Kürdistan Topluluklar Birliği (KCK) operasyonları kapsamında gazetecilerin gözaltına alınması üzerine Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) ve basın meslek örgütlerinden tepkiler geliyor.
Basın Enstitüsü Derneği adına yapılan açıklamada "Tutuklu gazeteci sayısında azalma beklerken yeni tutuklama olasılığında bu sayının artması derin endişe yaratmaktadır." dendi. Gözaltına alınan gazetecilerin bırakılması ve yargılamaların tutuklanmadan yapılması için yetkililere çağrı yapıldı.
Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu (TGDP) açıklamasında Terörle Mücadele Yasası'nın iptali istendi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Kürt basınına yönelik topyekün gözaltı saldırısının ve Terörle Mücadele Yasası (TMY) terörünün doğrudan basın özgürlüğüne, düşünce ve ifade özgürlüğüne yönelik bir müdahale olarak görüyor ve protesto ediyoruz.
"Bugünkü tarih itibariyle Türkiye cezaevlerinde yarıdan fazlası Kürt basınından olmak üzere 66 gazeteci tutuklu bulunmaktadır ve bu sayıyla Türkiye, dünya birincisi konumunu sürdürüyor. Yeni tutuklamalarla tutuklu gazeteci sayısının daha da artacağı endişesini taşıyoruz. Tüm basın özgürlüğü, insan hakları savunucularına, basın meslek örgütlerine daha fazla duyarlılığa, demokratik tepkilerini artırmaya çağırıyoruz."
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) yönetim kurulu ise yaptığı açıklamada "Türkiye basın özgürlüğü, düşünce ve ifade özgürlüğü açısından çağdaş demokrasilerde rastlanmayan bir korkutma, sindirme dönemine girmiştir. İktidara muhalif gazete ve yazarlara, sosyalist basına ağır baskılar uygulanmaktadır. Sansür ve oto sansür gazetecilerin ayrılmaz bir parçası haline getirilmek istenmektedir. İktidar yetkililerinin inkarları cezaevlerinde 60'ı aşkın gazeteci bulunması gerçeğini değiştirmekten uzaktır. TGC olarak iktidar ve muhalefetin salt gazeteciliğin gelişebilmesi için ceza yasası ve terörle mücadele yasasının 6 ve 7 maddelerinin değiştirilmesi yolunda ivedi çaba göstermeye çağırıyoruz" denildi.
BDP'den ise basın özgürlüğüne inanan herkesi basına yönelik baskılara, tutuklamalara ve haber alma özgürlüğüne vurulan bu darbelere tutum almaya çağırdı. Açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
"AKP zihniyetinin yaygın medyayı ele geçirmesi, ele geçiremediklerine de 'ayar' çekmesi yetmedi. Ele geçiremeyeceği, ayar çekemeyeceği basını da basarak, makinelerine, haber malzemelerine el koyarak ve gazetecilerini tutuklayarak susturmaya çalışıyor.
"Basın özgürlüğü konusunda karnesi kırıklarla dolu olan, uluslar arası basın kurumları tarafından 'alarm verici' olarak tanımlanan, gazetecilere 'bezdirme' ve 'hapse atma' politikası izlendiği söylenen Türkiye, AKP'nin özgür basına yönelik son icraatıyla, basın özgürlüğünde dünya sıralamasında daha da alt sıralara düşecektir.
"Başka ülkelerin özgürlüklerini ölçmeye, liderlerinin demokratlığını sorgulamaya kalkışan Başbakan, önce 'Türkiye'de hukuk var mı, Türkiye'de basın özgürlüğü var mı' sorularına yanıt vermelidir."
Türkiye'de bugün 25 gazetecinin gözaltına alınması konusunda kaygılarını belirten Sınır Tanımayan Gazeteciler'in açıklamasında "Kürt sorunu, terörle mücadele bahanesiyle muhalif görüşleri bastırarak çözülemez. Yetkililer, gazeteciliği -siyasi bağı olsa bile- suç haline getirmeye çalışmaya son vermeli" denildi. (ÇT)