Basın örgütleri Charlie Hebdo’nun karikatürlerini yayınlayan Cumhuriyet Gazetesi’nin dağıtımının polis tarafından engellenme girişimine, Ankara'da Fox Tv'nin canlı yayın aracı taşlı saldırıya uğraması ve Milliyet Gazetesi yazarı Mehveş Evin'in Charlie Hebdo katliamıyla ilgili yazısını yayınlamamasına tepki gösterdi.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) “Demokratik ülkelerde gazeteler dağıtılmadan polis tarafından kontrol edilemez” derken Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) “Cumhuriyet Gazetesi’nin yanındayız” açıklaması yaptı.
DİSK Basın İş açıklamasında “Sansür kabul edilemez, bası ve ifade özgürlüğü için mücadele edeceğiz” ifadesi öne çıkarken Basın Konseyi “Basım yayım güvenliğinin tüm medya için sağlanmasını acilen istiyor, bütün kesimleri sağduyuya davet ediyoruz” dedi.
G-9 Gazeteciler Platformu da Cumhuriyet Gazetesi'nin dağıtımının engellenmesi girişimini kınayarak "Gazetelere basılmadan, dağıtılmadan önce müdahale edilen rejimlerin adı demokrasi değildir" dedi.
TGC: Anayasaya aykırı
TGC’den yapılan açıklamada “Polisin Cumhuriyet Gazetesi’ne yönelik sansür girişimini kınıyoruz. Bu uygulamanın Anayasa’ya ve Basın Kanunu’na aykırı olduğunu hatırlatıyoruz” dendi.
“Cumhuriyet Gazetesi’nin dağıtımının engellenmeye çalışılması sansür girişimidir. Halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkına müdahale edilmiştir. Bu girişim Anayasa’ya ve Basın Kanunu’nun 25. Maddesine aykırıdır. Basın Kanunu’nun 25. Maddesine göre ‘Soruşturma için sübut vasıtası olarak her türlü basılmış eserin en fazla üç adedine Cumhuriyet savcısı, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kolluk el koyabilir’ denilmektedir.”
TGS: Bu nasıl bir özgürlük?
TGS Genel Başkanı Uğur Güç tarafından yapılan açıklamada Cumhuriyet Gazetesi’nin dağıtımının polis tarafından engellenme girişimini sansür ve basın özgürlüğüne müdahale olarak nitelendirildi.
“Polisin Cumhuriyet gazetesinin basıldığı matbaa çıkışında mahkeme kararı olmadan dağıtım kamyonlarını durdurması, ekiplerin Cumhuriyet gazetesinin yayımladığı içeriği kontrol etmesi, savcılığı arayarak içerik hakkında bilgi vermesi sansürdür; Anayasa'nın 28., 29. ve 30. maddelerinin ihlalidir, suçtur. ”
Milliyet gazetesi yazarı Mehveş Evin'in Charlie Hebdo hakkında yazdığı yazının yayımlanmadığına da dikkat çeken Güç, “İktidarın basın özgürlüğü anlayışını biz anlayamıyoruz. Her fırsatta 'Dünyanın en özgür basını Türkiye'de' diyorlar. Ama polis elinde mahkeme kararı olmadan matbaadan çıkan kamyonları durduruyor, gazetenin dağıtımını engellemeye kalkıyor, köşe yazıları sansürleniyor, Anayasa hiçe sayılıyor, yayın yasaklarıyla halkın haber alma hakkı fütursuzca engelleniyor. Bunun nasıl bir özgürlük olduğunu anlayamıyoruz” dedi.
Disk Basın İş: Baskına yönelik baskılara son
Disk Basın İş, Charlie Hebdo saldırısının ardından Türkiye’deki mizah dergileri ve karikatüristlere tehdit edildiğini, gazetecilerin sessiz yürüyüşünün iki kişinin fiziksel saldırısına uğradığını, Cumhuriyet Gazetesi’ne uygulanan baskı ve tehditleri, Foc TV aracına saldırıyı ve Milliyet Gazetesi’nin Mehveş Evin’in yazısını yayınlamadığını sıraladı.
