetkililerinin ilgili mercilere başvurusu sonuçsuz kalmıştır. İstanbul'da ya da bir başka kentte satılan Evrensel'in OHAL bölgesinde örneğin Diyarbakır'da satılmasının yasaklanmasını bölgede izlenen bir sansür olarak nitelendiren Gazetenin Avukatı Kamil Tekin Sürek, şunu söyledi: "Bu durumla ilgili olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvurduk. Sonucu bekliyoruz."
V- Derneğimizden
ÇGD'ye Sertel ödülü
Sertel Gazetecilik Vakfı, Tan Gazetesi'nin faşistler tarafından kundaklanmasının 56'ıncı yılında 4 Aralık'ta İstanbul Basın Müzesi'nde düzenlediği törenle hem Sabiha-Zertel Sertel'i andı, hem de Sertel Gazetecilik Ödüllerini dağıttı. Sertel Gazetecilik Ödülleri, işsiz gazeteciler için yaptığı çalışmalar nedeniyle derneğimize; barışın ve basının özgürlüğü konusundaki yazılarından dolayı Cumhuriyet Gazetesi yazarı Aydın Engin'e ve Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Haber Ajansı'na verildi. Sertel Gazetecilik Vakfı Başkanı Doç. Dr. Yıldız Sertel, yaptığı konuşmada, "Barışı kazanalım" dedi. Derneğimizin ödülünü Genel Sekreterimiz Vedat Çuhadar aldı.
ÇGD Meclisi kararları
ÇGD Genel Başkanı, Genel Sekreteri ve Genel Yönetim Kurulu üyeleri, şube başkanları ve şube yönetim kurulları üyeleriyle, eski genel başkan ve genel sekreterlerin katıldığı ÇGD Meclisi, ilk toplantısını 9 Aralık 2001 tarihinde, Ankara'da yapmıştır. Meclis başkanlığını eski genel başkanlardan Ahmet Abakay'ın, başkan yardımcılığını İstanbul Şube Başkanı Barış Yarkadaş ve yazmanlığı Esat Kaplan'ın yaptığı ÇGD Meclisi'nin toplantısında, aşağıdaki kararlar alınmıştır:
1- ÇGD Genel Yönetim Kurulu ile Onur Kurulu arasında tartışmaya yol açan bazı üyelerin dernekten ihracı konusu, Meclis'te tartışıldı ve sorunun,
yasa ve tüzük çerçevesinde çözüleceği beklentisi dile getirildi.
2- ÇGD'nin önümüzdeki dönem üye yapısını gözden geçirmesi, üyelik bilgilerini güncelleştirerek 'etkin üye güçlü örgüt' çalışması yapmasına
karar verildi.
3- ÇGD'nin yurt çapında gazetecilerin etkin ve güçlü birlikteliğe kavuşabilmesi için çaba harcamasına, inisiyatif almasına karar verildi.
4- RTÜK yasa değişikliği konusunda, uluslar arası deneyimlerden de yararlanılarak alternatif bir belge hazırlanması kararlaştırıldı. Bu konudaki hazırlık çalışmaları ele alındı.
5- ÇGD'nin 2001 Gazetecilik Ödülleri için hazırlıklara başlanmasına karar verildi.
6- ÇGD şubeleri ve Genel Merkez arasında ilişkilerin daha etkin kılınmasına, bu çerçevede 24 Ocak'ta Eskişehir şubesinin etkinliklerine geniş katılım
sağlanmasına karar verildi.
7- Önümüzdeki dönemde 'medyada işsizlik', 'medya, savaş ve demokrasi' gibi
konuların diğer gazeteci örgütleriyle işbirliği içinde ele alınmasına karar
verildi.
ÇGD'den başarılı gazeteciler yarışması
Derneğimiz genel merkezinin düzenlediği, 'ÇGD Yılın Başarılı Gazeteciler Yarışması'na başvurular başladı. Yarışma, bu yılda 7 ayrı dalda yapılacaktır: Haber, araştırma-inceleme, röportaj, fotoğraf, radyo-tv haber ve programı ile yerel basın dallarında yarışmaya katılmak isteyenler 20 Ocak 2002'ye kadar derneğimizin genel merkezine başvurmaları gerekiyor.
