BİA Ekim-Kasım-Aralık 2013 Medya Gözlem Raporu:
“Basın özgürlüğü tepetaklak!”
Haberciler, gazetecilik örgütleri ve hak savunucularının onca çağrısına rağmen, Gezi eylemleri sırasında başta İstanbul ve Ankara olmak üzere birçok kentte 150’yi aşkın medya temsilcisine saldıran polisler altı aydır yargılanmadı.
Gezi eylemlerinin başladığı 27 Mayıs’tan 30 Eylül’e kadar 153 gazeteci haber peşinde koşarken yaralanmış, en az 39’u gözaltına alınmıştı.
Buna karşın eylemleri görüntülerken gözaltına alınan gazetecilere (Fransız gazetecilik öğrencisi Lorreine Klein ve İtalyan fotoğrafçı Mattia Cacciatori gibi) yasadışı eyleme katılmak veya polise direnmekten ilk davalar açılmaya başlandı bile. Savcılar, hükümetin uluslararası komplo olarak gördüğü olaylarla ilgili düzenledikleri iddianamelerde uluslararası medya kuruluşları olayları çarpıtmakla suçlandılar.
Baskıcı yasaları istikrasızlık eklendi
BİA Ekim-Kasım-Aralık 2013 Medya Gözlem Raporu, basın ve ifade özgürlüğünün hükümet ve devlet içi çatışmanın belirginleştiği bir dönemde ne denli zemin kaybedebileceğini de gözler önüne seriyor.
Bu süreçte, akreditasyon daha güçlü bir silaha dönüşüyor; haberler “ihanet” ve “savaş ilanı” olarak görülebiliyor ve yargısal baskıya konu olabiliyor.
Medya yapıları, AK Parti-Fethullah Gülen Cemaati arasındaki gerginliğin bir sonucu olarak politik kanaatler üzerinden birbirlerini acımasızca hedef aldılar. İktidarı eleştiren Cumhuriyetçi/laik yazarlardan sonra şimdi de medyada AKP/Cemaat ayrışmasıyla gazeteciler işten atılıyor. Başbakan Erdoğan, Hükümet yetkilileri ve sözcüleri, son olarak da Gülen cemaatine yakın Zaman, Today’s Zaman ve Bugün gazetelerini hedef aldılar.
AKP-Cemaat gerginliği, sadece Avrupa Birliği reformlarını değil, Kürt Sorunu gibi iç barışı, basın ve iletişim özgürlüğü gibi birçok temel sosyal sorunların ötelemeye yol açabilir.
Gazetecilere tanınan hakları birçok yönden ihlal edilmeye devam ediyor: Yasadışı telefon dinlemelere neden olan kamu görevlileri yargılanamazken gazetecilik iddianamelerde hala suç olarak tarif ediliyor. Devlet Sırrı, Kişisel Verilerin Korunması yasal olarak bile tanınmazken Haber Kaynaklarının Gizliliği hakkı sadece kağıt üzerinde kalıyor; 301. madde hala yürürlükte.
Gezi eylemlerinde sokakların hedefinde olan Başbakan Erdoğan, avukatları aracılığıyla sosyal medya kullanıcılarını, gazetecileri ve eleştiri sahiplerini yargılatmaya devam ediyor.
Cezalar
Geçen üç ayda mahkemeler, 4’ü gazeteci toplam 13 kişi hakkında, TCK'nın "terör"le ilgili maddelerinden ve TMK'dan iki müebbet hapis, bin 609 yıl 4 ay hapis cezası ve 2 milyon 526 bin 640 TL de para cezası verdi.
Medya Gözlem’den başlıklar
BİA Medya Gözlem raporunda 'öldürülen gazeteciler', 'hapisteki gazeteciler', 'saldırı, tehdit ve engellemeler', 'soruşturmalar, açılan-süren davalar, kararlar', 'TCK 285-288', 'hakaret, kişilik hakları ve tazminat davaları', ‘muzır kurulu kararları’, ''yasaklamalar, kapatmalar, toplatmalar', 'AİHM', 'RTÜK' ve Gezi Direnişi bölümleri yer alıyor.
Hapis Gazeteciler: Çoğu Kürt medyasından
Üç ay boyunca gazeteciler hakkında TCK ile TMK birlikte uygulanmak suretiyle soruşturmalar ve tutuklamalar sürdü. Yargılamalarda gazeteci ve dağıtımcı / medya çalışanlarına yönelik gazetecilik yoluyla "silahlı örgüt üyesi olmak", "örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek" ve / veya "örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek, "örgüt kurmak, sevk ve idare etmek" suçlamaları devam etti.
