Basın Konseyi Yüksek Kurulu Oktay Ekşi'nin başkanlığında 2 Mart 2002 Cumartesi günü Adalet Bakanlığınca hazırlanan "Basın Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı" hakkındaki görüşlerini saptadı.
Basın Kanunu için uzun çalışmalar yapıldığı, bu çalışmalar sırasında Basın Konseyi'nin ve diğer meslek kuruluşlarının görüşleri alındığı halde, Adalet Bakanlığı'nca hazırlanan tasarıda bu görüşlerin hiçe sayılmasını hayret ve üzüntüyle karşıladığını açıklayan Yüksek Kurul'un konuyla ilgili görüşleri şöyle;
* Siyasi iktidar, Avrupa Birliği'ne katılmak amacıyla 19 Mart 2002 gününe kadar çıkartması gerekli yasaları ulusal programda açıklamıştır. Basın Yasası da ifade özgürlüğü kapsamında kısa sürede değiştirilmesi gerekli yasa olarak sayılmıştır. Ulusal programın gerekçesi demokratik toplum düzenini kurmak, hukukun üstünlüğünü kabul ederek, demokratik Türkiye'yi yaratmak olarak açıklanmıştır. Adalet Bakanlığı'nın hazırladığı tasarının mantığı ise ulusal programa açıkça aykırıdır.
Haber verme görevini sınırlandırıyor
* Yüksek Kurul, çağdaş demokrasilerde "özgür haber dolaşımı" sürecinde, "halkın bilgi edinme hakkı"nın, demokratik sistemin sağlıklı işlerliğinin vazgeçilmez bir kuralı kabul edilmesine rağmen, bu tasarıyla Anayasa'ya göre özgür ve sansürsüz olması gereken "basının haber vermek/eleştirmek görevinin" hiçe sayıldığı ve sınırlandırılmak istendiği görüşüne varmıştır.
* Tasarıda mahallin en büyük mülki amirine,basılmış eserlerin, Türkiye'ye sokulması veya dağıtılmasının yasaklanması konusunda yetki tanınmış ve böylece idareye basına müdahale olanakları sağlanmıştır.
* Yüksek Kurul, 5680 sayılı yasada yer alan ve iletişim özgürlüğünü büyük ölçüde kısıtlayan, mevcut Ek 1 ve Ek 2. maddelerinin tamamen kaldırılması görüşünü yinelemektedir.
Baskıyı kanunileştiriyor
* Tasarıda, bu maddelerin kaldırılması yerine, "kuvvetli belirti bulunması halinde" soruşturma açılacağını ifade eden ibarelere yer verilmektedir. Bu yaklaşım, iletişim özgürlüğü sınırlarını daha da daraltacaktır. Çünkü bu ibare her türlü baskıyı kanunileştirmektedir.
* Yüksek Kurul, tasarıda yer alan ve basım araç ve aletlerini "müsadere" etmeyi öngören, "kapatma", "toplatma" gibi yöntemleri meşrulaştıran yaptırımları çağdışı bulmakta ve bunları basına yönelik "önleyici sansür" olarak değerlendirmektedir.
Ağır yara
* Yüksek Kurul, bu tasarıyı çağdaş ve demokratik bulmamakta ve yasalaştığı takdirde iletişim (basın) özgürlüğünün çok ağır bir yara alacağına dikkat çekmektedir.
* Basın Konseyi Yüksek Kurulu, Basından Sorumlu Devlet Bakanlığınca hazırlanan ve meslek kuruluşlarının da katkısıyla bir ölçüde olgunlaştırılan önceki tasarının bu yasama döneminde yasallaşması hususunda hükümetin taahhütte bulunmasını beklemektedir.