Basın Enstitüsü Derneği - IPI Ulusal Komitesi, Milliyet gazetesi muhabiri Nedim Şener hakkında 4,5 yıl hapis istemiyle yeni bir dava açılmasına ve bir tazminat mahkumiyeti nedeniyle Anadolu'da Vakit gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak'ın evini satmak durumunda bırakılmasına tepki gösterdi.
Komite, Şener'e açılan davanın İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi 19. maddesinde belirtilen ilkeyle çeliştiğini bildirdi; "Basın özgürlüğüne yönelik bu durumun düzeltilmesi için yetkilileri göreve davet ediyoruz" dedi.
Söz konusu bildirgenin 19. maddesine göre, "Herkesin düşünce ve anlatım özgürlüğüne hakkı vardır. Bu hak düşüncelerinden dolayı rahatsız edilmemek, ülke sınırları söz konusu olmaksızın, bilgi ve düşünceleri her yoldan araştırmak, elde etmek ve yaymak hakkını gerekli kılar".
Örgüt, Dilipak'la ilgili de, "Basın yoluyla hakaret davalarına verilecek cezalar yazarı yok etmeyi amaçlayan boyutlara, meskeninin haciz yoluyla satılacak noktalara ulaşmamalıdır" şeklinde açıklama yaptı.
Basın Enstitüsü Derneği'nden Şener'e destek
Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı, "Dink Cinayeti ve İstihbarat Yalanları" kitabının yazarı Şener hakkında, Milliyet gazetesinin 9 Şubat 2009 tarihli sayısında yer verilen "Emniyet'ten iki ilginç şema" başlığı haber nedeniyle dava açmıştı.
Şener, haber nedeniyle, Ceza Yasası'nın (TCK) 285. maddesi uyarınca ve "basın yoluyla gizlilik ihlal edildiği" iddiasıyla dava açtı. Gazeteci, 22 Aralık'ta Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde yargılanmaya başlayacak.
Gazeteci halen kitapta yer verilen belgeler nedeniyle, "terörle mücadelede görev almış görevlileri hedef gösterdiği, gizli bilgileri temin ettiği ve açıkladığı, yargıyı etkilemeye teşebbüs ettiği" suçlamalarıyla 28 yıla kadar hapis istemiyle yargılanıyor. Gazeteciyi, polisler Ramazan Akyürek, Muhittin Zenit, Fatih Sarı ve Ali Fuat Yılmazer şikayet etmişti.
"Cezalar yazarı yok etmeyi amaçlayan boyutta olamaz"
Gazeteci Ferai Tınç başkanlık ettiği Basın Enstitüsü Derneği, yazar Dilipak'ın Kadıköy Acıbadem'deki evinin, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Güven Erkaya'nın ölümünden sonra hakkında yazdığı bir yazı nedeniyle çarptırıldığı tazminat nedeniyle icra yoluyla satılmasını da eleştirdi.
Gazeteci, 25 Haziran 2000 tarihinde yer verilen "Hakkımı helal etmiyorum" ifadesi nedeniyle mahkum olmuş, tazminat cezasını karşılamak için evini icra yoluyla 167 bin TL'ye satmak zorunda kalmıştı.
Dernek, Dilipak'tan süreci aktardı: "Bu sözümden dolayı hakkımda hem tazminat hem de ceza davası açıldı. Bu davalardan ceza davası zaman aşımına uğradığı için düştü. Ancak tazminat davası adresimi bulamadıkları gerekçesiyle gıyabımda bir yargılama yapılarak ilan yoluyla davayı sürdürüyorlar. Dava karara bağlanıyor. Temyiz süresi geçtikten sonra bana ulaşıyorlar. Kanuna karşı hile yoluyla evim gasp edildi."
Dernek, bunun üzerine "Verilen bu cezayı büyük bir gözdağı olarak değerlendiriyor ve basın özgürlüğüne doğrudan müdahale olarak görüyoruz" açıklaması yaptı. (EÖ)