Gazetecilere Özgürlük Platformu (GÖP) 50'den fazla gazetecinin tutukluluğuna ve gazeteciler hakkında 2 bini aşkın davada 4 binden fazla soruşturmanın sürdüğünü hatırlatarak, gazetecilerin tutuksuz yargılanmasını talep etti; basın ve ifade özgürlüğü ile sendikal örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılmasını istedi.
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü'nde Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nde (TGC) bir basın toplantısı düzenleyen platform adına konuşan Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Ercan İpekçi işsizlik tehlikesinin, iş güvencesinden yoksun basın emekçilerinin bağımsızlığını ve özgür haberciliği tehdit ettiğini söyledi.
TBMM Genel Kurulu'nda görüşülmekte olan Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun Tasarısı'yla getirilen yeni düzenlemeyle, radyo ve televizyon gazetecilerinin "Basın İş Kanunu" kapsamı dışında kalma tehlikesi altında olduğuna da işaret etti.
"Baskılar, Avrupa İlerleme Raporları'nda bile yer buldu"
İpekçi 100'den fazla gazetecinin ise yakın vadede cezaevinde tehdidi altında olduğunu belirtti ve yaşanan sorunlara dikkat çekti:
"Terörle Mücadele Kanunu hükümleriyle gazeteciler üzerinde oluşturulan baskılar, Avrupa Komisyonu'nun İlerleme Raporları'nda yer bulacak kadar ileri gitti.
"Şikayet ve akreditasyon uygulamalarıyla gazetecilerin Başbakan ve bakanlara özgürce soru sorması engelleniyor."
"TRT ve Anadolu Ajansı üzerindeki müdahalelerin, kamu yayıncılığı yapan bu kuruluşları özgür ve bağımsızlık habercilik ilkesinden uzaklaştırması kaygı verici."
"Çok sesliliğin olmadığı yerde demokrasiden söz edilemez"
Toplantıda bir izleyicinin platform içerisinde Gazete Sahipleri Derneği'nin bulunmasını eleştirmesi üzerine İpekçi, derneğin kendi talepleriyle platformda yer aldıklarını ve mücadelenin tek başına emekçilerin vermesinin mümkün olmadığını söyledi.
Gazeteci Namık Koçak da "Başbakan'a soru sorması engellenen bir gazete muhabirini geri çekmek yerine yeni isim bildiriyorsa, basın özgürlüğünden söz etmek mümkün değil" diyerek gazete yönetimlerini eleştirdi; basın özgürlüğü ve çok sesliliğin olmadığı yerde demokrasiden söz edilemeyeceğini vurguladı.
Gazeteci yazar Nedim Şener de "Oluşturulan bu medya düzeninde baskı yaratan da, medet umduğumuz da hükümet; çünkü erk ellerinde" dedi ve "gazetecileri yaftalayan gazetecileri" ve medyanın gazetecilere olan baskısının da deşifre edilmesi gerektiğini ifade etti. (EÇ-SD/EÖ)