V- Haberler
Chomsky de DGM sanığı
İstanbul DGM, ABD'nin dünyaca ünlü dilbilimcisi ve medya eleştirmeni Noam Chomsky'nin Amerikan Müdahaleciliği adlı kitabı hakkında bölücülük davası açtı. İstanbul DGM Savcısı Bekir Rayif Aldemir, Chomsky'nin Aram Yayınları'ndan eylül ayında çıkan kitabında bölücülük propogandası yapıldığını öne sürdü. Kitap, Chomsky'nin 4 Mart 2001'de Toledo Üniversitesi'nde verdiği konferanstaki konuşmasından oluşuyor.
Gazeteciler Lice'ye giremedi
Toprak Holding bankası Toprakbank'a, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından el konulan Halis Toprak'ın memleketi Diyarbakır Lice'deki yatırımların durumunu görmek için ilçeye giden gazeteciler, askeri yetkililerin izin vermemesi nedeniyle ilçeye girememiştir.
Olağanüstü Hal Bölgesi Valiliği'ne gerekli başvuruları yaptıklarını belirten
Milliyet Gazetesi muhabiri Nedim Şener, Anayasal haklarının askeri yetkililer tarafından engellendiğini yazdı (6 Aralık 2001). Kim olursa olsun Lice'de saat 17.00'den sonra çıkışın da kesinlikle yasak olduğunu belirtti.
G-9'dan Bakan Durmuş'a çağrı: Açıklayınız
Çağdaş Gazeteciler Derneği, Avrupa Gazeteciler Birliği Türkiye Temsilciliği, Diplomasi Muhabirleri Derneği, Ekonomi Muhabirleri Derneği, Foto Muhabirleri
Derneği, Parlamento Muhabirleri Derneği, Profesyonel Haber Kameramanları
Derneği, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Ankara Temsilciliği ve Türkiye Gazeteciler Sendikası, yaptığı ortak açıklamada, Sağlık Bakanı Osman Durmuş'u 'sarı zarf`' aldığını iddia ettiği gazetecileri açıklamaya çağırmıştır.
Bakan Durmuş'un, hakkındaki iddialara açıklık getirmek yerine, gazetecilik mesleğini hedef aldığı belirtilen açıklamada, şöyle denildi: Kimi yöneticilerin 'en iyi savunma saldırıdır' anlayışıyla hareket etmelerinin örnekleri geçmişte de görülmüştür. Ancak, Sayın Durmuş'un 'gazetecilere sarı zarflarla ödeme yapılmıştır' iddiası, gazetecilere yönelik bir suçlamadır. Bu suçlamanın açıklığa kavuşturulması zorunludur.
TGS'den kitap hazırlığı
Türkiye Gazeteciler Sendikası, günümüz koşullarını yazılı hale getirmek amacıyla işsiz, çalışan herkese çağrıda bulunarak, kitap hazırlığı içinde olduklarını ve belirledikleri soruların hepsinin ya da bir kısmınınyanıtlanmasını istedi. Geniş bilgiyi sendikanın sitesinden 'www.tgs.org.tr' edinmek mümkündür. Bazı sorular: Gazeteciliği seçme tercihiniz? İşe nerede başladınız? Hangi görevi üstlendiniz? Aldığınız görev sizin mi yoksa yöneticilerin mi tercihiydi? Hangi haberlere yoğunlaştınız? Meslekten ve meslektaşlardan beklentileriniz nelerdi? Neyle karşılaştınız? Hayal kırıklıklarınız nerede başladı ve nasıl sürdü? Meslekte, dönüm noktası olarak değerlendirdiğiniz olay neydi? Kaç kez işten çıkarıldınız? İşten çıkarma kararları size nasıl bildirildi? Çıkarıldığınız işyerinde işten çıkarılmanızda etken olan kişi/kişiler ile ilişkileriniz nasıl gelişti?
TGC'den İşsiz Gazeteciler Fonu
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), yılbaşında üyelerine vermeyi kararlaştırdığı 15 milyon liralık hediye çeklerinin 3 milyon lirasını işsiz gazeteciler fonuna aktarmayı kararlaştırdı.
VI- Tarihten
Basında 'bombalı sansür'
4 Aralık... 49 yıl önce Tan ve 49 yıl sonra Özgür Ülke gazeteleri sansürün kundaklanmasını ve bombalısını yaşadı.
Basın tarihinde 20'inci yüzyılın başında gazetecilere yönelik olarak başlayan saldırı, gazetelere yönelik olarak da yaşana geldi. Saldırılar, o basın kuruluşunun camı kırmak, bürosunu kundaklamak gibi hareketlerle sınırlı kalmadı. Kimi saldırılar, tümden basın kuruluşlarının varlığını hedef aldı.
