bianet'in 19 Kasım'da başlayan "Öldürülen Gazeteciler ve Cezasızlık" dizisi 8 Aralık'ta sona erdi. Basın örgütlerine bu konuda neler yapılabileceğini, somut hangi adımlar atılması gerektiğini sorduk.
"İktidarlar kalkan olmaktan vazgeçmelidir"
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkan Vekili Turgay Olcayto
"1990'larda gazeteciler halkın gerçekleri öğrenebilmesi için kontrgerilla hareketlerini araştırarak haberleştirmeye çalışıyorlardı. Dolayısıyla JİTEM, kontgerilla gibi örgütleri ve devletteki bağlantılarını rahatsız ettiler.
Yöneticiler ve yasa uygulayıcılar 2012'de artık devleti koruma refleksinden çok, bireyin temel hak ve özgürlüklerini öne çıkarmalı. Devlet artık suça karışan memurlarına koruma kalkanı olmaktan vazgeçmeli."
"Derin devlet tasfiye edilecekse cinayetler çözülmeli"
Basın Enstitüsü Derneği Başkanı Kadri Gürsel
"Türkiye'de 1990'lardaki hedef seçilenlerin profili ve ardından soruşturma eksikliği nedeniyle kamuoyunun 'derin devlet'le ilişkilendirdiği bu cinayetlerin çözülmemesi, o 'derin devlet'in varlığını sürdürdüğü kuşkularını besliyor.
Derin devletin tasfiyesi amaçlanıyorsa ilk yapılması gereken bu cinayetleri çözmekken, bu çözümsüzlük, özünde iktidarın kendi çeşitli dar siyasi hedeflerini gözettiği uygulamalarına meşruiyet payandası teşkil ediyor.
Kısacası meselemiz, bu cinayetlerin çözülmesinin Türkiye'de muktedirin ne kadar işine gelip gelmediğiyle ilişkilidir. Bu cinayetlerin tekrarının önüne geçecek yegane çare adalet ve hukuk normlarının tam ve eksiksiz egemen kılınması ve cezasızlık kültürünün bu şekilde silinip yok edilmesidir."
"Zamanaşımını durduran yasalar çıkarılmalı"
Basın Konseyi Genel Başkanı Orhan Birgit
"1990'larda 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi'nin dip dalgaları ortadan çekilmemişti, kontrgerilla ve Batı'daki güçlerin Türkiye üzerindeki planları egemendi. Bu planlar birtakım karışıklıkların devamlı gündemde olmasıyla gerçekleşebilirdi.
Öldürülen gazeteciler kendi bölgelerinde tanınan isimlerdi. Çünkü bir cinayeti büyük haber yapan vurulanın tanınmış olmasıdır. Bu sayede o isimler hedef haline geldiler.
Cezasızlık meselesinde ve faili meçhul gazeteci cinayetlerinde açık dosyalar için zamanaşımını durdurmaya yönelik yasalar çıkarılmalı.
"Tam Anlamıyla Aklanamadık"
Medya Derneği Genel Sekreteri Deniz Ergürel
"1990'larda gazetecilerin hedef tahtasına konmasının temel iki sebebi var: Birincisi gazeteciliğin doğası gereği rahatsız edici bir meslek olması ve güç sahiplerinin bu fikirlere karşı silahla mücadeleyi en kolay yol olarak görmesi; ikincisi ise gazetecilerin öldürülme haberinin toplumda hızla yayılarak kargaşaya yol açması.
Bu hedefler öylesine etkiliydi ki 90'ların kötü hatıralarından tam anlamıyla aklanamadık. Bu tip olayların tekrar yaşanmaması için Türkiye terör sorunundan kurtulmalı ve darbe girişimleri bir daha tekrarlanmayacak şekilde engellenmeli. Demokrasinin, şeffaflığın ve hesap verebilirliğin yaygınlaştığı bir ülkede faili meçhul cinayetler de ortadan kalkacaktır."
"Türkiye geçmişiyle hesaplaşmalı"
Türkiye Gazeteciler Federasyonu ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Atilla Sertel
1990'larda aydınlar, gazeteciler mevcut düzeni eleştirdikleri, ülke ve toplum sorunlarına dikkat çektikleri ve belki de yaşadıkları döneme aykırı kabul edildikleri için karanlık güçlerce katledildi.
Şimdi Türkiye demokratikleşecekse, öncelikle geçmişin bu kara sayfalarını aydınlatmalı, geçmişiyle hesaplaşmalıdır. Parlamento tutarlı ve emin adımlarla geçmişte karanlık kalanların üzerine yürümeli. Olayların arkasından kimler çıkarsa çıksın toplumun vicdanında ve adalet önünde hesap vermesi sağlanmalı.
"İktidarlar sadece seyrettiler"
Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanı Ahmet Abakay
"1990'lı yıllarda Türkiye'de gazeteci, aydın cinayetleri ciddi boyutlara ulaştı. Dönemin hükümetleri koltuğunu korumak uğruna cinayetleri önlemedi, böylece meydan cinayet işleyenlere bırakıldı. İktidarlar sadece seyrettiler.
Bir yönetim demokrasiyi, insan haklarını, temel hak ve özgürlükleri içten savunmuyorsa, iktidarı sürdürmek için sadece populizmi önüne koyuyorsa, suçlular ve özellikle siyasi cinayetlerin suçluları bulunamaz."