Sesli ve görüntülü medyada genellikle biliminsanlarının, uzmanların, gazetecilerin ve yurttaşların görüşleri yer alırken, yazılı medyada, karar mekanizmalarını işleten kişilerle yapılmış röportajlar yayınlanıyor.
Türkiye'yi yakından tanıyan gazeteciler ve uzmanlar, Türkiye'nin üyeliğe kabul şartlarını yerine getirip getirmediğini, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) bazı maddelerini, zina yasasına ilişkin tepkileri tartışıyorlar.
Halkın Türkiye'ye bakışı ise, genellikle olumsuz. Sokak röportajlarının çoğunda, Türkiye'nin üyeliği halinde Avrupa'da işsizliğin iki katına çıkacağı, Türklerin Avrupalı kabul edilemeyeceği, Müslüman bir ülkenin üyeliğinin Avrupa'da kaos yaratacağı görüşleri yansıyor.
Türkiye'de bulunmuş ya da Türkiye hakkında bilgi sahibi olanlar ise, üyeliğin AB'ye ekonomik katkı sağlayacağı görüşündeler. Ancak, bu kişilerin sayısı, İsveç nüfusuna oranla çok çok az.
Barroso: Alternatif üyelik sözkonusu olamaz
İsveç'in en yüksek tirajlı günlük gazetesi Dagens Nyheter (DN), Türkiye'nin AB'ye üyelik başvurusuna ilişkin AB Komisyonu yeni Başkanı José Manuel Barroso ile yapılmış bir röportajı, manşetten, tam sayfa yayınladı.
Danimarka gazeteleri Politiken ve Finlandiya gazetesi Helsingin Sanomat da Barroso ile yapılmış röportajlarla ilk haber olarak geniş yer verdi.
Barroso, gazetecilerle yaptığı görüşmelerde, Türkiye'deki zina yasasına ilişkin tartışmaların Brüksel'den çok yakından takip edildiğini hatırlatıyor, "Türkiye, AB üyeliğine hazır mıdır?" sorusuna da net bir yanıt veriyor:
"Eğer Türkiye AB üyelik koşullarını yerine getirmişse, bizim üyelik çalışmalarını başlatmaktan başka bir seçeneğimiz olamaz. Bizim görevimiz, Türkiye'nin tam üyeliği sürecini başlatmaktır. Alternatif üyelik ya da B üyeliği ya da bir başka hukuki formda üyelik gibi seçenekler, düşünülemez."
"Türkiye'yi kabul et Avrupa"
Expressen gazetesinin ikinci sayfasında da bu hafta içinde "Türkiye'yi Kabul Et Avrupa" başlıklı bir makale yayınlandı.
Gazeteci Anna Dahlberg imzalı yazıda, Türkiye'nin "pratikte olmasa da teoride" AB üyeliği koşullarını yerine getirmek için yoğun çaba sarf ettiği, güçlü reformlar gerçekleştirdiği belirtiliyor. Gerçekleştirilen reformlara örnek olarak da, "Türkiye resmi siyasetinin, Kürtleri ayrı bir halk topluluğu olarak kabul etmesini" gösteriyor. Yazıda, "Artık durum düzelmeye başladı. Bölgede, pratikte uygulanabilir çalışmalar yürütülüyor" deniyor.
Günlük gazeteler Aftonbladet ve Svenska Dagbladet'te de Türkiye'nin üyeliğine ilişkin kısa sokak röportajları yer alıyor; uzman görüşleri yayınlanıyor. Her iki gazetede de olumlu ve olumsuz görüşlere yer veriliyor.
Metro'da bedava dağıtılan ve her gün yaklaşık 1 milyon okuyucuya ulaşan Metro gazetesinde de, Türkiye'nin AB'ye başvurusu ve bu süreçteki görüşmelerine ilişkin kronolojik bilgiler içeren bir çalışma yayınlandı. (BB)