4 Aralık 1945 tarihindeki Tan ve 3 Aralık 1993'te Özgür Ülke gazeteleri böylesi saldırılarla imha edilmek istendi.
Tan Gazetesi'ne saldırı
Yıl, 1945. İkinci Dünya Savaşının sonu ve Alman faşizmin hükmen yenildiği yıl. Savaşa fiilen katılmayan Türkiye'de çok partili rejime geçiş arayışı sürüyor. Tan Gazetesi 1935 ile 1945 yılları arasında günlük olarak yayımlandı. İkinci Dünya Savaşı döneminde savaşa karşı yayım politikasını esas aldı. Dönemin iktidarı tarafından kısa dönemli kapatmaları da yaşadı gazete. 4 Aralık 1945'deki faşistlerin saldırısına uğrayan gazete, yayım hayatına son vermek zorunda kaldı.
Sabiha Sertel'in kaleminden (Tan, 22 Şubat 1944): ...bugün insanlığın içinde bulunduğu çıkmaz, doğan, gelişen ve çelişkilerinin içinde parçalanan bir medeniyetin kendi koşulları içinde gelişme imkanlarını kaybetmesidir. Bugünün en önemli davası, yeni savaşların önüne geçmektir. Bu savaşları doğuran çelişkileri kaldırmak için sarf edilecek her emek, gelişmesini bitirmiş bir düzenden yenisine geçmeyi sağlayacaktır.
Öğrenebildiğimiz kadarıyla bugüne kadar İstanbul Cağaoğlu'ndaki gazete binasını yakanlar, hala yargılanmadı.
Bir itiraf, her şeyi ortaya koyuyor. 1945 yılında İstanbul Sıkıyönetim Savcısı Kazım Alöç, 12 Nisan 1967 tarihli Yeni Gazete'de yayımlanan 'ifşa ediyorum' başlıklı anılarında, olayın dönemin iktidardaki partisi CHP tarafından organize edildiğini kaleme alıyordu: "Tan Gazetesi'ni basan üniversitelilerin başında, şimdi (yani 1967'yi kastediyor) CHP milletvekillerinden ve eski bakanlardan Ali İhsan Göğüş vardı. Olaydan sonra İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde, Tan Basımevi'ni basanlara CHP müfettişi Alaettin Tiritoğlu, sigara ikram ediyor, hatırlarını soruyordu." Ayrıca saldırılar arasından bulunanlardan birisi de, dönemin CHP gençlik kolların aktif yöneticilerinden Orhan Birgit'ti... Tan'dan sonra, Yeni Dünya ile Fransızca La Turquie gazeteleri ardından Görüşler dergisi ve Berrak Kitabevi 'ne yöneldiler... Serteller Türkiye'yi terk etmek zorunda kaldı... Tan ve Vatan gazeteleri, demokrasi sözünü dillerine dolamış... Demokrasi isteyenlere, diktatörlüğün yayın organı Ulus ile yan destek atışları yapan Cumhuriyet ve Vakit gazeteleri yanıt yetiştiriyordu. (Ahmet Kahraman, Cici Basının Sefalet ve Rezaleti, 1996, sayfa 198-199).
Tan Gazetesi'nin sahibi Sabiha ve Zekeriye Sertel'in kızı Doç. Dr. Yıldız Sertel, o günleri şöyle özetliyor (Cumhuriyet, 4 Aralık 2001):
Tan Gazetesi, 4 Aralık 1945 tarihinde 'komünist' yayın yaptığı savıyla faşistlerin saldırısına uğruyordu... Gazetenin yaktırılmasının bir nedeni de, faşizmin kurma istediği dünya imparatorluğuna karşı çıkması, kanlı bir savaşın sonunda insancıl bir düzenin kurulmasını istemesiydi. Barışçı bir dünya, insancıl bir düzen bugünün de özlemi.
