Diyarbakır Barosu Başkanı Sezgin Tanrıkulu ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi Başkanı Muharrem Erbey, Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un çoğunluğu işveren örgütlerinden oluşan bir grupla yaptığı toplantının siyasete müdahale olduğu kanısında.
Tanrıkulu "Bu tür bir görüşmeyi, Genelkurmay Başkanı'nın operasyonların artacağını ifade ettiği konuşmalarıyla birlikte değerlendirdiğimizde, siyasetin her alanına müdahale etme isteğinin bir göstergesi olduğunu görüyoruz" diyor.
Erbey de "Açıklamalarından şiddeti artıracağını anladığımız Genelkurmay Başkanı'nın, siyasetçilerin yapması gereken bir toplantı düzenlemesi, siyasete düzenleme. Bu demokrasiye zarar verir" diye konuşuyor.
Tanrıkulu: Sorunun esas çerçevesi siyasal
Başbuğ toplantıya her iki örgütü de davet etmemişti. Tanrıkulu "Bu toplantı, Kürt sorununun doğrudan merkezinde olan bir kurumun gerçekten farklı görüşleri dinleme ihtiyacından kaynaklanmışa, bu tablo eksik" diye saptıyor.
"Kürt sorununun sadece ekonomik bir sorun olmadığını, esas çerçevesinin siyasal olduğunu, bu toplantıya katılan örgütlerle de, pek çok kez birlikte söylemiştik. Ama toplumun farklı kesimlerinin görüşlerinin de duyulması gerekir. Bu toplantıda meslek örgütleri, sendikalar da yok. Hukuk ve insan hakları boyutunu dışarıda bırakan bir görüntü."
Tanrıkulu, davet gelseydi ve toplantıya katılsalardı, Kürt sorununa demokratik çözüm projelerini dile getireceklerini de ekledi.
Erbey: Davet gelse de gitmezdik
Erbey davet gelse de toplantıya katılmayacaklarını söylüyor. "Biz bir insan hakları kuruluşuyuz. Hak ihlallerinin yaşanmaması temelinde yaklaşırız. Asker bizimle görüşmesin, demiyoruz; ama yasaların, hukuk devletinin gereği yerine getirilsin diyoruz. Askerle böyle bir görüşmenin yerine görüşlerimizi ifade etmek isteriz. Sorunun parlamento üzerinden çözülmesini isteriz. Askeri yetkililerin bildiği taktikler belli."
"Erdoğan'la Gül de aynı şeyi yaptı"
Ama Erbey Diyarbakır ziyaretlerinde Başbakan Erdoğan'la Cumhurbaşkanı Gül'ün de benzer davrandığına dikkat çekiyor:
"Başbakan geldiğinde davet etseydi görüşürdük. O da işveren temsilcilerini çağırıp görüşmek istedi. GAP eylem planını açıklarken de aynı şeyi yaptılar.
"Abdulllah Gül nisanda geldiğinde, sadece İHD'nin ve işveren temsilcilerinin yer aldığı bir grubu çağırmıştı. Biz işçi, memur, meslek odaları, dernek temsilcileri de olsun, dedik. Ama kendilerine yakın hissettikleri kurumların temsilcilerinin yanına bizi koymuşlardı. Biz de katılmamıştık. Çünkü o topluluk Diyarbakır'ı temsil etmiyordu." (TK)