Avrupa Parlamentosu'nun (AP), Türkiye ile üyelik sürecinin başladığı 1999 yılından bu yana yayınladığı en sert Türkiye raporuna Başbakan Tayyip Erdoğan'dan tartışılacak sözler geldi.
Balyoz ve Ergenekon sürecinde ilerleme olmaması, gazetecilerin tutuklanması, Hrant Dink cinayetinin aydınlatılmaması, basın özgürlüğü, uzun tutukluluk süresi gibi konularda sert eleştirilerde bulunulan raporda polis ve yargı tacizine maruz kalan Nedim Şener, Ahmet Şık ve diğer gazetecilerin davalarının yakından izleneceği belirtilmişti.
15 yıldır bugünkü gibi "bildiklerini okuyorlar"
Türkiye Yayıncılar Birliği Yayınlama Özgürlüğü Komitesi Başkanı Ragıp Zarakolu, Tayyip Erdoğan'ın "AP rapor hazırlar, biz bildiğimizi okuruz" yönündeki açıklaması hakkında bu tavrın yeni bir tavır olmadığı değerlendirmesini yapıyor.
Hapiste olan, yargılanan yazarlarla ilgili olarak 15 yıldır rapor hazırladığını söyleyen Zarakolu, önceki hükümetlerin de bildiklerini okuduklarını, dolayısıyla özgürlükler çerçevesinde değişim ve farklılık yarattığını iddia eden AKP hükümetinin bir farkı olmadığını vurguluyor.
AB'ye üyelik için Türkiye'nin başvurduğunu ve bu raporların Türkiye için hazırlandığına dikkat çeken Zarakolu, Türkiye'nin de taraf olduğu evrensel sözleşmeleri esasa alarak düşünce özgürlüğünün kusursuz hale gelmesini istediklerini ama herkesin yine bildiğini okuduğunu sözlerine ekliyor.
"12 Eylül 'hukuk'undan bile daha tehlikeli"
AP raporu hakkında "dengesiz" değerlendirmesini yapan Erdoğan'ın tutumu hakkında, yazdığı "KCK Dosyası/Küresel Devlet ve Devletsiz Kürtler" adlı kitabı nedeniyle hapis cezası alan Mehmet Güler, bianet'e konuştu. Erdoğan'ın, "kitaplar yargılanmıyor" diye çok açık bir söylemi olduğunu hatırlatan Güler, AP'nin 9 Mart'ta raporu yayınladığını, 10 Mart'ta da savcının kitabın "düşünce özgürlüğü" kapsamında değerlendirilebileceğini söylemesine rağmen ceza aldığını söylüyor.
Hükümetin geçmişten bugüne söylem ile etkinliği arasında böyle bir denge kurduğunu düşünen Mehmet Güler, hükümetin olumsuzlukları sahiplenmeyerek bunların kendileri dışında seyrettiği mesajını verdiği görüşünde.
Sınırları, ölçüleri belli olmayan bir sürece girdiğimizi söyleyen Güler, herkesin, her zaman, her tür mantıksız gerekçeyle yargılanabileceği bir sürece girdiğimizi söylüyor ve ekliyor: "Bu sanırım 12 Eylül 'hukuk'undan bile daha tehlikeli. Bu noktada basına ve duyarlı insanlara çok büyük görev düşüyor. Artık gerekirse 'çığlık atarak' yaşanan süreçle ilgili insanları bilgilendirmek gerekiyor."
"Dengeli değiller"
Avrupa Parlamentosu'nun Türkiye raporunu onaylamasının üzerine açıklama yapan Erdoğan, raporu hazırlayanları Türkiye'yi ve gerçekleri bilmemekle suçlamıştıı. Raporu hazırlayanları dengeli bulmadığını söyleyen Başbakan, "Türkiye'de basın mensubu olup da içeride olanların sayısı 27 ve bunlardan hiçbirisi yazdıkları ve haberleri nedeniyle değil, terör örgütleriyle ilişkileri ve hükümeti yıkmaya yönelik attıkları adımlar nedeniyle içeriye girmişlerdir" dedi.
AP raporunun adil ve objektif bir rapor olmadığını söyleyen Erdoğan, "herhangi bir adım atmamıza gerek yok, onlar rapor hazırlamakla biz de bildiğimizi okumakla görevliyiz" dedi.