Basın özgürlüğü için mücadele eden kuruluştan yapılan açıklamada "Hiçbir şekilde kabul edilemeyecek bu sansürün dayatılmasını kınıyoruz" denildi.
"Gazeteci tanık olarak kalabilmeli"
15 Ağustos'ta Necef Polisi, Irak İçişleri Bakanlığı'nın aldığı, Iraklı ve yabancı gazetecilerin 2 saat içerisinde kent dışına çıkmalarını isteyen kararını duyurdu.
Yetkililerin, kutsal kabul edilen Şii kentinde "büyük saldırı" hazırlığı yaptıklarını duyurması üzerine polis de, "güvenlik" gerekçesiyle gazetecilerin bölgeden tahliye edilmesi işlemine başladı bile. Bölgeden çıkmayı reddedenler, tutuklama ile tehdit ediliyorlar.
Uygulamayı tepki ile karşılayan RSF, Irak hükümetinden kararını geri almasını istedi.
"Sadece iliştirilmiş gazeteci kalacak"
RSF, "En iğrenç uygulamalar tanıksız ortamlarda geliştiğine göre gazetecilerin bölgedeki varlığı vazgeçilmez bir önem taşıyor. Güvenlik açısından bile muhabirler, bölgeden ayrılıp ayrılmayacaklarına kendileri karar vermeliler" diye bildirdi.
AFP Ajansının bir muhabiri, gazetecilerin kaldıkları otele gelerek, kendilerinden kentten ayrılmalarını istediğini ve "terk edin yoksa tutuklamak zorunda kalacağız. Kente girişler artık kapalı" dediğini bildirdi.
AP Ajansı ise, uyarılar üzerine gazetecilerden bazılarının kenti terk ettiğini açıkladı. AP'ye göre, saldırı sırasında sadece "iliştirilmiş" gazeteciler kentte kalabilecek.
AFP Ajansı, Arapça yayın yapan İran "El-Alam" televizyonunun Iraklı muhabiri Muhammet Kazem'in, bulunduğu binanın çatısından canlı yayına katıldığı sırada tutuklandığını bildirdi. (EÖ/BB)