Özgür Ülke Gazetesi'ne bomba
Tan Gazetesi'ne faşistlerin saldırısından tam 49 yıl sonra 4 Aralık 1994'de Özgür Ülke Gazetesi'nin İstanbul Cağaoğlu'ndaki merkez bürosu ile teknik hazırlıkların yapıldığı Kadırga'daki işyeri ve Ankara Temsilciliği'nde aynı
anda üç ayrı bomba patlatıldı.
Gazete çalışanlarından Ersin Yıldız öldü ve 19 kişi yaralandı. Başbakan Tansu Çiller'in 30 Kasım 1994 tarihli genelgesinde, gazetenin isminin geçmesi ve "gereğini rica" etmesi her şeyi ortaya koyan bir belge olarak değerlendirilmiştir.
Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi, genelgeyi imzalayan Çiller'e atıfta bulunarak, şu tespitte bulunmuştur: "Gazete idaresini bombalatan hanım mı, özgürlükten yana olacaktır?" (Tempo, 1996, 50. sayı).
Ayrıca gazetenin bombalanmasıyla ilgili olarak dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Necdet Menzir, dönemin Emniyet Müdürü Mehmet Ağar'a, "Adamlarını benim sorumluluk alanımda kullanma" demiştir (Radikal, 18 Kasım 1996). Menzir'in bu demeci üzerine gazetenin Avukatı Osman Ergin, daha sonra yaptığı bir açıklamada, şunları söylemiştir: "Dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Necdet Menzir, Radikal'de yer alan bir haberde bombalamayı 'devlet adına hareket eden kişilerce' yapılmış olabileceği yönündeki sözlerine açıklık getirmesi gerekiyor" (Radikal, 18 Aralık 1997).
Bu ve benzer açıklamalara rağmen, Özgür Ülke'nin bombalanması ve bir kişinin ölmesi dosyası da, bugüne kadar fail-i meçhul kalan dosyalar arasında yerini aldı.
Ek
İşten çıkarmalar
2001 yılında edindiğimiz bilgilere göre, 194'ü aralık ayında olmak üzere toplam 4 bin 815 basın emekçisi arkadaşımız işten çıkarılmıştır.
Doğan Grubu elektronik, yazılı ve görsel: Toplam 786.
- Hürriyet, 30; Hürriyet İstanbul, 25; Hürriyetim internetim, 20; Hürriyet
dergiler, 277.
- CNNTürk, 120.
- E-kolay.net, 37.
- Kanal D, 27.
- Milliyet, 66; Milliyet ekler, 105; Milliyet İstanbul, 55.
- Radikal, 21.
- Finansel Forum, 3.
Medya Holding Grubu elektronik, yazılı ve görsel: Toplam 1.626.
- Sabah Gazetesi, 1.001 ; Ege eki, 150; Başkent eki, 12.
- Turkport 70.
- Atv, 48; Atv Avrupa, 14; Atv Diyarbakır, 4.
- Yeni Asır, 75.
- Medya grubu diğerleri, 85.
- Yeni Binyıl, 104.
- Takvim, 27.
- Aktüel, 1.
- Sabah Haber Ajansı, 23.
- Power, 2.
İhlas yazılı ve görsel: Toplam 307.
- Türkiye, 100.
- TGRT, Ankara 40; İstanbul 17.
- İHA, 150.
Doğuş Grubu elektronik, yazılı ve görsel: Toplam 332.
- Ixir, 150.
- CNBC, NTV ve dergiler, 181.
- NTV Radyo, 1.
Uzan Grubu elektronik, görsel ve yazılı: Toplam 549.
- Star tv ve gazete, 205.
- Star com.tr, 54.
- Netbul 140.
- Star Digital, 150.
Çukurova Grubu: Toplam 253.
- Akşam 251.
- Platin 2.
Diğerleri: Toplam 962.
- Dünya Yayın Grubu 195.
- Karacan grubu, 80.
- Kanal7, 150.
- BRT, 60.
- Nokta Yayınları, 40.
- Bursa Olay Tv, 85.
- Mecidal Channel, 55.
- Yeni Şafak, 50.
- Bursa Hakimiyet Gazetesi 40.
- Cumhuriyet, 15.
- Evrensel, 2.
- T. Daily News 1.
- Coliseum Life 8.
- Haber Gazetesi 17.
- AsTv, 37.
- Ege Tv, 2.
- Yeni Tv, 21.
- Tv8, 59.
- Barometre, 10.
- Mynet.com, 6.
- Gazetelerin Akdeniz ekleri 26.