“ Paris'teki korkunç olayın ardından yaptığımız açıklamada katilleri Sivas katliamından, Turan Dursun, Konca Kiriş, Musa Anter, Hrant Dink gibi cinayetlerden tanıdığımızı söylemiş ve ‘Fransa'da öldürülen gazetecilerin adları, çeşitli ülkelerde, failleri belli olan ama yargılanmayan cinayetlere kurban giden onurlu gazetecilerin arasına yazılacaktır’ demiştik. Aynı açıklamada bu olayın Avrupa'da Müslümanlara yönelik baskıların artmasından ve ifade özgürlüğünü kısıtlamaya yönelik adımlar atılmasından duyduğumuz endişeyi dile getirmiştik.
“Ne yazık ki endişelerimiz gerçekleşiyor. Art arda gelişen son olayları Türkiye'de basın ve ifade özgürlüğüne yönelik tehditlerin vahim boyuta dönüştüğünün göstergesi olarak görüyoruz.
“Bir kez daha tüm topluma ve gazetecilere haber alma hakkına sahip çıkmaya, iktidara basına yönelik baskılara son verme çağrısında bulunuyoruz.”
Basın Konseyi: Sağduyu
Basın Konseyi “Cumhuriyet Gazetesi'ndeki karikatürlü yayından sonra yaşanan olayları, Ankara'da FOX Tv'nin canlı yayın aracına yönelik taşlı saldırı girişimini, ‘vahim’ gelişmeler olarak endişeyle izlemekteyiz” dedi.
“Özellikle, ‘düşünce ve basın özgürlüğü’ konusunda kamuoyunca bilinen duyarlılığımız ışığında, Cumhuriyet Gazetesi'ne yapılan tüm olumsuz baskıların ivedilikle ortadan kaldırılmasını bekliyoruz.
“Bu arada basım yayım güvenliğinin tüm medya için sağlanmasını acilen istiyor, bütün kesimleri sağduyuya davet ediyoruz.”
Cumhuriyet'e yapılan polis baskınını CHP İstanbul Milletbvekili Umut Oran da yazılı soru önergesiyle Başbakan Ahmet Davutoğlu'na sormuştu.
G-9 Gazeteciler Platformu: Bu demokrasi değildir
Avrupa Gazeteciler Birliği Türkiye Temsilciliği, Basın Yayın ve İletişim Emekçileri Sendikası, Çağdaş Gazeteciler Derneği, Diplomasi Muhabirleri Derneği, Ekonomi Muhabirleri Derneği, Parlamento Muhabirleri Derneği, Profesyonel Haber Kameramanları Derneği, Turizm ve Çevre Gazetecileri Derneği, Türkiye Basın Yayın ve Matbaa Çalışanları Sendikası, Türkiye Foto Muhabirleri Derneği, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Ankara Temsilciliği, Türkiye Gazeteciler Sendikası'nın oluşturduğu platform şu açıklamayı yaptı:
"Cumhuriyet gazetesinin dağıtımının engellenmeye çalışılması sansür girişimidir. Anayasa'nın 28., 29 ve 30. maddeleri ihlal edilmiştir. Bu girişimle, AKP döneminde düşünce ve ifade özgürlüğüne, basına halkın haber alma hakkına yapılan baskılara bir kara leke daha eklenmiştir.
"Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütünün yaptığı Dünya Basın Özgürlüğü Sıralaması'nda, Türkiye, 2002 yılında 139 ülke içerisinde 99. sırada yer alırken, 2014 yılında 180 ülke içerisinde 154. sıraya geriledi. Gazetelere basılmadan, dağıtılmadan önce müdahale edilen rejimlerin adı demokrasi değildir.
"Biz aşağıda imzası olan gazetecilik meslek örgütleri olarak bu girişimi kınıyoruz. G9 Gazeteciler Platformu olarak, düşünce ve ifade özgürlüğünü, halkın haber ve bilgi alma hakkını, mesleğimizin ilkelerini ve onurunu savunmaya devam edeceğiz." (EA/BK)