59 gazeteci ve 23 dağıtımcı 2014’e cezaevinde girdi. Gazetecilerin 56’sı ve dağıtımcıların tamamı Terörle Mücadele Kanunu (TMK) ve Türk Ceza Kanunu (TCK) kapsamında “örgüt” bağlantılı olarak hapiste bulunuyor. 59 gazeteciden 34’ü ve 23 dağıtımcıdan tümü Kürt medyasını temsil ediyor. Geçen yıl aynı dönemde 68 gazeteci ve 27 dağıtımcı/medya çalışanı cezaevindeydi.
59 gazeteciden de 34’ü 'Kürdistan Topluluklar Birliği-Türkiye' (KCK), 'PKK' ve 'DYG'; 9’u 'Devrimci Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi' (DHKP-C); altısı 'Ergenekon'; dördü 'Marksist Leninist Komünist Partisi' (MLKP); biri 'Direniş Hareketi', biri ise İBDA-C davalarından hapiste. İki gazetecinin örgütü bilinmiyor. İki gazeteci Gezi Direnişi operasyonları ile bir gazeteci de “casusluk” iddiasıyla hapiste.
59 gazeteciden 25’i hükümlü, 24’ünün davası sürüyor. 10’u ise 31 Aralık itibarıyla henüz iddianameleri açıklanmadığı için, ne tür iddialarla hapiste tutulduklarını net olarak bilmeden ilk duruşma gününü bekliyor. Çoğu toplum eylemleri izlerken dokuz haberci gözaltına alındı.
Kürt politikacıların davaları
Çeşitli savcılıklarca Barış ve Demokrasi Partisi'nin (BDP) vekilleri ve bağımsız vekiller hakkında Ekim-Aralık 2013’te üç fezleke düzenlendi.
Saldırı, tehdit, engellemeler
Ekim-Aralık 2013 döneminde gazetecilere, medya çalışanlarına, bir gazete ve iki İnternet sitesine yönelik en az 27 fiili saldırı, 12 sözlü saldırı veya tehdit yaşandı. 3 gazete tehdit edildi; 12 sansür olayı meydana geldi. 2012’in tamamında saldırı sayısı 46 idi.
“Hakaret”ten
Mahkemeler Ekim-Aralık 2013’te bir gazeteciye ertelemeli 1 yıl 2 ay 17 gün hapis cezası ve mahkumiyet sürecince de adli kontrole mahkum etti.
Başbakan Erdoğan'a hakaret ettiği ve kişilik haklarına saldırdığı gerekçesiyle bir gazete (Birgün) 10 bin TL tazminata mahkum oldu; 3 gazeteciyle ilgili ceza veya tazminat istemiyle yeni şikayet yapıldı.
Kapatmalar, toplatmalar!
Ekim-Aralık 2013 döneminde altı İnternet sitesi, Twitter veya Facebook yasağı, üç akreditasyon yasağı vardı. Gazetecilere Emniyet müdürlüklerine giriş yasağı getirildi; iki akademisyen sansüre uğradı; haberciler Marmaray Metroya sokulmadı; bir gazete afişi söküldü; Hollandalı bir habercinin Türkiye’ye girişine zorluk getirildi; Kürtçe afişten bir belediye yetkilisi ihraç edildi; bir konser iptal edildi; Başbakan’ın “Kürdistan” ifadesi TRT’de “Kürt Bölgesi” oluverdi; Gazete yazarların telefonları yargıç-polis koordineli dinliyor.
AİHM cezaları fırladı!
Son üç ayda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Türkiye’yi Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ifade özgürlüğü hakkını düzenleyen 10. maddesini ihlal ettiği ve bu dosyalarda adil yargılama yapmadığı tespitiyle 24 kişi ve 2 yayın kuruluşuna toplam 113 bin 885 Avro (yaklaşık 307 bin 424 TL) maddi ve manevi tazminat ödemeye mahkum etti.
Bu ceza, tüm bir 2012 yılı için 78 bin 581 euro (yaklaşık 184 bin TL), 2011 yılı için de yaklaşık 105 bin TL idi.
RTÜK
Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Ekim-Aralık 2013 döneminde haber ve program yayınlarından dolayı TV kuruluşlarına 31 uyarı, 24 para cezası; radyo kuruluşlarına da 1 uyarı, 5 para cezası verdi. (EÖ)